Sudan’a Ağustos 2018'te seyahat ettim ve bu seyahatimin üzerinden yaklaşık 2 sene geçti.İlk defa yurt dışına çıkan biri olarak bu deneyimim çoğu açıdan hayatımı değiştirdi.
Sudan’a Gitmeye Ne Zaman Ve Nasıl Karar Verdim?
Sudan seyahatim öncesi Arapça hazırlık sınıfını yeni bitirmiştim ve hazırlık dönemim boyunca Arapça eğitimi için yurt dışına çıkmayı kafama koymuştum.Nitekim bu isteğim zor olsa da gerçekleşti ve bir insani yardım vakfıyla beraber dil eğitimi için Sudan’a gittik.Bu 2 aylık bir programdı ve Arapça eğitimi dışında diğer bir amacım da ülkeyi keşfetmekti.
Havaalanına Gidişim ve Dış Hatlara Girmemle Hissettiğim Tarifsiz Duygu...
Bu seyahatimden önce yurt dışına hiç çıkmamıştım. Doğal olarak dış hatlara girmemle içimi tarif edilmesi zor bir duygu kapladı.Ne zaman o an hissettiğim duygularımı hatırlasam içimde bir kıpırtı oluyor. Sonuçta ilk defa yurt dışına çıkıyorum ve gittiğim ülke bir Afrika ülkesi.
Yolculuk Serüvenim ve Havaalanına İlk İnişimle Beraber Hissettiklerim...
Sudan’a yaklaşık 30 kişilik bir grupla gittik ve 2 ay boyunca çoğuyla güzel bir birlikteliğimiz oldu. Yolculuğumuz Sabiha Gökçen Havalimanı’nda başladı.Buradan Dubai’ye uçtuk ve Dubai’de 6 saatlik bir bekleyişimiz oldu.Her ne kadar havalimanından çıkamasak da orayı görmek bizim için ayrı bir deneyim oldu. Dubai,gerçekten de internetten gördüğümüz gibiydi;hemen hemen her yeri çölken geldiği nokta herkesi şaşırtan cinsten idi:devasa gökdelenler ve şatafatlı,özenle süslenmiş binalar.Ülkenin bu noktaya gelmesinde elbette en önemli pay ' Petrol İhracı' idi.Dubai’de bu bekleyişimizden sonra Sudan’a uçuşumuz başladı.4 saatlik bir yolculuktan sonra Sudan’a vardık.Uçaktan inişimle ve Sudan’a ayak basmamla heyecanım inanılmaz arttı.Sudan halkını ilk gördüğümde öyle mutlu oldum ki,hemen onlarla konuşmak istedim.Konuşmaya çalıştım,çok az anlaşabildik ama bizi çok sıcakkanlı karşıladılar.
Sudan Halkının Yaşam Tarzı
Sudan halkı içinde bulunduğu kargaşaya rağmen kültüründen aldığı yaşam tarzını koruyor. Türkiye’ye oranla hayatı yavaş yaşıyorlar diyebilirim.Hatta halkın büyük bir kesiminin tembel olduğunu söyleyebiliriz.Bunda farklı sebepler var elbet.Bunaltıcı havası,ekonomik krizi,iktidarın politikası ve daha birçok neden...Ancak bu olumsuzluklara rağmen ibadet konusunda taviz vermediklerini rahatlıkla söyleyebilirim.
Türkiye’de cuma namazlarında gördüğümüz kalabalığı Sudan’da herhangi bir vakit namazında görebiliyorduk.Keza camilere verdikleri önem de çok dikkat çekiciydi.Her camide güzel koku yayan,ağaçtan yaptıkları 'tütsü' yakmaları,camileri namaz dışında bir ilim merkezi haline getirmeleri de örnek alınması gereken bir durum.
Sudan’da ulaşıma baktığımızda yine çok az yerde gördüğümüz ulaşım imkanları var. Örneğin;'rakşa' denilen 3 tekerlekli araçlar oldukça yaygın.Diğer bir önemli ulaşım aracı ise minibüs vaziyeti gören 'emcet'.Bu iki ulaşım aracına da çok uygun ücretler mukabilinde binilebiliyor.İnsanlar ise birçok vesileyle birleşebiliyor.Bu kimi zaman her köşe başında görebileceğimiz,genelde kadınların işlettikleri ufak çay ocağı benzeri yerlerle sağlanıyor,kimi zaman da 'ful' adını verdikleri bakladan yapılan yemeklerle.Sokağa çıktığımıza ful yemek için çoğu zaman çağıran birileri oluyor.Bu kültür artık oraya yerleşmiş.
Çöl Macerası: Piramitler ve İlk Kez Deveye Binişim
Dünyada birçok insana 'hayallerin ne?' diye sorarsak birçoğu hayallerinin arasında çöle gitmek ve piramitleri görmek olduğunu söyler. Benim bu maceram ise hem çok yorucu hem de çok iyiydi.Sudan ile ilgili en güzel anım olduğunu söyleyebilirim.Hatta hayatımın en özel günüydü.Bu yolculuk 6 saat sürdü ve gittiğimiz araç ise 6 saat sürecek bir yolculuk için en son tercih edilecek araçlardan biriydi ama yapacak bir şey yoktu.Sonunda güzel bir şey olduğu için buna katlanmak zorundaydık.Yolculuğumuzun neredeyse yarısı geçmişti ki bir sınıra geldik ve pasaport kontrol merkezinde durduk.Burada pasaportlarımız kontrol edildi.Burada yaklaşık yarım saat bekledik.
