Kamboçya'nın başkenti Phnom Phen’dir ancak en turistik şehri Siem Reap. Sebebi tabii ki Angkor Wat tapınakları. Eğer zamanınız kısıtlıysa ülke gezinizi Siem Reap, şehir gezinizi ise Angkor Wat tapınakları ile sınırlı tutabilirsiniz.
Siem Reap’te görülmesi gereken diğer yerler
Angkor Ulusal Müzesi, Bisiklet Turu, Kamboçya Kültür Köyü, Srah Srang Gölü ve Tapınağı
Angkor Arkeolojik Alanı
Bu topraklar üzerinde 802 ile 1431 yılları arasında hüküm süren Khamer İmparatorluğu, bu dönemde Siem Reap’in 5.5 km kuzeyine kocaman bir “tapınak şehir” inşa etmeye başlar. Şehrin ismi “Angkor”. “Başkent” anlamına gelen Angkor aynı zamanda Khamer İmparatorluğu’nun başkentidir.
Dönem boyunca krallar kendi güçlerini simgeleyen tapınaklar inşa eder. Tapınakların çoğu Hindu tanrılarına atfedilir. Vishnu ve Şiva tanrılarının isimlerini bolca duyacaksınız. Tanrılara adanmış binlerce tapınaktan günümüze maalesef sadece 70 tanesi ulaşabilmiştir. Kalanlar da fazlasıyla etkileyicidir.
Angkor Arkeolojik alanındaki tapınakların bir kısmı Hinduizm’e adanmış. Bazıları ise Budizm’e. Birçoğu da Hindu tapınağından Budist tapınağına dönüştürülmüş. Neticede burası dini bir alan, birçok Budist rahip görebilirsiniz. Khamer İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Angkor şehri ağaçların arasında kaybolup gider. Orada bir şehir olduğunu bilen tek tük kişi olsa da Fransız bir doğasever 1858’de Angkor’u yeniden keşefedip dünyaya yayar.
Angkor Tapınakları ağaçlardan ve yabani otlardan temizlenir, 90’lı yıllarda UNESCO Dünya Mirası unvanını alır. Tapınakları asıl üne kavuşturan kişi ise Angelina Jolie. 2000 yılında çekilen Tomb Raider’dan sonra Angelina ve Brad Pitt Kamboçya’dan çocuk evlat edinirler. Bu esnada Kamboçya daha çok farkedilir ve dünyanın dört bir yanından turistler Angkor Wat’ı ziyaret etmeye başlar. Angkor arkeolojik alanı yani ‘Angkor Area’ oldukça geniş bir alan ve birçok tapınağı bünyesinde bulunduruyor. “Angkor Wat” aslında bir tapınağın adı, ama bölgeye de ismini vermiş durumda.
- 1 view
Angkor Wat Tapınağı
Vakit kaybetmeden sabah serinliğinden yararlanıp Angkor Wat’ı gezmenizi tavsiye ederiz. Angkor Wat, Angkor Arkeolojik Alanı isimli bölgenin en ünlü tapınağı. Aynı zamanda dünyanın en büyük dini yapısı. 12. yüzyılın başlarında Kral II. Suryavarman tarafından Hindu tanrısı Vishnu için yapılmış. Daha sonra Budist tapınağına dönüştürülmüş.
Tapınak Kamboçya için büyük gurur kaynağıdır, ülkenin bayrağında bile tapınağın resmi vardır. 3 katlı olan tapınağın en üst katına çıkarken dar tahta merdivenlerden tırmanıyorsunuz. Biraz zor olabilir. Ama asıl dikkat etmeniz gereken şey kıyafetiniz. Omuzlar örtülü, bacaklar dizin altına kadar kapalı olacak. Yoksa içeri alınmayabilirsiniz. Duvarlardaki rölyeflerin bazıları silinmiş, bazıları tamamlanmamış durumda. Ama hepsi çok ayrıntılı çizimler, hayran olmamanız elde değil.
Buda heykellerinin de genelde kafalarının çalınmış olduğunu göreceksiniz. Angkor Wat tapınağının önündeki sulak alanda tapınağın yansımalı fotoğraflarını çekmeyi ihmal etmeyin. Bu orayı gecen her turistin yaptığı bir şeydir. Oraya gittiğinizde size gün doğumunu izlemek için yeniden gelmenizi tavsiye edecekler. Bu tavsiyeyi dikkate alın. Angkor Wat’da gün doğumunu izlemek ölmeden önce yapılması gereken şeylerden biridir çünkü!
- 1 view
Angkor Thom Tapınağı
Angkor Wat’dan sonra mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de bir başka tapınaklar kompleksi Angkor Thom. Angkor Thom’u bir bölge gibi düşünebilirsiniz, içindeki tapınaklar: Bayon, Baphoun, Phimeanakas, Terrace of Elephants (Filler terası) ve Terrace of Leper King (Cüzzamlı kral terası).
Bayon tapınağına turistler "gülen yüzler tapınağı" adını takmıştır. Çünkü içinde tam 216 tane gülen surat mevcuttur. Budizm'de önemli bir karakteri simgeleyen bu yüzlerde nirvanaya ulaşmışlığın ifadesi olarak gözler kapalı ve dudaklar gülümsemektedir.
Angkor Thom’un hemen yakınında yer alan Ta Prohm tapınağı da mutlaka görün. İşte Tomb Raider’ın çekildiği yerdesiniz. Buranın en önemli özelliği dev ağaçların tapınakların üzerinden yükselmesi… Bunlar, yerel endemik bir tür olan Banyan ağaçları. Bu ağaçları gördüğünüzde doğa ile inatlaşılmayacağına da ilna olacaksınız. Tapınakların korunması için çalışan ekipler ilk etapta tapınakları ortaya çıkarma amaçlı olarak kesilmiş olan bu ağaçları düzenli olatak kesseler de zamanla ağaçlar tekrar yükselmekte. Ağaçlar bir yandan tapınaklara zarar veriyor olsa da öte yandan güzelliğine güzellik katıyor. Eğer halen tapınak görmekten sıkılmadıysanız Siem Reap’ten 32 km uzaktaki Banteay Srei tapınağına da gitmelisiniz. Pembe kum taşından yapılmış bu tapınak birçok kişi tarafından "en beğenilen tapınak" olma özelliğini taşıyor. Gerçekten çok özenli ve estetik işlemeler bulunduran tapınak, muhtemelen en beğendiğiniz yer olacak. Tapınağın güzelliği ise işlemelerdeki detaylarda gizli.
- 1 view
Tonle Sap Gölü ve Yüzen Köy
Siem Reap’de Angkor alanını gezdikten sonra ikinci en popüler aktivite Tonle Sap gölü üzerindeki yüzen köyü ziyaret etmektir. Köye ulaşmak için tekneye binmeniz gerekecek ve bu teknenin ücreti kişi başı 20 dolar. Maalesef bir doğa mucizesi olsa da köye gidince köydeki aşırı yoksul yaşantıyı, çamurlu suyun içinde hayatını idame ettirmeye çalışan insanları gördüğünüz zaman biraz yüreğiniz burkulabilir. Kamboçya çok acılar çekmiş bir ülke. 1975 yılında Pol Pot ismindeki general "Kızıl Khamerler" örgütünün başına geçerek ülke yönetimini ele geçiriyor. Kamboçya'da sadece tarım yapılmalı felsefesi ile tüm eğitimli ve kültürlü kesimi katlediyor. Yediden yetmişe herkesi etkileyen bu zalim soykırımın yaraları hala sarılmaya çalışılıyor. Halk genel olarak fakir, sadece insanlar değil hayvanlar bile zayıftır ülkede.
Ancak bu korkunç yoksulluğa rağmen bie tabiat ve kültür harikası Siem Reap. Bunun en nadide örneklerinden biri de Tonle Sap Gölü’dür. Güneydoğu Asya’nın en büyük gölü olan Tonle Sap, dünyanın benzersiz ekolojik su rezervlerinden birisi ve Kamboçyalılar için de adeta hayat kaynağı. Dünyanın en büyük taşkın su yatağı ve üzerindeki yüzen köy Chong Khneas bu açılardan görülmeye değer. Chong Khneas yüzen evlerinde asırlık göl hayatı geleneklerini sürdüren Kamboçyalılar, su üstüne yaptıkları tekne evleri ile balıkçılık ve karides, timsah çiftçiliği ile geçimlerini sağlıyorlar. Bu köyde yüzen okul, polis karakolu, market, tapınak ve benzin istasyonu bulunuyor. Şehrin 15 km güneyindeki bu bölgeye tuk tuk veya turist minibüsleriyle gidilebilir. Buraya en az yarım gün ayırmanız ve hırsızlara ve dolandırıcılara dikkat etmeniz gerekiyor.
- 1 view