Londra seyahatimiz sırasında bir yakınımızı ziyaret etmek için Guildford’a gitmeye karar verdik. Guildford, Surrey’e bağlı şirin bir kasaba. Londra’nın yaklaşık 43 km güneybatısında bulunuyor.
Londra’da Waterloo İstasyonu'ndan sık sık tren kalkıyor. Hızlı trenle yaklaşık 30 dakikada, yavaş trenle ise 45 dakikada Guildford’a ulaşabilirsiniz.
Guildford sakin bir yerleşim yeri olması sebebiyle Londra’dan epey farklılaşıyor. Kasabanın en popüler yeri Guildford High Street olarak geçiyor. Sağlı sollu onlarca mağaza var, insan hayret ediyor bu kadar küçük bir kasabada bu kadar çok markayı bir arada görünce.
Guilford’daki estetik binaları görünce İngilizler’in estetik anlayışını ve eskiyi korumalarını takdir etmeden geçemiyorum. En beğendiğim binalardan biri şu an otel olarak kullanılan posta ofisi oldu. Diğeri ise 16-17. yüzyıldan kalmış ve hiç bozulmadan bu günlere kadar gelmiş olan belediye binası.
Guildford çok büyük bir kasaba olmadığı için yürüyerek hemen hemen her yeri görmeniz mümkün. Ana meydanın arka sokakları da en az merkez kadar keyifli diyebilirim. High Street’e paralel sokaklarını mutlaka dolaşmalısınız, karşımıza böyle enfes bir kilise çıktı mesela.
Guildford’a günübirlik gelmeniz yeterli olacaktır ancak konaklamak isterseniz eski posta ofisinin yerini alan The Angel Hotel’i önerebilirim. Fiyat/performans açısından en iyi seçeneklerden biri. Ayrıca Guildford High Street’in tam üstünde kaldığı için her yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Benim bu otelde kalmamın en önemli sebebi tabii ki nostaljik olmasıydı. Otelin içi de eski zamanları anımsatıyor, çok keyifli dekore edilmiş.
Guilford’da gittiğimiz diğer bir yer ise The Tea Terrace oldu. House of Fraser isimli alışveriş merkezinin en üst katında yer alıyor. İngiltere’ye çok defa gitme şansım oldu ancak 5 çayı keyfini ilk defa bu seyahatimde yapabildim. Royal Albert fincanlarla ve sunum şıklığıyla içimiz açıldı.
Londra’ya işiniz düşerse ve bolca zamanınız olursa Guildford’a şans verin derim. Zaman geçirmenin keyifli olduğu bir yer bence.
Sevgiler,Zeynep