Burada günümüz yaşantısından baya uzak insanlar yaşıyordu. Elektriğin olmadığı,suyun ise çok zor bulunduğu bir yerdi.Halk geçimini oradan geçen turistlere bir şeyler satarak sağlamaya çalışıyordu.Ufak bisküviler,kekler satarak az da olsa para kazanıyorlardı.Ve burada beklerken hayatımın en üzücü olaylarından biri yaşandı.Otobüste cam kenarında oturuyordum ve telefonda bir şeylere bakıyordum.Yanıma 30-40 yaşlarında bir adam yaklaştı ve elimdeki telefonu incelemeye başladı.Ve bana şeyin ne olduğunu sordu.Bu öylesine bir durumdu ki Sudan başkenti Hartum'dan yaklaşık 3 saatlik mesafede bir yer ve bizim yaşadığımız hayattan o kadar kopuklar ki ve bu durum hem beni hem de yanımda duran arkadaşımı çok üzdü.O an tek bir şey düşündüm:'Ne kadar çok nimete sahibiz!
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra piramitlere vardık ve çölü görmemle çok yoğun duygular içerisine girdim. Sadece filmlerde gördüğüm bir manzaraydı. Ama burada olmam ve bu hissi yaşamam hiç unutamadığım bir andı. O an sadece çöl yaşamının içerisine girmek istedim ve piramitlere doğru koştum. Bu herkesin yaşaması gereken bir deneyimdi. Ve çölün öyle bir ambiyansı vardı ki insanın Mecnun olası geliyordu. Oldukça sessiz bir ortam; çöl, sen ve rabbin dışında kimse yok. Gürültü yok,kirlilik yok ve en önemlisi insan yok.Kısacası günümüz insanının en rahatsız olduğu şeyler yok.Tam bir tatil mekanı :) Oraya kadar gelmişken develere binmeyi de ihmal etmedim tabii ki.Binmekte biraz zorlansam da bu deneyimi de yaşadım.
Sudan’ın Ekonomik ve Siyasi Durumu Nasıl?
Siyasi ve ekonomik anlamda Sudan yıllardır bir kriz içerisinde.Halkın iktidara karşı bir hoşnutsuzluğu var.Bunda haklılar.Bir devletin halk için yapması gereken şeylerin birçoğunu devlet maalesef yapmıyor.
Yollar yıllardır büyük sıkıntı Sudan’da ve düzeltilmesi için çaba gösterilmiyor,biz arabayla giderken çoğu zaman 5-10 km/s ile gidiyorduk ve bu bizi bayağı zorluyordu.Keza temizlik de baya bir sıkıntı.Bu konuda belediye hizmetinin de sınıfta kaldığını söyleyebilirim.Halk bu sıkıntılara bazen göz yumuyor bazen de eylemlerle karşı çıkıyor.Ama devletin buna tepkisi çok sert oluyor.Biz oradayken de halkın eylemlerine karşı asker çok sert tepkiyle karşılık vermiş hatta çoğu kez silahla karşılık vermişti.
Sudan para birimi olarak ''Cüneyh''i kullanıyor.Değersiz bir parası olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Oradayken 1 dolar yaklaşık olarak 42 Cüneyh’e tekabül ediyordu ve bu dışarıdan gelen biri için oldukça karlı bir durumdu.Ama enflasyon da bununla bağlantılı olarak artış gösteriyordu.
Türkiye-Sudan İlişkileri
Türkiye'deki vakıflar Sudan’da oldukça aktif bir roldeler. Sudan’a ilk gittiğimde çok şaşırmıştım açıkçası.Çünkü bu vakıflar çok sayıda ve devamlı irtibat halindeler.Tek amaçları ise Sudan’daki fakir insanlara,yetimlere yardım etmek.Benim de bununla ilgili çok güzel bir anım oldu.Bir yetimhaneyi ziyaret ettim ve oradaki çocuklarla az da olsa vakit geçirmeye çalıştım ve bu çok güzel bir duygu.O çocukları mutlu etmek,bu duygunun eşi benzeri yoktur herhalde...
Sonuç Olarak...
Sudan’da hayatımın en güzel vakitlerimi geçirdim ve kendime çok özel anılar biriktirdim.Tüm sıkıntılarına rağmen tekrar tekrar gitmek istediğim bir ülke.Çünkü Sudan halkı bu sıkıntıları hiçbir şekilde yansıtmıyor,konuşmak istediğinizde hemen muhabbet etmek istiyorlar.Tavsiyem bu güzel insanları gidip görmeniz ve onlara her konuda destek olmanız…
Sevgiler ve Saygılarla...
Yorumlar