Kapadokya, Orta Anadolu'da, genellikle Nevşehir, Kayseri, Kırşehir, Aksaray ve Niğde etrafında şekillenen tarihi bir bölgedir. Kapadokya, eşsiz doğal görüntüsünü ve peribacalarını etrafında bulunan sönmüş volkanların lavlarına borçludur. Tarih boyunca Hıristiyan kaynaklarda geleneksel olarak kullanılan ismi, özellikle peribacaları ve benzersiz bir tarihi ve kültürel mirasla karakterize olağanüstü doğal güzellikleri tanımlamak için uluslararası bir turizm kavramı olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
Kapadokya isminin en eski tarihi, M.Ö. 6. yüzyılın sonlarından kalmıştır ve Pers İmparatorluğu'nun Eski Farsiyen dahiyasından biri olarak iki erken Akenaenid Kralı’nın, Darius I ve Xerxes'in üç dilli yazıtlarında görülür. Bazı araştırmacılara göre Huw-aspa-dahyu olarak şehrin adı “güzel atların ülkesi" olarak türetilmiştir.
Diğerleri ise Luvice’de "düşük ülke" anlamına gelen Kat-patuka'dan türediğini ileri sürer. Ardından yapılan araştırmalar, 'aşağı, aşağıda' anlamına gelen zarf olan katta'nın Hititçe olduğunu, dolayısıyla Hitit Kapadokya’nın da “yerin altındaki” ‘katta peda’dan türediği anlaşılmıştır. Ünlü yer altı şehirleri ve gizli sığınaklar kurma amacıyla yapılandırılan bölgeye bu ismin yakıştırılmış olması da tesadüfi değildir.
İlk Kapadokyalılar, inançlarından dolayı saklanmak zorunda kalmışlar ve buradaki bölgeye gelmişlerdir. Derin vadi etrafında hem sulak hem alüvyonlu toprakların verimliliği zaten hali hazırda yaşam kurmak için iyi birer konumdu. Tüflerin içini oyup kolayca ev yaparak buralara sığınan Hristiyanlar, dinlerini hem özgürce yaşamış hem de güvenliklerini sağlamışlardır. Ihlara Vadisi, bunun en güzel örneklerini veren kiliseler ve saklı yerleşim yerleriyle doludur.
Orta Anadolu’da bulunan Kapadokya, adeta Türkiye’nin kalbi gibidir. Bulunduğu konum ve yüksek rakımdan dolayı, sıcak kuru yazlar ve soğuk karlı kışlar ile belirgin bir karasal iklime sahiptir. Yağış seyrektir ve bölge genelde yarı kurudur. Benzersiz jeolojik, tarihi ve kültürel özelliklere sahip birçok alanı bulunan bölge, popüler bir turizm merkezidir. Turistik Kapadokya; Nevşehir, Kayseri, Aksaray ve Niğde olmak üzere 4 şehri içermektedir.
Göreme yakınlarındaki Kapadokya'nın kayaları yüzlerce muhteşem sütuna ve minare benzeri formlara bürünmüştür. Kapadokya bölgesinde yaşayan halk, volkanik yataklardaki yumuşak kayalardan evler, kiliseler ve manastırlar oymuşlardı. Öyle ki Göreme, MS 300-1200 yıllarında manastır merkezi olmuştur. Peribacaları adı verilen doğal oluşumların altı tüf ve bazalt, üzeri granit kaplıdır. Bu nedenle üst kısımları daha geç aşınmaktadır. Peribacaları sürekli bir doğal oluşum olduğundan sürekli devinim içerisindedir.
Kapadokya'daki en önemli yerler Ürgüp, Göreme, Ihlara Vadisi, Selime, Güzelyurt, Uçhisar, Avanos ve Zelve'dir. Görülecek yer altı şehirleri arasında Derinkuyu, Kaymaklı, Gaziemir ve Özkonak yer alır. Ürgüp, Göreme, Güzelyurt ve Uçhisar'da çok sayıda tarihi konaklar ve mağara evleri bulunmaktadır. Ayrıca mağara evlerinin pek çoğu günümüzde butik otellere dönüştürüldüğü için gelen turistler burada konaklayarak o atmosferi de yaşayabilmektedirler.
Kapadokya'da sıcak hava balonu çok popülerdir ve Göreme'de bu deneyimi sunan çeşitli firmalar mevcuttur. Balon turuna yazılacağınız zaman önceden rezervasyon yaptırırsınız ve balon şirketleri sizi sabah otelinizden gelip alır. Gün doğmadan balonlar hazırlanmaya başlar ve bu eşsiz manzara ile birlikte beklemeye koyulursunuz. Balonlar sıcak hava ile şiştikten sonra bir merdiven yardımıyla sepetlere alınırsınız. İsteyen kişiler özel sepetle balon turu da yapabilirler. Ardından günün ilk ışıkları ile balonlar havalanır ve tüm Kapadokya ayaklarınızın altına serilir. Balonla Kapadokya’ya geldim ve gezdim demenizi sağlayacak olmazsa olmaz turlardandır. Muhakkak insanın hayatında bir kez yaşaması gerekir. Eğer balon ile tur yaparsanız zaten hali hazırda karadan göreceğiniz her yeri görürsünüz. Ihlara Vadisi, Manastır Vadisi (Güzelyurt), Ürgüp ve Göreme'de çeşitli yürüyüş parkurları da vardır. Ancak balon ile tüm bu yerlerin içinden ve etrafından geçersiniz ve muhteşem manzaraları seyredebilirsiniz.
Göreme'deki ilk yerleşim dönemi Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Göreme'deki Yusuf Koç, Ortahane, Durmuş Kadir ve Bezirhane kiliseleri ile Uzundere, Bağıldere ve Zemi vadilerindeki kayalara oyulmuş evler ve kiliseler tarihin bir örneğini göstermekte ve günümüzde de görülebilmektedir. Göreme Açık Hava Müzesi Kapadokya'daki manastır cemaatlerinin en çok ziyaret ettiği yerdir ve Türkiye'nin en önemli ören yerlerinden biri olarak bilinir. Kompleks, 9. yüzyıldan ve 11. yüzyıldan kalma, içinde 30'dan fazla oyma kaya kilisesi ve şapel içerir; bazıları içinde günümüzde halen ayakta duran mükemmel freskler vardır.
Alan, topoğrafyası nedeniyle birkaç filmde yer aldı. 1983 yılı İtalyan-Türk filmi ‘Il mondo di Yor’, Kapadokya'da çekildi. Bölge, 1989 bilimkurgu filmi ‘Slipstream’de bir tasvir için kullanıldı. 2010'da ve 2011'in başlarında, ‘Hayalet Sürücü: İntikam Ruhu’ filmi, Kapadokya bölgesinde çekildi. Euripides'in Medea eserine dayanan Pier Paolo Pasolini filmi ‘Medea’, Göreme Açık Hava Müzesi'nin erken Hıristiyan kiliselerinde çekildi. Ayrıca ‘Star Wars’ için de bölgeye gelinmiş ve ilk film afişlerindeki bir karede bölgedeki görüntüler kullanılmıştır. Assassin's Creed: Revelations'da, Kapadokya, tapınakçılar tarafından yönetilen bir yer altı şehridir. Masaüstü oyunu Vampire: The Masquerade'de Kapadokya, Erciyes Dağı çevresinde yaşayan vampirlerin soyu tükenmiş bir klanı olarak tasvir edilir. Kapadokya'nın kış manzaraları ve geniş panoramalar, 2014 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü kazanan Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği Kış Uykusu filminde de ön plana çıkmaktadır.