Nevşehir’de Gezilecek Yerler

Bölgede bulunan 360 kilisenin en yoğun olarak bulunduğu ve zamanında yalnızca din adamlarının ikamet ettikleri bir yer. Kiliseler, şapeller ve hayatlarını devam ettirmek için ihtiyaçları olan diğer şeylerin bulunduğu bir yerleşim alanı. Şapel, kilisenin küçüğü anlamında. Örnek olarak bizdeki mescitleri gösterebiliriz. Tek farkı içinde önemli insanların mezarları bulunmakta. Milattan sonra 4. yüzyıla dayanıyor bu bölgenin tarihi. İçinde bulunan 6 tarihi kilise dışında, manastırları ve duvar resimleri bölgenin en etkileyici alanları. 9 yüzyıl boyunca burada yaşandığı tahmin ediliyor. Ve duvar resimlerinde İncil’deki hikâyelerin alışılagelmişin dışında resmedildiği görülüyor. 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi’nin bir dönem ahır olarak kullanıldığı da bilinen gerçekler arasında. Gitmeden önce bir göz atmak isterseniz Kültür Bakanlığı internet sitesinde bölgenin 360 derece kamera bağlantıları bulunmakta. Çarıklı ve Karanlık Kilisesi, bölgenin en dikkat çeken kiliselerinden. Gezenlerin aktardıklarına göre, art arda girilen kiliseler kısa bir zaman sonra insanda sürmenaj etkisi bırakabiliyor. Bu nedenle ilk olarak seçtiğiniz en güzel kiliselerden başlamanız daha mantıklı olabilir. Vadi manzaralı kiliseler ve şapeller erken dönem Ortodoks Hristiyanlığının en güzel örneklerinden biri. Müze kapsamında Kültür Bakanlığı’na bağlı bir hediyelik eşyacı da bulunuyor. Bu arada müze giriş ücreti 20 TL, velhasıl müze kartınız bulunuyorsa ücretsiz de ziyaret edebilirsiniz.

Üç Güzeller, Kapadokya ve Nevşehir’in sembolü 3 tane güzel peri bacasının yan yana bulunduğu ve turistlere arka planı sebebiyle güzel bir resim manzarası sunan, gayet ünlü bir mekân. Nevşehir Ürgüp istikametinde ilerlerken Ürgüp merkezine 1-2 kilometre kala yer alan Üç Güzeller’i bulmak zor değil. Zaten yaklaştığınız zaman etrafınızda pek çok turist ve büyük bir kalabalık, onlarca resim çeken insan görünce anlayacaksınız. Yol kenarına araba bırakabilirsiniz ki zaten herkes öyle yapıyor. Arkada yükselen Erciyes Dağı da güzel bir manzara sunuyor önünüze. Genelde ilk bakışta üçüncü güzel peri bacası görülemese de dikkatli bakarsanız, iki ebeveyn ve bir çocuk olarak üç peri bacasını görebilirsiniz. Biri diğerlerine göre daha ufak ve küçük; bir çekirdek aile tablosu ve arkalarında yüce Erciyes Dağı ile karşınıza çıkıyor. UNESCO Dünya Miraslar Listesi’nde yer alan mekân, yılda yaklaşık 2 milyon turistin uğradığı ünlü bir bölge.

Neredeyse her güzel ve tarihî yer gibi burası da bir efsanesi ile meşhur. Güzel manzaraya etkileyici bir efsane de eklenince gidilesi yerler arasında ilk sıralara yerleşiyor Üç Güzeller. Efsaneye göre Kapadokya bölgesinde yaşayan kral ve kraliçe, kızlarına söz geçiremiyorlar ve kızları krallığın içindeki bir çobana âşık oluyor ve evlenmeye karar veriyor. Lakin her efsanede olduğu gibi kral, güzeller güzeli soylu kızını bir çobana vermeye yanaşmıyor ve evliliğe onayı olmadığını söylüyor. Velhasıl bundan pek bir üzüntü duyan kız, kraldan habersiz çobandan bir çocuk yapıyor. Yumuşaması için krala gidince, Kral üçünün de öldürülmesini emrediyor. Sonuç olarak Allah’a el açan âşıklar, bir çıkış yolu istiyorlar. Ve Allah da onları bu üç peribacasına çeviriyor.

