2012 yılı Mayıs ayında çıktığım sırtçantasıyla Güneydoğu Asya seyahatimin en heyecanla beklediğim durağıydı Kamboçya’nın Siem Reap şehri. Çünkü hep resimlerde görüp bir gün ziyaret etmeyi hayal ettiğim Angkor Tapınakları bu şehirde yer alıyordu. Angkor Tapınakları tam da beklediğim gibi seyahatimin en etkileyici anılarını bıraktı bende. Beklemediğim ve şaşırarak farkettiğim ise Siem Reap şehrinin sessiz, çekingen güzelliği oldu...
Ankor Wat'ı uzaktan seyretmek
Öncelikle Kamboçya’ya gitmeyi planlayanlar için bir kaç pratik bilgi vereyim. Gezgin Türk vatandaşlarının aklına gelecek ilk soru tabii ki vize durumu. Güzel haber: Kamboçya şimdilik Türk vatandaşlarına direk sınırda vize alma şansı veriyor. Biz Laos’tan karayolu ile Kamboçya’ya geçtik ve sınırda hiç problemsiz, 15 dakikada vizeler alındı. Yine de seyahate çıkmadan önce vizede son durumu kontrol etmenizi tavsiye ederim çünkü Güneydoğu Asya ülkelerinde Vietnam ile başlayıp Laos ile devam eden bir „Türk vatandaşlarına vizede zorluk çıkarma“ modası gündemde. Kamboçya’ya direk uçmuyor ve diğer Güneydoğu Asya ülkelerini kapsayan bir tura dahil etmek istiyorsanız, Laos, Vietnam ve Tayland’dan bu ülkeye karayolu ile sınır geçişleri mümkün. Havası ve insanları sıcak, yemekleri lezzetli, otelleri kaliteli ve ucuz bir ülke. Yakın geçmişteki acı dolu hikayesine (bkz. Kızıl Kmer dönemi) rağmen hep gülümseyen insanları özellikle derinden etkiledi beni.
Siem Reap, Angkor Tapınakları sayesinde özellikle son yıllarda Kamboçya’nın turizm gözbebeği haline gelmiş bir şehir. İrili ufaklı, en lüksünden en ucuzuna her bütçeye uygun otel ve pansiyonlar, kafe ve restoranlar bulmak mümkün. Biz Golden Temple Villa Otel’de kaldık ve tüm Güney Asya seyahatimizin en favori oteli bizim için bu oldu. Biraz pazarlıkla (ölü sezon olmasının da etkisiyle) iki kişilik lüks ve klimalı bir odaya gecelik sadece 16 Dolar ödedik. Ve bu fiyata otelin internet odasındaki bilgisayarlarda sınırsız internet kullanımı, bir seferlik Khmer masajı ve otelin kiralık bisikletleri de dahildi. Merkezi olması ve yemyeşil bir bahçenin içinde yer alması da cabası. Otelin bitişiğindeki restoranda ise mutlaka Kamboçya’nın meşhur yemeği olan Amok’u denemelisiniz.
Geleneksel yemek: Amok
Siem Reap’te yapılması gereken başlıca turistik aktivite tabii ki Angkor Tapınakları’nı ziyaret etmek. 10. ve 12. yüzyıllar arasında inşa edilmiş olan Angkor Tapınakları Kmer İmparatorluğu’nun ve mimarisinin en önemli sembolü. 400 kilometrekarelik bir alana yayılmış olan Arkeolojik Park içindeki bu tapınak kompleksini hakkını vererek ziyaret etmek için en az üç gün, mümkünse bir hafta gerekli. Angkor Tapınakları’nı ziyaret için bir günlük (kişi başı 20 Dolar), üç günlük (kişi başı 40 Dolar) ve bir haftalık (kişi başı 60 Dolar) olmak üzere üç ayrı bilet seçeneği var. Biz kısıtlı zamanımız olduğu için üç günlük bilet aldık ve bu üç günün neredeyse tümünü Angkor Tapınakları’na ayırmamıza rağmen yine de doyamadan, gözümüz arkada ayrıldık buradan.
