Fukuoka’da Gezilecek Yerler

"Tenjin" olarak adlandırılan Eski Fukuoka, yani tarihi şehir, şimdi kentin ana alışveriş bölgesi. Fukuoka’nın modern kısmı olan Hakata ise, şehrin limanına ve tren istasyonuna ev sahipliği yapıyor.

Ziyaretinize ilk iş olarak Tenjin’in keşfiyle başlayın. Her ne kadar İngilizce sorunu olsa da yeteri kadar yönlendirici tabela ile en azından gideceğiniz yeri kestirebilirsiniz. Tenjin’de mahallede birçok restoran, bar, mağaza mevcut. Buranın müdavimleri özellikle hava karardıktan sonra ortaya çıkıyorlar denebilir. Hafta sonu gündüz vaktinde ise akşamdan kalma birçok kişiyi sokaklarda görebilirsiniz. Fukuoka’nın canlı bir gece hayatı var. Tokyo'dan sonra en fazla bara sahip olan şehir Fukuoka. Bu canlı hayatın merkezi de Tenjin.

Tenjin ayrıca alışveriş ve yeme içmenin de merkezi. Burada yatai denen seyyar ramen istasyonları var ki tam bir Japon kültürü örneği… Gece geç saatlerden sabahın ilk ışıklarına kadar içki, ramen ve sohbetin döndüğü bu seyyar çadırlarda mutlaka yemek yiyin. Japonya’daki servis sektörü çok iyi. Her şey zamanında, kaliteli ve güler yüzlü…

Biri size hizmet ederken, sanki bunu para kazanmak için zorunlu olduğundan değil de sizi ailesinden biri gibi gördüğünden dolayı yapıyormuş hissine kapılıyorsunuz (En azından dışarıya yansıyan görünüm böyle!). Bir de gezmeye gelenler söz konusu olunca ellerinden gelen yardımı yapmaya çalışıyor bu nazik ve güler yüzlü halk.

Ohori Parkı, ‘Place of Scenic Beauty’ kategorisinde tescillenmiş bir park. Türkçe’de Güzel Manzaraya Sahip Yer anlamına gelen bu kategori daha geniş bir anıt tescili sisteminin parçasıdır. Japonya hükümeti tarafından doğal ve tarihi güzelliklere, anıtlara, mimari yapılara, bahçelere ve her türlü kültür ve tabiat varlığına uygulanan bu tescil sistemi, koruma ve turistik amaçlarla pazarlama odaklıdır.

Ohori, Japonca’da “büyük kale hendeği” anlamına gelmekte. Ve ismini Fukuoka’nın eski lordu Kuroda Nagamasa’nın Fukuoka Kalesi’nin güvenliği için kazdırdığı bir hendekten alıyor. Hakata Körfezi’ne bakan Kusagae isimli bir koyumsu girintinin kuzey yarısına el koyarak bu hendeği açarken, bu koya dükülen Hii (Tajima) Nehri’nin akışı değişerek batıya dönmüştür.

Burada bulunmakta olan park 1929 yılında Fukuoka şehir yönetimi tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bu yeni tasarımda Çin’in Batı Gölü model alınmıştır. Sadece şehirdeki değil, tüm Japonya’daki en güzel su parklarından biri olan bu park, yerel halk için bir dinlenme ve rahatlama bölgesidir. Her yıl ağustos ayında burada bir havai fişek festivali düzenlenir.

Parkın yanında bulunan Fukuoka Art Museum’u da buraya kadar gelmişken mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. Genel olarak koleksiyonu Asya sanatına odaklanan müze 2010 yılında Marc Chagall’a dair kapsamlı bir süreli sergi de düzenlemiştir.

Fukuoka Kalesi ya da diğer adılarıyla Maizuru Kalesi veya Seki Kalesi, erken Edo dönemimde, Kuroda Nagamasa tarafından yaptırılmıştır. Japonya hükümeti tarafından tescilli bir tarih eser olarak koruma altına kalr Fukuoka kentinin merkezinde yer alan Fukuoka Tepesi’nin üzerinde bulunur.

Naka Nehri’nin, kalenin doğu tarafında doğal bir hendek oluşturduğu bu kalenin batı tarafında ise doğal hendek görevi gören bir bataklık mevcuttur. Hakata limanı ise Naka Nehri’nin karşı tarafında kalenin doğu çaprazında bulunur. Kale etrafında kurulan şehir bakısız kuzeye yani denize doğru gelecek şekilde kurulmuştur.

Kalenin yayıldığı alanın büyük bir kısmı Maizuru Park’ına aittir. Bu parkta sayısız spor tesisi, bir mahkeme salonu ve bir sanat müzesi bulunmaktadır. Heiwadai Beyzbol Stadyumu, yani Nishitetsu Lions ve Fukuoka Daiei Hawks adlı takımların eski evi, kalenin sınırları içinde yer almaktadır. Kalenin baxı eski kapıları, ayrıca yagura adı verilen kulelerinden de bazıları kalenin kapsmaında koruma altına alınmıştır.

Bunlardan bir tanesi Japonya hükümeti tarafından önemli tarihi eser kategorisinde tescillenmiş ve koruma altına alınmıştır. 1987 yılında kale kampüsünde gerçekleşen kazılarında korokan adı verilen, diplomatları ağırlamak için kullanılan eski bir konuk evine dair kalıntılar bulunmuştur. Bu kalıntılar, Heinan döneminde de kalenin hayatı önem taşıyan bir coğrafi kontrol noktası olduğunu kanıtlamıştır. Tüm Japonya’da içinde bulunan tek korokan kalıntısıdır bu.

Kyushu Ulusal Müzesi, İngilizce adıyla Kyushu National Museum, Japonca transliterasyonu ile Kyūshū Kokuritsu Hakubutsukan, 16 Ekim 2005 yılında Fukuoka’ya bağlı Dazaifu kasabasında açılmıştır ve son yüz yıl içinde üşkede açılan ilk ulusal müzedir. Ayrıca ülkedeki tüm ulusal müzeler arasında tarih odağını sanat üzerinden güçlendirmeye çalışan tek müzedir.

Mimari fasad tarafından yaratılan belirgin modern izlenim, müzenin teknolojik inovasyonları kullanma biçimine de yansımıştır. Teknolojik gelişmeleri müzenin koleksiyonunu halka daha erişilebilir kılmak için son derece iyi bir biçimde kullanan yönetim, son derece yüksek çözünürlüklü bir görüntüleme sistemi, son model imaj işleme ve renk yönetimi yazılımları kullanarak, hem müze koleksiyonunda yer alan ve içeride sergilenmekte olan eserlerin dokümantasyonun yapmakta hem de son derece geniş de olsa nihayetinde sonlu ve sınırlı olan bir sergileme alanının sınırlarının dışına genişleyen bir erişim sağlamaktadır.

Bir tepenin üzerine kurulmuş olan ahşay ve cam bina, Japon tarihine dair son derece önemli bir takım eserleri muhafaza etmektedir. Özellikle de koleksiyonda yer alan seramikler Kuyshu tarihine dair önemli bilgilere ışık tutmaktadır. Her yıl çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayan ve sahip olduğu konservasyonnlaboratuvaroyla dünyada sayılı müzeler arasında yer alan Kyushu Ulusal Müzesi, Kiyonori Kikutake tarafından tasarlanmıştır.

Kushida Tapınağı, Hakata Kanal Şehri, Hakata Liman Kulesi, Hakata Gion Yamakasa, Uminonakamichi Sualtı Dünyası, Fukuoka Kulesi