Efsanemiz burada sona eriyor. Üç Güzeller’de güzel olarak kalmaya devam ediyor. Giriş ücretsiz, zaten çevrili bir yer değil bir doğal güzellik. Üst kısma çıkıp güzel resim çekmek için Kapodakya’daki en uygun alanlardan biri.

Bektaşî hoşgörüsünün ve felsefesinin merkezi olarak kabul edilen türbe, ilgi çekici bir yer olması sebebiyle her yıl yüksek oranda ziyaretçi kapasitesine sahip. İnsana, ahlaka değer veren, mutasavvıf İslami düşünür Hacı Bektaş-ı Veli, 1248-1337 yılları arasında yaşamıştır, en azından öyle tahmin edilmektedir. 13. yüzyılda Anadolu’ya yerleşerek kendi dergâhını Hacıbektaş ilçesinde kurmuştur. Orhangazi, I. Murat ve Yıldırım Beyazıt tarafından da onarılan dergâh, senelerce insanlara doğruluk ve insanlık öğütlerini yaymıştır. Kapadokya bölgesinin önemli yerleşim yerlerinden biri olarak da görülen ilçenin en büyük özelliği türbeyi barındırmasıdır. Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi’nde üç önemli avlu bulunmaktadır.

Birinci avluda görmeniz gereken Üçler Çeşmesi yer alıyor. İkinci avlu Dergâh Avlusu olarak bilinir ve bu bölüme geçiş Üçler Kapısı’ndan sağlanmaktadır. Dergâh avlusu içinde Aslanlı Çeşme, Aş Evi, Baba Köşkü, Mihman Evi gibi bölümler bulunuyor. Üçüncü avluda ise Atatürk Köşesi, Pir Evi ve Balım Sultan Türbesi yer alır.

Müzenin en ilgi çekici kısmı Meydan Evi adı verilen bölümdür. Burası Alevi-Bektaşiliğin en önemli ibadetlerinden biri olan cem törenlerinin yapıldığı mekândır. Dedelerin ya da babaların öncülük yaptığı bu tören Aleviler için vazgeçilmez bir ibadettir.

Her sene ağustos ayında Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri düzenlenmektedir. Bu dönemler müzenin en kalabalık olduğu zamanlardır. Dünyanın her yerinden birçok insan bu müzeyi ve özellikle türbeyi ziyaret için akın ederler.

Başlıcaları Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Mucur ve Örentepe olmak üzere, Nevşehir’de en ilgi çekici mekânlardan biri de yer altı şehirleridir. Şehirde yumuşak tüf kayalara oyularak oluşturulmuş pek çok yer altı şehri bulunmaktadır. Bunlardan Derinkuyu, Türkiye’de ortaya çıkartılmış en büyük yer altı şehridir. Yaklaşık 55 metre civarında olan bir kuyuyla havalandırması sağlanan yer altı şehri 8 katlıdır ve 1967 yılında turizme açılmıştır. Diğer pek çok kuyusu olmasına rağmen, zehirlenme tehlikelerine karşı diğerleri kapatılmış bir tanesi açık kalmıştır. Adını da bu kuyudan alan şehir, topluluklara sığınma ortamı sağlayacak ve genel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar barınacak yer ve mekân sunabilir. Yeraltı şehrinin şarap yapımında kullanılan odaları ayrıca ilgi çekicidir. Giriş ücreti 20 TL olan şehir, Derinkuyu ilçesinde yer alır. Yazları akşam 18.15’e kadar açık olan yeraltı şehri, kış aylarında ise 17’de kapanmaktadır. Sabah açılış saati 8’dir.

MÖ 4000’lere dayanan tarihiyle Nevşehir’e 20 km. uzaklıktaki Kaymaklı kasabasında yer alan Kaymaklı yer altı şehri 8 katlı olmakla beraber sadece 4 katı ziyarete açıktır. Burada erzak dolapları, şarap mahzenleri ve su mahzenleri bulunmakta. Şehirde ayrıca dışarıdan gelecek tehlikelere karşı kapıyı örten taşlar da bulunmakta. Müzekart geçerli olmakla beraber giriş ücreti 20 TL’dir. Giriş çıkış saatleri ise Derinkuyu yer altı şehri ile aynıdır.