Türkiye’nin İç Anadolu bölgesinde bulunan Gölbaşı, Ankara iline bağlı bir ilçedir. Ankara şehir merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Gölbaşı, kuzey tarafında Çankaya ile komşu olan ilçe, doğuda Bala, batıda Yenimahalle, güneyde Haymana ilçesi ile komşudur. Halk arasında Gölbaşı Gölü olarak da bilinen Mogan Gölü kenarındaki ilçe, aynı zamanda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin topraklarındaki Eymir Gölü’nün de yanı başında. Ev sahipliği yaptığı göllerin ve ormanların sayesinde birçok doğal güzelliğe sahip olan Gölbaşı aynı zamanda birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetlerden kalan kalıntıların bazıları toprak altındadır. Bazılarıysa hala toprak altında keşfedilmeyi beklemektedir. Her geçen gün turizm açısından gelişmekte olan Gölbaşı, Ankara’nın büyük ilçelerinden biri olmaya adaydır.
1936 yılında ilçe olan Gölbaşı, daha önceki dönemlerde Gölhanı ismiyle Örencik köyüne bağlıydı. İlçenin ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa bağlıyken gelişen sanayi ve turizm sayesinde şehrin ekonomisi ticarete bağlı olamaya başlamıştır. Şehir gelişmeye devam etmektedir.
Yerleşimin milattan önce 3. yüzyıla dayandığı Gölbaşı ve çevresinin tarihi genel olarak Ankara’nın geçmişiyle paralellik göstermektedir. Sırasıyla Erken Bronz Çağı’nda bazı medeniyetlere, Hititlere, Frig Krallığı’na, Tunç Çağı’ndaki bazı küçük medeniyetlere, Roma Devleti’ne ve Bizans’a ev sahipliği yapan Gölbaşı ardından Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine geçmiştir. Tarihteki birçok savaşta bu bölgedeki ormanlar kullanılmıştır. 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı sırasında hükümdar Timur, saldırıda kullanacağı fillerini buradaki ormanlara gizlemiştir.
Bu bölgede yaşayan halklardan kalma kalıntılar bulunmaktadır. İlçeye bağlı birçok köyde höyük alanı bulunmaktadır. Bu alanların bazılarında araştırmalar yapılmış ve kalıntılar gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Bazı kalıntılarsa günümüzde hala toprak altında bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu bölgede yaklaşık 25 tane höyük alanı bulunmuştur. Geçmişte kullanılan yerleşim alanları arasında Altınçanak köyü, Ahlatlıbel, Bağiçi köyü, Gökçehöyük, Selametli, Karaoğlan köyü, Bezirhane köyü ve Boyalık köyü bulunmaktadır.
Bu yerleşim alanlarının merkezinde ya da çok yakın mesafesinde höyük alanları bulunmaktadır. Bu höyük alanları hem bu bölgenin tarihine ışık tutmakta hem de geçmişe dair birçok bilgiyi gün yüzüne çıkarmaktadır. Bezirhane köyünde aynı zamanda bir de kale bulunmaktadır. Ancak kalenin sadece birkaç duvarının temeli ve surlarının kalıntıları günümüze ulaşabilmiştir. Boyalık köyünün hemen yakınındaki höyük alanında yapılan kazılarda bulunan mezarlar bölgenin eskiden nekropolis olarak kullanıldığını göstermiştir. Çıkarılan mezarlıklar dönemin mimarisine ve kullanılan ana malzemelerinin anlaşılmasına da yardım etmektedir. Taşpınar köyünde Roma Dönemi’ne ait mezarlılar ve mezar sütunları bulunmuştur. Selametli beldesi, Bezirhane köyü ve Gökçehöyük’te yapılan araştırmalar bölgenin İlk Tunç Çağı’nda kullanılmış olabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda Karaoğlan köyünde Bizans Dönemi’nde kullanılmış olan sikkeler bulunmuştur. Köyde Erken Hristiyanlık Dönemi mimari özellikler taşıyan kilise temelleri de bulunan kalıntılar arasındadır.
Gölbaşı, Mogan Gölü dışında Sevgi Çiçeği olarak bilinen Centuarea Tchihatcheffii, şehrin sembollerinden biridir. Mogan Gölü çevresinde yetişen bu çiçeğin bir de efsanesi bulunmaktadır. Mogan Gölü’nün karşılıklı kıyılarında iki genç birbirine âşık olmuştur. Bu destansı aşkı tüm Gölbaşı öğrenmiştir. Ancak çobanın babası bu aşkı onaylamaz ve kavuşmalarını engeller. Çoban bir kızı gelin olarak istemeyen baba, gençlerin aşkından hastalanıp verem olmalarına neden olur. İki çoban birbirine kavuşamayınca kıyıdan kıyıya birbirine şarkı söylemeye devam eder. Yüreklerinden sızan kan otlattıkları topraklara karışır ve o noktalardan sevgi çiçekleri yetişmeye başlar. Karşılıklı kıyılarda ölen âşıklar, oraya gömülür. Her mayıs ayında açan çiçeklerle gelen turistler bu iki genç için bir türbe yapmıştır. Halk arasında Kara Donlu Türbesi olarak da bilinir. Dünyada sadece burada yetişen bu çiçeğin adı Yanardöner olarak geçiyor olsa da bu efsane sayesinde “sevgi çiçeği” olarak anılmaktadır.
Hem doğal güzelliklere sahip olan hem de birçok medeniyete ev sahipliği yaparak tarihî kalıntıları bulunduran Gölbaşı, Ankara’nın gelişmekte olan ilçelerinden biri haline gelmektedir. Kuş göçleri sırasında durak noktalarından biri olan bu bölge aynı zamanda birçok türde kuşa da dönemsel olarak ev görevi görmektedir.
Tanıtım Videosu: