Ankara, 1920 yılından bu yana modern Türkiye’nin başkentidir. Ancak bundan çok daha köklü bir tarihe sahiptir. İnsanlık tarihinde 5000 yıllık geçmişi olan Ankara, Anadolu’nun ortasında yer alması sebebiyle burada kurulmuş onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sırayla, Hitit İmparatorluğu, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlı İmparatorluğu ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer almıştır. Türkiye’nin ikinci en büyük kenti olan Ankara’nın merkezinde 5 milyona yakın insan yaşar. Çevredeki yerleşim birimleriyle bu sayı 6 milyona yaklaşır. Ankara, içinde bulunduğu İç Anadolu Bölgesi’nin en kalabalık ilidir. Ankara’nın il sınırlarına baktığınızda Fransa’nın ülke sınırlarına benzer bir altıgen görürsünüz.
Ankara ismi, Frig dilinde “gemi çapası” anlamına gelir ve Ankara’da yapılan birçok arkeolojik çalışma Ankara’daki Roma İmparatorluğu hâkimiyetinde kullanılmış bozuk paralar üstünde gemi çapası simgesi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden Anadolu’daki Türk varlığı boyunca ve günümüzde de şehrin adı her zaman Ankara olarak kalmıştır. Bir dönem batılı ülkeler Ankara’yı Angora ismiyle anmakta ısrar ettiyse de Türkiye Cumhuriyeti’nin 1930 yılında aldığı bir kararla yurtdışından gönderilen Angora adresli mektupların sahiplerine ulaştırılmayacağı bildirildi ve bundan böyle dünyada şehrin adı Ankara olarak kabul edildi.
Sadece MÖ 7. yüzyılda Anadolu’ya hakim olan Lidyalıların Ankara’da tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi yaptığı bilinir. MÖ 25 yılından MS 395 yılına kadar Romalılar ve hemen sonrasında Doğu Roma İmparatorluğu Ankara’da üstünlük sağlamıştır. Selçuklu İmparatorluğu’nun 1071’de sınırlarını Anadolu’nun içlerine kadar genişletmesiyle Ankara Selçuklu yönetimi altına girer ve iki yüzyıl boyunca şehirde ticaret gelişir. Nitekim, Ankara İpek Yolu üzerinde bulunması sebebiyle her daim ticaret alanında önemli bir yere sahip olmuştur. Şehirde göreceğiniz birçok han eski zamanlarda oradan geçen tacirleri ağırlamıştır.
1302 yılında Osmanlılar Ankara’yı sınırları içine alır. Böylece, 1402 yılındaki Fetret Dönemi’nde oluşan boşluk dışında, Ankara’da ve Anadolu’nun genelinde 700 yıl sürecek Osmanlı idaresi başlar. Osmanlı döneminde kamu hizmeti olarak şehre hiç olmadığı kadar cami ve hamam inşa edilmiştir. 1841 reformlarıyla Osmanlı’da eyalet sistemi kaldırılınca Ankara’ya vilayet statüsü verildi. 1919’da Osmanlı’nın sonunun geldiğini gören ve Anadolu’da bağımsızlık savaşı başlatan Mustafa Kemal, Ankara’yı milli mücadeleyi yöneteceği merkez olarak seçmiş ve hemen akabinde burada yeni bir meclis açmıştır. Nitekim İstanbul’daki meclis kendini feshetmiştir ve savaşı yönetecek bir temsilciler meclisi gerekmektedir. Artık gayriresmi olarak başkent Ankara’dır. 1921 yılında Fransa ile imzalanan Ankara Anlaşması ile bu meclis meşru bir kurum olarak uluslararası camiada tanınmıştır. 1923 yılının Temmuz ayında imzalanan Lozan Anlaşması ile Türkiye bağımsız bir devlet olarak kabul edilmiştir. Bunun üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’yı Ekim ayında resmi olarak başkent ilan eder ve bu karardan sadece 16 gün sonra, 29 Ekim’de Türkiye Devleti’nin Cumhuriyet rejimi ile idare edileceği ilan edilir.
Özellikle 1950’li yıllardan sonra Ankara, Anadolu’dan çok fazla göç aldığı için 1984 yılında büyükşehir statüsüne geçmiştir ve böylelikle nüfusun ihtiyaçları gereği daha çok altyapı çalışması yapılmıştır. Ankara’da 15. yüzyıldan bu yana kullanılan hamamlar dışında bölgenin coğrafi zenginliği gereği birçok kaplıca bulunmaktadır. Ankara’daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi, dünyanın en yüksek kalitede eğitim veren üniversiteleri listesinde yıllardır yerini alır. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2010 yılında, biri mavi biri yeşil gözlü meşhur Ankara kedisini şehrin simgesi olarak seçmiştir. Ankara kedisi dışında Ankara keçisi de yününün ipekle yarışacak yumuşaklığı sayesinde ünlüdür ve tekstil sektörünü kuvvetlendirir. Sevgi çiçeği isimli çiçek dünyada sadece Ankara’da yetişmektedir ve bu yüzden yasa ile koruma altına alınmıştır. Ankara’da 15 yaş üstü okuma oranı %88’dir. Ankara ülkenin GSMH’nin %9’unu karşılamaktadır. Ankara’nın dünyada 40 tane kardeş şehri vardır. Bunlardan bazıları Kahire, Havana, Bakü, Pekin, Bükreş, Budapeşte, Lefkoşa, Moskova, Saraybosna ve Zagreb’dir.
Ankara, 53 müzesi, arkeolojik alan ve tarihi kalıntıları, opera ve bale salonları, kendine has mutfağı, şenlik ve festivalleri, Atatürk Orman Çiftliği, kaplıcaları, yeşil alanları ve mesire yerleri ile yerli ve yabancı misafirlerini bekliyor.
Tanıtım Videosu:
