Sevgili dostlar, can gezikolikler hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler. Hazır mıyız yeni seyahat durağımıza? Haydin o zaman, Orta Anadolu’nun parlayan yıldızı, bozkırın bağrında açan bir çiçeğe, buğday, soğan, ayçiçeği diyarı, Friglerin medarı iftiharı Polatlı’ya, Gordion’a gidiyoruz!
ANKARA’NIN MÜSTAKİL EN BÜYÜK İLÇESİPolatlı, başkent Ankara’nın en büyük müstakil ilçelerinden biri. Polatlı’nın isim kökeninin "bol atlı"dan geldiği rivayet ediliyor. Rivayetlere göre bozkır ve dümdüz ovayla kaplı olan Polatlı’da tarihin akışı içerisinde oldukça çok miktarda at varmış. Bundan dolayı şehre Bol Atlı ismi verilmiş. Zamanla şehrin isminin söylenişi Bol Atlı halini almış. Bol Atların şehri Polatlı deyince gezilmesi görülmesi gereken yerlerin en başında Gordion akla gelmekte.
Gordion aynı zamanda Polatlı’nın antik çağda Frig döneminde kullanılan isimlerinden biri. Polatlı ilçemiz sınırlarında bulunan Gordion antik kenti, Ankara’ya 94 km uzaklıkta, Eskişehir yönünde, Sakarya ve Porsuk ırmaklarının birleme noktası olan Polatlı ilçemizin 29 km kuzeybatısında yer almakta.
GORDİON’UN GİZEMLİ DÜĞÜMÜ VE BÜYÜK İSKENDER
Özellikle Büyük İskender’in Gordion’daki düğümü çözmesi binlerce yıllardır bir efsane olarak günümüze kadar kullanılagelmiş. Evet bu efsaneyi dile getirecek olursak, Frigya kralı Midas’ın zamanında geçen efsanede, ünlü kentin kral seçiminin olduğundan bahsedilmekte. O zamanların antik Gordion kentinin ünlü alimi uzun meditasyonlar sonrasında bir kehanette bulunur.
Antik kentin ve ülkenin gelecekte kralı olacak insanın, gece yarısından sonra saman yüklü bir öküz arabasıyla Gordion kentine gireceğini söyler. Kâhin bu kehanetini dile getirdikten sonra bütün şehir halkı artık tüm gece uyuyamaz ve sabaha kadar kentlerine gelecek yeni krallarını sabırsızlıkla ve büyük bir heyecanla beklemeye başlarlar. İsmi Gordion olan çiftçi, büyük bir özenle hazırladığı samanını Gordion kentinde satmak için alacakaranlıkta erkenden yola çıkar. Gecenin zifiri karanlığında öküz arabasını sürerek sürdürerek sonunda Gordion kentine gelir. Bu çiftçinin ünlü Kral Midas’ın babası olduğu rivayet edilmektedir. Çiftçi Gordion, isminin verileceği kente sabahın ilk ışıklarıyla girer. Şehirde her taraf bomboştur. Bu sırada geceden bu yana meydanı dört gözle takip etmekte olan halk aniden şehir meydanını doldurur. Kalabalığın içerisinde yer alan ve ak ve uzun sakallarıyla çok saygın ve bilgili olduğu izlenimini veren yaşlı bir adam: “İşte kehanet gerçekleşti. Şehrimizin ve ülkemizin yeni kralı artık bu adamdır diyerek Gordion isimli köylünün krallığını ilan eder.
Buğday tüccarı köylü Gordion, ne olduğunu bile anlamadan birden kendini kral tahtında bulur. Artık kral tahtına oturan Gordion, çevresini merakla incelemekte ve süzmektedir. Heyecanını yenen Gordion, kral olmaktan artık çok mutludur. Ancak halen kentin meydanında durmakta olan öküz arabasını kral olup artık ihtiyacı kalmamasına rağmen bir türlü bir kenara atmaya gönlü elvermez. Sonunda kararını verir ve öküz arabasını meydandan alıp şehrin en büyük ve görkemli tapınağına götürür. Arabasını bu tapınağa hediye eder.
