Cagliari Gezilecek Yerler

Bastión de Saint Remy olarak bilinen Saint Remy Kalesi, Cagliari’nin en eski yapılarından birisidir. Orta Çağ’dan kalma olan bu kale, mermer ağırlıklı malzemesi ile dikkat çekmektedir. Şehrin en turistik mekânı olan Saint Remy Kalesi, 19. yüzyılda Castello ilçesini savunabilmek amacıyla inşa edilmiştir. Sardinya tarihi boyunca önemli bir rol oynayan Savoy kraliyet ailesi de burada yaşamıştır. Şehrin manzarasını Saint Remy Kalesi üzerinden çıkarabilir ve bu tarihî yapıda eski dokuları keşfedebilirsiniz.

Saint Remy Kalesi günün her saatinde gidebileceğiniz turistik mekânlardan birisidir. Ayrıca kaleyi ziyaret etmek için ise herhangi bir ücret ödemeniz gerekmemektedir. Gün batımının eşsiz güzellikte göründüğü bu kaleye akşam saatlerinde çıkmanızı ve güneşin batışını buradan izlemenizi tavsiye ederiz.

Şehrin en önemli noktası olan Marina, hem turistler hem de yerli halk için oldukça büyük bir öneme sahiptir. Tarihten bu yana oldukça işlevsel bir özelliğe sahip olan Marina, şehrin en önemli geçim kaynaklarından birisidir. Roma başta olmak üzere çeşitli farklı bölgelerden gemilerin ve yatların yanaştığı bu liman, hem turistik hem de ticari amaçlı olarak şehre büyük bir kazanım sağlamaktadır. Sahil caddesi boyunca yer alan yürüyüş alanları akşam saatlerinde insanların tercih ettiği mekânların başında gelmektedir. Bunun yanında bisiklet sürmek, kitap okumak gibi aktiviteler için de oldukça ideal bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Marina’yı cazip kılan diğer bir nokta ise çevresinde birden fazla mağaza, dükkân, restoran ve kafe bulunmasıdır. Günün her saati oldukça kalabalık olan Marina çevresi birçok farklı kitlenin burada farklı amaçlarla buluşmasını sağlamaktadır. Alışveriş yapmak, dinlenmek, bir şeyler yemek ve içmek için gidebileceğiniz en iyi mekânlar arasında Marina gelmektedir.

Torre dell'Elefante olarak da bilinen Fil Kulesi, Orta Çağ döneminden kalma en önemli tarihî eserlerin başında gelmektedir. Castello bölgesinde bulunan bu kule, İspanya’nın Sardinya’yı işgal etmesine karşı inşa edilmiştir. Oldukça büyük savaşlara sahne olan bu kule tarih meraklılarının Cagliari’ye gittiklerinde uğramaları gereken mekânların başında gelmektedir. Fil Kulesi ise adını dışarıda bulunan fil heykelinden almaktadır. Fil heykelinin neden yapıldığı ise günümüzde dahi bilinmemektedir. Bir dönem hapishane olarak da kullanılan kule, 42 metre uzunluğundaki yapısı ile oldukça ihtişamlı görünmektedir.

Şehri kuşbakışı izleyebileceğiniz bu yapı, yaz aylarında saat 10.00-19.00 arasında ziyaretçilere kapılarını açarken kış aylarında 10.00-17.00 arasında ziyaret edilebilmektedir. Bunun yanında giriş ücreti ise yetişkinler için 3 euro, çocuklar için 2 euro’dur.

Beyaz yapıda inşa edilen ve çeşitli renkli işlemelerle süslenen Duomo Katedrali, 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Romanesk bir tarzda inşa edilen katedral, 1722 yılında tekrar restore edilerek Barok tarzında yapı içerisinde yer verilmesini sağlamıştır. Yapının tekrar Romanesk yapıya kavuşturulması için ise 1722 yılından 200 yıl sonra tekrar barok usulü işlemeler katedral üzerinden çıkarılmıştır. Oldukça tarihi bir geçmişe sahip olan katedral, içerisinde Roma mezarları, figürleri ve kaplamalarını da barındırmaktadır.

Katedral oldukça büyük bir arazi üzerinde konumlanmaktadır. Katedral’e giriş yapmak için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur. Bunun yanında giriş saatleri açısından da herhangi belirtilen bir sınırlama bulunmamaktadır. Caligari’ye gelen ziyaretçilere önerimiz bu tarihî katedrale uğrayarak yapıyı muhakkak görmeleri yönünde olacaktır.

Via Buon yolu üzerinde bulunan Roma Tiyatrosu, oldukça eski bir tarihi geçmişe sahiptir. 1. yüzyıldan kalan Roma Tiyatrosu, oldukça eski arkeolojik kalıntıların bulunduğu eşsiz bir yerdir. Sanatın ve tarihin buluştuğu bu tiyatroda, dönemin önemli isimleri tarafından çeşitli organizasyonların düzenlendiği bilinmekle beraber, tiyatro ve konser gösterilerinin organize edildiği de tahmin edilmektedir. Günümüzde ise sadece turistik amaçlı kullanılmaktadır.

Kamusal alana açık olan bu tarihî yapı, dileyen herkesin ziyaret edebileceği mekânların başında gelmektedir. Bu tarihî yapıyı görmek için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur fakat rehber eşliğinde tiyatro bölgesini gezmek isteyen ziyaretçiler bunun için bir ücret ödemek zorundadırlar. Vaktiniz geniş ise bu tiyatroyu bir rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ederiz.

Piazza Arsenale yolu üzerinde bulunan Arkeoloji Müzesi, 1800’lü yıllarda kurulmuş olup, dönemin en eski ve tarihî eserlerinin sergilendiği eşsiz bir müzedir. Günümüzde son düzenlemelerini Carlo Tronchetti ve Luisanna Usai’nin yaptığı müze, toplam 4 bölümden oluşmaktadır. Neolotik dönemden başlayarak Sardinya’ya ait önemli eserlerin yer aldığı bu müzede Sardinyalıların tarih öncesi dönemde yaşayışlarına dair savaş aletleri, günlük yaşayış tarzlarında kullandıkları araç ve gereçler sergilenmektedir.

Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 9 euro iken öğrenciler için ise 4,5 euro’dur. 18 yaşından küçük ziyaretçilere ise girişler ücretsizdir. Bunun yanında müzeye giriş saatleri ise salı gününden pazar gününe kadar 09.00-20.00 saatleri arasındadır. Pazartesi günleri ise tatil olduğundan dolayı müze ziyaretçilere kapalıdır.

Via la Palma snc yolu üzerinde bulunan Parco Naturale Molentargius-Saline, bölgedeki en doğal parklardan birisidir. İçeresinde barındırdığı canlı çeşitliliği ve renkli doğası ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. İçerisinde flamingolara rastlayabileceğiniz bu park çocuklarınız ve aileniz ile eşsiz bir zaman dilimi geçirebileceğiniz mekânlar arasında yer almaktadır. Günümüzde park, büyük bir özenle korunmakta ve içerisindeki canlıların bakımına oldukça önem verilmektedir.

Parkı ziyaret etmek isteyenler haftanın her günü saat 09.00-18.00 arasında bu eşsiz mekânı ziyaret edebilirler. Parka giriş ücretsiz olsa da burada yapacağınız aktiviteler için ücret ödenmek zorundadır. Bisiklet kiralamak isteyenler 3 euro veya bot turlarına katılmak isteyenler 10-15 euro arasında değişen bir bedel ödemelidir.

Tam bir doğa harikası olan Orto Botanico, içerisinde 2.000 çeşit farklı bitki türünü barındırmaktadır. Binlerce kaktüs çiçeğinin yer aldığı botanik bahçesinde en ilgi çeken bölüm yine kaktüslerle ilgili olandır. Bahçe toplamda dört ayrı bölümde sergilenmektedir. Bu bölümün birisini ise lotus çiçeği oluşturmaktadır. Oldukça ilginç bir tarihi olan lotus çiçeğini görmenizi özellikle tavsiye ederiz.

Botanik bahçesine giriş ücreti 4 euro’dur fakat bazı bölümlere giriş için ekstra ücret ödemeniz gerekebilir. Dolayısıyla ödemeniz gereken toplam tutar 10 euro’ya kadar çıkabilmektedir. Botanik bahçesini ziyaret edebileceğiniz saat aralığı ise 09.00-18.00 arasındadır. Pazartesi günü ise botanik bahçesi kapalıdır. Bu yüzden gideceğiniz günü buna göre ayarlamanızı tavsiye ederiz.

Comune di Quartu Sant Elena ve Comune di Cagliari bölgeleri arasında konumlanan Poetto Plajı, Caligari’nin en ünlü plajıdır. Şehrin en uzun sahili olan bu plaj yaklaşık 8 kilometre uzunluğundadır. Muhteşem bir plaja sahip olan Poetto Plajı, denizin kumlu olması ile de oldukça tercih edilmektedir. Poetto Plajı’nda deniz, kum, güneş gibi aktivitelerin yanı sıra yamaç paraşütü ve rüzgâr sörfü de yapılabilecekler arasında yer almaktadır.

Çocuklu aileler için oldukça ideal olan bu plaj, gönül rahatlığı ile ailenizle gidebileceğiniz mekânların başında gelmektedir. Plaja giriş ücretsiz olmakla beraber yapacağınız farklı aktiviteler için ücret ödemeniz gerekebilir. Şehir merkezinden plaja gitmek isteyenler ise P hatlı otobüse binerek plaja ulaşabilirler.

Castello İtalyanca’da kale anlamına gelmektedir. Caligari’nin en turistik mekânlarından biri olan II Castello, İspanya savaşlarına karşı şehri korumak amacıyla inşa edilmiştir. Fil Kulesi ve Saint Remy Kalesi yine Castello’nun yakınında bulunmaktadır. Bu üç yapıda şehri savaş saldırılarından korumak amacıyla yapılmış ve oldukça başarılı bir şekilde konumlandırılmıştır. Castello oldukça dar caddeleri ve Arnavut kaldırımları ile sizleri tarihin derinliklerine götürmektedir.

Hafta içi çok fazla yoğun olmayan bölge, hafta sonları oldukça kalabalık olmaktadır. Özellikle yaz aylarında kalenin çevresinde bulunan kafe ve restoranlar dolup taşmaktadır. Hafta sonu kaleye gezi düzenleyeceklere tavsiyemiz ise sabah saatlerini tercih etmeleridir. Santa Maria Katedrali ile ihtişamlı bir görünüm sunan bu kaleyi görmeden şehirden ayrılmamalısınız.