Çoğu turist gittikleri şehirleri 3-4 günde tamamen gezebilir. Londra tamamen bu durumun dışında kalır. İstanbul gibidir. Doğma-büyüme İstanbullu olup da arkeoloji müzesine veya Pierre Loti’ye gitmeyen çok sayıda insan var. Londra uzun süre yaşadıktan sonra "Londra’ yı gezdim" diyebileceğiniz kozmopolit bir şehir.
Şehirde çok sayıda yabancı görürsünüz. Bunların birçoğu aslında Londra’nın yerlisidir. Metrosu, kırmızı telefon kulübeleri, Thames Nehri, mimari yapısı ve taksileriyle farklı olan bu şehir de görmeniz gereken yerler saymakla bitmez. Belirtilen yerleri 2 yıla yakın bir zamana yayarak gezmeyi başardım. Özellikle müzeler için birer gün harcadım. Londra genel yapısıyla farklı bir şehir. Havanın kapalı olması, insanların farklı ırklardan olması ve yaşam alışkanlıklarıyla bazılarımızı cezbediyor veya bazılarımızın nefretini kazanıyor. Londra’da tüm müzelere giriş ücretsizdir. Sadece özel sergiler bunun dışında yer alır.
Fotoğraf: beaveronline.co.uk
Londra'da gece hayatı şehirde çok farklıdır. Sınırlar zorlanır. National Museum ve çevresinde sanat konuşur. Ama birkaç sokak arkaya geçerseniz binaların kapılarda "model" yazısını görürsünüz. Burası genelevlerdir. Soho gece hayatının en meşhur olduğu yerlerden biridir. Özellikle gayleriyle meşhurdur. Çok sayıda sex shop yer alır. Türkiye’den en büyük farkı nereye giderseniz gidin yanınızda kız olmasına gerek olmaz. 4-5 erkek eğlenmeye gidilir. Bazı gece klüpleri girişte para alır. Ama uygulama farklı. Örneğin 22:00′ye kadar giriş ücretsiz. 23:00′e kadar kadınlara ücretsiz erkekler 10 pound. 23:00′ten sonra 15 pound gibi.
Şehrin çok sayıda futbol takımı var. özellikle Arsenal, Totthenam, Chelsea maçları kaçmaz. Maçtan önce puba gidip, atlı polisler eşliğinde maça gitmek tarifsiz. Maç günleri haricinde de stadları ücretli gezebilirsiniz. Bir de konserler ev sahipliği yapan Wembley ve O2 Arena’yı da bir etkinlik sebebiyle görmek gerekli.
Londra'da gezdiğim ve tavsiye ettiğim yerler:
- MADAME TUSSAUD: Çok sayıda ünlünün balmumu heykeli bulunan müze için yoğun günlerde çok sıra bekleyebilirsiniz. Ama emin olun beklediğinize değecek. Fotoğraf çekmek serbest. Bu sebeple özellikle Brad Pitt ve Angelina Jolie gibi ünlülerin başında ayrıca sıra var.
- RİPLEY BELİEVE OR NOT BELİEVE: Farklı bir sergi. 2 metreye yakın sandalyeye oturabilir veya elmaslarla süslenmiş Mini Cooper’la fotoğraf çektirebilirsiniz. Bazı ilüzyon oyunları var. Bunlar da görülmeye değer.
- NATURAL HISTORY MUSEUM (DOĞAL TARİH MÜZESİ): Girişinde Darwin’in ve dev dinazorun sizleri karşıladığı müzeye giriş ücretsizdir. Arkeoloji meraklıların ilgisini çekecek çok sayıda buluntu yer alır. Özelikle preshistoryacıların bildiği Lucy bu müzededir.
- VİCTORİA AND ALBERT: Doğal tarih müzesine ve Scince Museum’a çok yakın. South Kensington metro durağında indiğinizde bu üç müze yürüme mesafesindedir. Dizayn ve süsleme sanatlarına ait eserler yer alır.
- SCİENCE MUSEUM: Müze özellikle çocuklar için çok ideal. Bilim, öğretici ve ilgi çekici bir şekilde sergileniyor. Giriş ücretsiz.
- NATİONAL GALLERY: Trafalgar meydanındaki müzeye giriş ücretsiz. Müzede çok sayıda ünlü ressamın resimleri yer alır. 18. ve 19. yüzyıllarda yaşamış ünlü ressamlardan John Constable resimlerini tavsiye ederim.
- TRAFALGAR SQUARE: Kentin en sevdiğim bölümü. Birçok yere yürüme mesafesindedir.
- WESTMİNSTER ABBEY: Çok sayıda özel evlilik törenine ve önemli kişi mezarına sahip bu katedral kentin merkezinde yer alır.
- CAMDEN TOWN: Dövmecilerin yer aldığı sokakta ben de kendi dövmemi yaptırdım. Ayrıca tüm mutfaklara ait yemeklerin bulunduğu ülke ülke ayrılmış büfeler denemeye değer. Rock ve metal tutkunların da akın ettiği bu yerde ot satıcıları karşınıza çıkar. Alternatif t-shirt satıcıları ve plak/kaset dükkanlarıyla meşhur.
- LONDRA HAYVANAT BAHÇESİ (LONDON ZOO): Büyük bir hayvanat bahçesi. Camden Town’ a yakın. Kuşlar için bile ağlarla kafes yapılmış.
- LONDRA KULESİ (TOWER OF LONDON) : Thames nehri boyunca yürüdüğünüzde herkesin fotoğraflarına konu olan yerleri görürsünüz. İstanbul için Topkapı ne ise Londra içinde burası böyledir. Özel mücevherleriyle dikkat çeker.
- LONDRA KULE KÖPRÜSÜ (TOWER BRIDGE OF LONDON) : Çoğu insan tarafından London Bridge diye bilinir. Hatta Fergie bile London Bridge klibinde bu şekilde gösterir.Londra’nın simgesi köprü açılır kapanır. Aynı zamanda müze şeklinde bir alanı da vardır.
- HOUSE OF PARLİEMENT VE BİG BEN: Parlamento ve saat kulesi yan yanadır.
- LONDON EYE: Lunaparktaki aletlere benzer bu alet yükselir ve tüm Londra’ yı ayaklarınızın altına alır. Bazen çok fazla sıra olsa da görülmeye değer.
- BUCKHİNGAM PALACE: Kraliçenin sarayıdır. Askerlerin nöbet değişimi kaçırılmamalı. Saray Kraliçe’ nin Windsor Castle’ da kaldığı yaz aylarında ziyarete açıktır. Mutlaka saatleri kontrol edin ve nöbet değişim (change the guard) saatinde orda olun.
- LONDON MALL: Saraya giden yol üzerindeki dev mimari yapı.
- BRİTİSH MUSEUM: Giriş ücretsiz ve fotoğraf çekmek serbest. Dünyanın en büyük müzelerinden biri. Türkiye’ den dahi çok sayıda eser vardır.
- HMS BELFAST: Thames kenarındaki gemi savaş dönemlerinden kalmadır. Ziyarete açık. Giriş ücretlidir.
- PİCCADİLY CİRCUS VE OXFORD STREET: Alışveriş için en ideal caddeler. Şehrin modern kısmını yansıtır. Mağazalardan Prime Mark hem ucuz hem çok çeşitlidir. Her genç kızın elinde Prime Mark poşeti görürsünüz.
- HYDE PARK: Bazen klasik bir park gibi görünse de özgür konuşmacıları ve kentin göbeğinde olması sebebiyle özeldir.
- ST. PAUL KATEDRAL: Kentin yüksek bir kesimine yapılmış, akustiği ile meşhur katedral.
- WAR MUSEUM: Eski taşıtların da olduğu, ordu malzemelerin yer aldığı müze.
- CHİNESE TOWN: Kentte Türk Mahallesi de var. Burası da Çin mahallesi, kendinizi Çin'de hissedersin. Yemekleri denemek lazım.
- TATE MODERN: Thames kenarındaki müzede modern eserleri görebilirsiniz.