Kral Gordion’un çiftçilik yaptığı günlerden kalma öküz arabasının önünde artık kördüğüm haline gelmiş bir ipi çözemediği hatırına gelir ve çevresindekilere: “Bu kördüğümü her kim çözebilirse ona çok şatafatlı ve güzel armağanlar vereceğim” der. Ancak tüm uğraşlara ve mücadelelere rağmen kördüğümü hiç kimse çözemez. Zaman zamanı kovalar ve artık öküz arabası ve bir türlü çözülemeyen kördüğüm binlerce yıl unutulmayacak bir kehanete kaynaklık etmeye başlar.
Kehanete göre, bu kördüğümü kim çözmeyi başarırsa, tüm Anadolu’nun ve Asya kıtasının kralı olacaktır. Sayısız insan bu kehanetin gerçek olacağına inanarak şansını defalarca zorlasa da bu gizemli ve çok enteresan kördüğümü bir türlü çözemez. Gelelim efsanemizin bam teline. Makedonların efsane kralı Büyük İskender, küçük yaşlarından beri dünyanın hakimi olmanın hayallerini kurmaktaydı. Gordionlu kahinlerin, tapınaktaki kral Gordion’a ait arabayı sütunlara bağlayan halatın kör düğümünü çözmeyi başarabilen kişinin, yeryüzünün tamamına hakim olabileceği şeklindeki kehanetini antik dünyada duymayan kalmamıştı.
Yeryüzüne hakim olma hayalleri kuran Büyük İskender’in bu kehanetten haberinin olmaması, olasılık dahinde bile gözükmüyordu. Büyük İskender için bu kehanetin anlamı, yeryüzüne hakim olabilmenin yolunun Anadolu topraklarına hakim olmaktan geçmesiydi. Fakat bu hayale ulaşmak o kadar da kolay olmayacaktı. Çünkü o gün ki Anadolu topraklarının büyük bir kısmı, dünyaya gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklardan birisi olarak ifade edilen Persler tarafından yönetilmekteydi. Pers hanedanın başında ise ismi yenilmez Dara olarak nam salmış III. Darius bulunmaktaydı.
Müthiş bir hırs ve zekanın gizemli gücüne sahip olan İskender, Adana'ya yaklaşık 90 km. mesafedeki İssos Kenti önünde Pers imparatoru Dara'yı müthiş bir başarı göstererek çok daha az sayıdaki asker sayısına rağmen bozguna uğratarak tüm Anadolu'nun yeni hakimi oldu. Bu müthiş zaferin ardından İskender, artık Kral Philip'in oğlu İskender değil, insanların binlerce yıl sonra bile ismini hatırlarken kurduğu büyük imparatorluğa hayretle hayal edeceği adı kentlere, körfezlere verilen Büyük İskender’di.
Bu büyük zaferin ardından Büyük İskender, kısa zaman içerisinde Gordion kentine ulaşır ve yıllardır hayalini kurduğu kördüğümü çözmek üzere tapınağa gelir ve kılıcını kınından bir hışımla çıkararak tüm gücüyle düğümün üzerine indirir. İskender’in kördüğümü çözmek için hiç bir çaba harcamadan doğrudan kılıcını kaldırarak kesip atması gerçekten çok ilginçtir. Böylece ortada artık yıllardır çözülemeyen kördüğüm kalmamıştır.
Evet bu kördüğümün çözüldüğü efsanevi mekanın Polatlı ilçemizde Yassıhöyük köyünde bulunduğu rivayet edilmekte. Yassıhöyük köyüne ulaştığımızda mutlaka ziyaret edilmesi gereken Gordion Müzesi ve Friglerin efsane kralı Midas'ın mezarının bulunduğu Tümülüs (Höyük) misafirlerini karşılamakta.
GİZEMLERLE DOLU ENTERESAN BİR MEZAR
Can gezikolikler, antik Gordion bölgesinde kral mezarı olduğu düşünülen 35 kadar tümülüsün bulunduğu ifade ediliyor. Tabiî ki bu Tümülüslerden en meşhur ve en tanınmış olanı Kral Midas'ın mezarı. Mezarın Türk arkeologların ve mühendislerinin başarılı çalışmaları ve geliştirdikleri yöntemlerle keşfedilmiş olması ise ülkemiz açısından ayrı gurur verici bir gelişme. Bende bu çok başarılı çalışmada emeği geçen katkı sağlayan tüm bilim adamlarımıza, arkeologlarımıza ve mühendislerimize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Büyükçe bir tümülüsün içerisinde yer alan efsane mezara, uzun bir tünelin içerisinden geçerek ulaşılabilmekte. Antik mezarda şu an kalın ağaç kütükleriyle çevrilmiş ve demir korkuluklarla koruma altına alınmış mezar odası bulunmakta. Mezar odasının önüne geldiğinizde her ne kadar odanın içerisine giremeseniz de, sanki antik dünyanın buram buram havasını koklamaya başlıyorsunuz. Gittiğiniz zaman bana hak vereceğinize eminim.
Mezarda bulunan antik eşyalar, Kral Midas’tan kaldığı düşünülen kemikler ve diğer malzemeler şu an Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmekte. Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesi de başkent Ankara’da mutlaka uğramamız gereken noktalardan biri. Bunu da not aldıktan sonra gelelim Gordion’un bir başka gizemli efsanesine. Eşek Kulaklı Midas efsanesinde yer alan Midas’ın her neye dokunursa dokunsun dokunduğu şey hemen altın olup, bu yüzden artık hayatından bezmiş ve eşek gibi uzun kulakları olan ünlü Frigya Kralı Midas olduğu rivayet ediliyor.
HER NEYİ TUTARSANIZ TUTUN ALTIN OLMASINI İSTER MİYDİNİZ?
Kral Midas, milattan önce 700 yıllarında yaşamış. Efsaneye göre, her tuttuğu şeyin altına dönüşmesi açgözlü bir kral olarak belirtilen Midas’a, kendisinden ne dilerse istediğini vereceğini teklif eden sözde Yunan tanrısı Dionysos tarafından hediye olarak verilmiştir. Her çağda değerini ve paha biçilmezliğini koruyan altına sahip olmayı her insan gibi çok isteyen Kral Midas, hemencecik her tuttuğu şeyin altın olmasını dileyivermiş. Fakat bu dileğinin başına ne işler açacağını pek de hesap etmemiş Kral Midas. Nitekim yemek yerken dahi elini ağzına götürdüğünde bile yiyeceklerin altın olduğu görmüş.
Normal sıradan hayatını bile sürdürmekte çok zorlanan Kral Midas, güya her insanın sahip olmayı dileyebileceği bu özelliğinden kurtulabilmek için Dionysos’tan tavsiye ister. Sözde tanrı Dionysos’ta, Kral Midas’a acır ve Paktolos ırmağında (Antik Lidya devletinde Sardis’te, bugünkü Manisa ilimizin Salihli ilçesi sınırlarında Çamur Kaplıcaları yakınındaki halkın “Kazan/Şelale” dedikleri Tabak çayında) yıkanmasını tavsiye eder. İşin enteresan tarafı, antik çağın Paktolos ırmağında yani Salihli ilçesinin Tabak çayında günümüzde altın kum taneciklerine rastlanmaktadır.
EŞEK KULAKLI MİDASIN EFSANESİNE KULAK VERELİM BAKALIM NE ÇIKACAK
Gordion gezimize, efsanelerin gizemli diline kulak vermeye devam ediyoruz can gezikolikler. Gordion kralı efsane Midas, sözde yunan tanrısı Apollon ile sözde kır tanrısı Pan arasında geçen bir müzik yarışmasında hakemlik yapmaktadır. Hakem Midas’ın bu zorlu yarışmayı Pan’ın kazandığını açıklaması üzerine buna çok sinirlenen ve kendisine hakaret sayan Apollon, Midas’ı birdenbire eşek kulaklı yapıverir.