Angkor'un asırlık dev ağaçları
Peki üç günlük bir biletle Angkor Tapınakları en verimli şekilde nasıl gezilir? Öncelikle tapınak kompleksini gezmek için tuk-tuk (Asya ülkelerinde yaygın olan bir çeşit yerel moto-taksi) kiralayabilir ya da kendiniz bisikletle gezebilirsiniz. Tüm gün sıcağın altında pedal çevirip yorulmak istemeyenler ve sadece bir günlük bileti olanlara tuk-tuk kiralamalarını öneririm. Biz 3 günün iki gününü otelimizden ödünç aldığımız bisikletlerle gezerek geçirdik. Tapınak kompleksinin merkezinde ve yakınlarında bulunan tapınaklar arasında bisiketle dolaşmak büyüleyici. Yollar asfalt ve gayet iyi, iki yanınızdan ağaçlar, göller ve yüzyıllık görkemli tapınaklar geçiyor. İnsan sıcağı, yorgunluğu ve hatta zaman kavramını bile unutuyor bu bisiklet seyahati sırasında. Üçüncü gün ise kiraladığımız bir tuk-tukla kompleksin en uzak köşesinde bulunan Banteay Srei tapınağını ve Kamboçya Mayın Müzesi’ni ziyaret ettik . Bir de sabah erkenden yola düşmek hem ziyaretçi kalabalıklarından bir nebze kurtulmanızı sağlıyor hem de –yeterince erken uyanmışsanız- gün doğumunda Angkor manzarası görmenizi.
Angkor Arkeolojik Parkı içinde sayısı bini aşkın tapınak yer almakta. Hepsini rahat rahat gezip görebilmeniz için en az bir hafta lazım. Biz üç günlük biletimizle biraz seçici davrandık mecburen. Mutlaka görülmesi gereken en meşhur tapınaklar arasında ilk sırada tabi ki Angkor kompleksinin incisi olan Angkor Wat var. Angkor Wat‘ın dünyanın en büyük Hindu tapınakları grubu olduğu söyleniyor. Kamboçya’nın bayrağında bile yer alan milli bir sembol haline gelmiş olan Angkor Wat diğer Angkor tapınakları arasında günümüze dek en iyi muhafaza edilmiş olanı ve Kmer mimarisinin en güzel örneği.
Mutlaka ziyaret edilmesi gereken diğer tapınaklar ise Angkor Thom bölgesinde yer alan ve Kamboçya’nın efsanevi kralı VII. Jayavarman’a ait tam 216 adet yüz figürünün bulunduğu Bayon ve dünyanın belki de en ince ve zarif taş oymacılığı örneklerini görebileceğiniz güzelim Banteay Srei. Angkor Tapınakları’nın tipik resmi olan tapınak harabeleri arasından yükselen dev ağaç kökleri ve dallarını ise Ta Prohm Tapınağı’nda görmek mümkün.
Angkor Wat ve önünde ibadet eden budist keşişler
Bayon Tapınağı
Bayon Tapınağı'nın yüzleri
Banteay Srei
Banteay Srei'nin güzelim taş oymaları
Ta Prohm Tapınağı
Her ne kadar çoğu turist için Siem Reap’e geliş sebebi Angkor Tapınakları’ni görmek olsa da, hazır gelmişken bu güzel şehrin kendisinin de tadını çıkarmayı unutmayın derim. Siem Reap hızla gelişip popüler bir turist merkezi haline dönüşmekte olmasına rağmen sevimliliğini, sıcaklığını yitirmemiş bir Asya kenti. Sokaklarında, pazarlarında dolaşmayı, insanlarıyla konuşmayı ihmal etmeyin.
Siem Reap’te Angkor Tapınakları’ndan arta kalan zamanlarda mutlaka yapılması gerekenler:
• Kızıl Kmer ordusunda çocuk askerlik yapmış ve daha sonra da Vietnam ordusu için savaşmış olan bir Kamboçyalı tarafından kurulmuş olan Kamboçya Mayın Müzesi‘ni (Cambodia Landmine Museum) ziyaret edin. Kamboçya’nın savaşla dolu yakın geçmişi ve günümüzde bile mayınlardan temizlenememiş topraklarının hikayesi yalın ve açık bir şekilde anlatılıyor.
• Siem Reap’in gece pazarlarını dolaşın. Özellikle Arts-Night Market (Sanat pazarı) tam bir hediyelik eşya cenneti.
• Tüm gün tapınaklar arasında yürüyüp pedal çevirdikten sonra kara sular inmiş ayaklarınıza bir Kmer Masajı hediye edin. Şehir merkezinde ve gece pazarlarının içinde çok sayıda masaj salonu var.
• Kamboçya’nın geleneksel yemeği olan Amok’un tadına bakın. Amok muz yaprakları arasında servis edilen balık, tavuk ya da dana eti körisi ve çok lezzetli.
• Bir geleneksel Kmer dansı gösterisi izleyin. Barlar sokağındaki çeşitli bar ve restoranlarda akşamları yemeğinizi yerken ya da birşeyler içerken ekstra ücret ödemeden dans gösterisini de seyretmeniz mümkün.
Klasik yol manzaraları: Lüks arabaların yanısıra tuk-tuk ve bisikletler. Ve tabi ki maymunlar
Angkor Genel Görünüm
Tapınağı saran dev ağaç kökü
*** Şilan Küçükokur Bartel'in diğer gezi yazılarını http://seyahatgunlukleri.wordpress.com/ adresinden de takip edebilirsiniz.