Bikaner’den 14 saatlik bir tren yolculuğu ile Amritsar’a ulaşıyoruz. Amritsar demek biz turistler için Altın Tapınak demek. Artık prensler diyarı Rajasthan eyaletinden çıkmış bulunuyoruz; Amritsar, Pencap (Punjab) eyaletinde bir şehir ve Sihizm (Sih Dini) için çok kutsal olan Altın Tapınak sebebiyle de sadece batılı turistlerin değil Sih dinine inananların da akınına uğruyor. Sihleri başlarının tepesindeki topuzu içine alacak şekilde bağladıkları türbandan ve genelde uzun sakallarından tanıyabilirsiniz.
Altın Tapınak
Amritsar’ın gözbebeği Altın Tapınak, büyükçe bir gölün ortasına kurulmuş, cidden son derece etkileyici bir yapı. Biz orada kaldığımız iki gün boyunca (şehirde bunun dışında yapılacak ya da görülecek fazla bir şeyin olmamasının da etkisiyle) günün çeşitli saatlerinde dönüp dönüp Altın Tapınak’a gittik. Güneş ışığının geliş açısına göre değişen ışık oyunları altında tapınağın görüntüsü muhteşem. Sabah ayrı güzel, öğle saatlerinde, gün batımında, akşam ve gece ayrı… Biz önce tapınağın içinde yer alan yurtlarda kalmak istedik, tapınak yaşamını biraz tecrübe etmek için (çok çok ucuz fiyatların da etkisi olmadı değil). Maalesef yer kalmamıştı. Altın Tapınak’a gelip de buradaki yurtta kalmak isteyenlerin önceden rezervasyon yaptırmaya çalışmasında fayda var. Tapınağa yakın otellerden birine yerleştik. Amritsar merkezdeki, tapınağa yakın oteller oldukça düşük kaliteli ve buna rağmen Hindistan geneline göre yüksek fiyatlılar.
Gece Altın Tapınak… Ayakları Altın Tapınak’a doğru uzatmak da yasak bu arada, ben bilemedim poz verirken ama hemen akabinde koşa koşa bir görevli gelip uyardı beni.
Akşamüzeri Altın Tapınak
Altın Tapınak’ta göl kıyısında oturup günün farklı saatlerinde tapınağı izlemek haricinde yapılması gereken diğer bir şey de dev kantinde gurularla, Sih dinine inanan ziyaretçilerle ve aralara karışmış bizim gibi meraklı turistlerle birlikte yere oturup yemek yemek. Bu kantinde pişen yemekler ücretsiz olarak her isteyen ziyaretçiye dağıtılıyor. Yemek sonrası isterseniz küçük bir bağış yapmanız mümkün. Yemeklerin piştiği mutfağı ve devasa kazanlarda gönüllülerin bulaşık yıkadığı bulaşıkhaneyi görmek lazım. Yemek yemek için kantinde yerde sıralanmış olan konukların yanına çöküyoruz ve ellerindeki büyük tencerelerle dolaşıp yemek dağıtan gönüllülerin bize ulaşmasını bekliyoruz.
Dev kantinde öğle yemeği
Kantinin dev mutfağı
Dağıtılan yemek son derece tipik Hint yemeğiThali, pirinç pilavı ve Chapati ekmeği, bir de tatlı olarak sütlaç. Ben o dev mutfağı gördükten sonra hijyen koşullarından emin olamayarak yemek yemiyorum ama her şeyi afiyetle silip süpüren Til’i görünce de bir tadına bakayım diyorum. Oldukça lezzetli. Sonrasında da Til’e hiçbir şey olmuyor. Bu günden sonra bir daha hiçbir yemeği mikrop kaparım, hasta olurum diye reddetmeyeceğim, ders oldu bana. Altın Tapınak’tan ayrılmadan önce tapınağın içinde bulunan Sih Müzesi’ni de ziyaret ediyoruz.
Kantinin dev bulaşıkhanesi
1919 yılında İngiliz askerlerinin, protesto amacıyla Amritsar’da bir meydanda toplanmış olan binlerce Hintlinin üzerine ateş açtığı ve yüzlerce ölü, binlerce yaralı ile sonuçlanan Amritsar Katliamı’nı sembolize eden katliam anıtını da ziyaret ettikten sonra bizi Dharamsala’ya götürecek olan otobüse binerek Amritsar’dan ayrılıyoruz.
Amritsar Katliamı Anıtı