Kral Midas, bunun üzerine başına taktığı bir külah vasıtasıyla belli bir süre kendi berberi hariç diğer insanlardan kulaklarını gizlemeyi bir şekilde başarır ancak bu büyük sırrı bir türlü saklayamayan Kral Midas’ın berberi dayanamayarak bir çukura bu gizemli sırrı fısıldayarak üzerini de bir güzel toprakla doldurur. Zaman geçtikçe bu çukurun üzerinde büyüyen sazlar, rüzgar bir taraftan bir tarafa estikçe her tarafa bu büyük sırrı fısıldarlar. Böylece zamanla bütün insanlar Kral Midas’ın eşek kulaklı olduğunu öğrenirler. Evet eşek kulaklı Midas’ın efsanesi de bu şekilde. Yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında, Hellenistik dönem olduğu düşünülen katmanlarda bulunan eşek kulaklı erkek figürü bir heykelin, kral Midas’ı tasvir ettiği uzun yıllar boyunca kabul edilmiş. Araştırmacılar tarafından, yakın bir zamanda ise bu heykelin, Satyr veya Silen şeklinde ifade edilen bir Yunan kır yaratığının standart figürü olabileceği de ifade edilmekte.
Bu efsaneleri duyduktan sonra antik Gordion şehrine geldiğinizde, Tümülüslerden, antik şehrin kalıntılarına, müzedeki eserlerden soluduğunuz havaya kadar birçok şeye bakışınızın değişeceğine emin olun. Özellikle Gordion Müzesi'ni de içinde barındırdığı antik eserler bakımından ülkemizde sayılı müzelerden biri.
ANTİK GALAT MEZARI
Bu zengin müzenin içerisindeki gerek sergi salonları, gerekse bahçesinde bulunan Galatlardan kalma mezarı ve yer mozaikleri oldukça enterasan ve görülmeye değer. Müzenin bahçesinde çok dikkat çeken Galat mezarının 1954 yılında defineciler tarafından bulunduğu ve maalesef tahrip edilerek zarar verildiği ifade edilmekte. En azından sevindirici bir gelişme, 1999 yılında mezarın yapı taşlarının tek tek numaralandırılıp müzenin bahçesine taşınarak korunmaya alınması ile yaşanmış.
GORDİON ANTİK KENTİ'NDE BİNLERCE YIL ÖNCESİNİ SOLUMAKMotifleriyle çok beğeni toplayan mozaiklerin de benzer bir öyküye sahip olduğu söyleniyor. Etraftaki Kayabaşı Köyü'nde yer alan bir evin temelinden çıkarılan mozaiklerin de artık Gordion müzesinde sergilendiğini de belirtmeden geçmeyelim. Ayrıca Yassıhöyük köyünün hemen batı yönünde bulunan Sakarya ve Porsuk nehirlerinin birbirine yaklaştığı bir konumda bulunan antik kent kalıntısını da buralara kadar gelip de görmemek olmaz.
Oldukça geniş ve büyük bir alanı kaplayan antik kentte kazıların uzun bir zamandan bu yana devam ettiği anlaşılıyor. Antik kente gelen ziyaretçiler böylelikle günümüze kadar kazılabilen höyüğün etrafında gezerek antik kenti en azından yukarıdan izleme şansını yakalayabiliyorlar. Can gezikolikler, antik dönemin gizemli topraklarında yol sürmek, efsanelere kulak vermek, Friglerin, Büyük İskenderin, Midasın, Gordion'un izlerini yerinde görmek için valizlerinizi, kameranızı, çantanızı hazırlayın ve Gordion için seyahate çıkın. Bir başka seyahat durağında inşallah buluşmak dileğiyle “Özgürlüğünüzü alın ve sizi bekleyen diyarlara yelken açın, hep seyahatte kalın.
İletişim: [email protected]