Bhutan – 6: Sürpriz The Naked Dance

Paro'dan Bumthang'a çok uzun bir yol gider ve bir festival sürprizi; The Naked Dance

Mantra genellikle Sanskritçe kutsal hece veya şiirler için kullanılan genel bir terim. Mantralar, sözcükler ve söylerken oluşturdukları titreşimlerden faydalanarak derin bir ruhani bilince ulaşmayı sağlayan bir kanal ya da yol olarak kabul ediliyorlar.

En bilinen Mantra ise “Om Mani Padme Hum”…  Budizm’de çok derin anlamı olan bu Mantra’yı dilimize, ya da başka bir dile çevirmek pek mümkün değil. Saf olmayan beden ve zihninizi, saf olan Buda bedeni ve zihnine dönüştürebilirsiniz gibi bir anlamı var.

İşte Paro’dan sabaha karşı 04.00’de yola çıktığımızda şoförümüz Sirin, yolun ilk 2 saati boyunca aralıksız bu Mantra’yı mırıldandı… 

Aslında ilk planımız Paro’dan sonraki durağımız Bumthang’a uçmaktı. Sabah saat 08.05’de Bumthang’da olup tüm günü Jambay Lhakhang Drup Festivaline ayıracaktık. Fakat muson yağmurlarının zarar verdiği pisti onarılan Bumthang havalimanındaki çalışmalar yetişmeyince biz de bu yolu bizim Toyota midibüsle yapmak zorunda kaldık.

O yüzden de sabaha karşı 04.00’de düştük yola. Yolumuz yaklaşık 290 km ve 15 saat kadar sürecek. Yolun kahvaltı yapacağımız 3140 metre rakımlı Dochu La Geçidine (Dochu La Pass) kadar olan ilk bölümünde Sirin’in aralıksız “Om Mani Padme Hum” mırıltılarını dinleyerek geldik. Saat 06.00 gibiydi, güneş henüz doğmuştu ve dışarısı çok soğuktu…

Geçitteki Dochu La Resort otelin restoranındaki kocaman sobanın etrafına dizilip içimizi ısıttıktan sonra harika bir kahvaltı yaptık. Burası ülkenin 2 önemli kenti; Başkent Thimphu ve Punakha arasında yer aldığından gelip geçenler için harika bir mola yeri. Ayrıca muhteşem bir Himalaya manzarasına sahip terası ve oldukça güzel ama bir o kadar da pahalı hediyelik eşyalar satın alabileceğiniz bir mağazası var…

Dochu La Geçidinden sonra yol şartları zorlaşıyor. Yol tek şerit, asfaltı yer yer göremiyorsunuz ve yolun tamamında midibüsümüzün içinde bizi hoplatıp zıplatan çukurlar var. Önce zikzaklar çizerek bir tepeye tırmanıyor ardından yine zikzaklar çizerek aşağılara iniyorsunuz. Manzara yine harika ve yine her birkaç kilometrede bir ya yükseklerden akan bir şelale ya da ortasındaki Dua Çarkıyla küçük bir Chorten çıkıyor karşınıza…

Öğleye doğru ufak bir çay molası ve ardından bir 2 saat daha yol alıp yemek molası verdikten sonra; "Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik bir de baktık bir arpa boyu yol gitmişiz" misali yaklaşık 300 km’yi ancak 15 saatte aşıp Bumthang’daki otelimiz Samyae Resort'a kapağı attık.

Yolda Rehberimiz Sonam’la sohbet ederken, Bumtang’a gitme amacımız Jambay Lhakhang Drup Festivalinin bir parçası olan Kutsal Çıplak Dans’dan (Naked Dans veya Ter-Cham) haberimiz oldu. Doğal olarak Naked Dans’ı izlememiz kaçınılmazdı...

Otele yerleştik, yemeğimiz yedik ve birkaç saatlik dinlenmenin ardından Naked Dans’ı izlemek için yeniden çıktık yola. Saat 23.00 civarı festival alanı Jampa Lhakhang tapınağının avlusuna vardık. İliklerimize kadar işleyen soğukta “çıplak” dansçıları beklemeye başladık. Yerli halk çoluk çocuk demeden alanı çoktan doldurmuştu. Kötü bir mikrofon aracılığıyla avluya yayılan bir ses sürekli bir şeyler anlatıp duruyordu. Sonam bir kısmını çevirdi; "Bu dansın çok kutsal olduğunu, dansçıların amatör olduklarını dolayısıyla yaptıkları hareketlerin kötü görünebileceğini, bu dansı ancak sessiz ve konsantre olarak izlersek içerisindeki derin içeriği farkedebileceğimizi, fakat ne olursa olsun törene saygı göstermemiz gerektiğini ve asla gülmememiz gerektiğini" anlatıyorlarmış. Ve tabii ki fotoğraf çekmek kesinlikle yasaktı...

Dansın ortaya çıkış öyküsü de şöyle; Avlusunda durduğumuz tapınağın inşasına musallat olan kötü İblislerin ilgisini çekebilmek için Dorji Lingpa bu dansı ortaya çıkarmış. Dansı görüp dikkati dağılan İblislerin bu zaaflarından yararlanıp tapınağın inşasını bitirmişler. (Bu arada Dorje Lingpa; Terma denilen "Saklı Hazine"leri bulan 5 büyük Hazine Bulucu'dan biri...)
 
Gece yarısını biraz geçe önce meydanın ortasındaki ateşe odunlar atıldı, Polisler kalabalığın arasında fotoğraf makinesi, kamera vs. var mı diye son kontrollerini yaptılar, davullar çalmaya başladı ve ardından Kutsal Çıplak Dansın, yüzlerindeki maske dışında üzerlerinde hiçbir şey olmayan erkek dansçıları çıktılar ortaya.  Bölgedeki köylerden seçilen amatör dansçılar o soğukta çıplak olarak gösterilerini yapmaya başladılar. Fakat gerçekten dans öncesindeki uyarıda söylendiği gibi hareketlerinde oldukça acemiydiler. Yerel halk da turistlerden önce gülmeye başlayıp dansçılarla alay edince dansın içerdiği derin anlamı kavrama şansımız kalmadığını düşünüp bir süre sonra otele geri döndük.

Sabaha karşı 04.00’de yola çıkıp, üzerine 15 saat yolculuk yapıp, üzerine 1 saatten biraz daha fazla iliklerime işleyen soğukta Naked Dance bekleyip bir de dansı izledikten sonra az buçuk hayal kırıklığına uğrayınca tüm gezinin en kötü otel odasında bile deliksiz uyudum…

Sabah yeniden festival alanına gittik. Alana yaklaşırken Bumthang’lılar en güzel giysilerini giymiş festival alanına doğru geliyorlardı. Festival alanı Jampey Lhakhang Tapınağının hemen yanı başındaki, önceki gece Kutsal Çıplak Dans’ı izlediğimiz avlu ve hemen avluya bitişik duvarın arkasındaki panayırdı.

 

Jampey Lhakhang 5. bölümde söz ettiğim, Tibet Kralı Songsten Gampo’nun Budizm’in Tibet’e yayılmasına engel olan Dev Iblis’i, sonsuza kadar yeryüzüne çivilemek için bir gecede inşa ettirdiği 108 tapınaktan bir tanesi… Guru Rinpoche Bumthang’a geldiğinde bu tapınağı da ziyaret etmiş.

Festival gösterilerinin yapıldığı Tapınağın avlusundaki alan oldukça kalabalıktı. Yerli halk ailecek gelip gösterilerin yapıldığı alanın etrafında çoktan yerlerini almışlardı. Gösteriler; rengarenk giysili dansçıların kimi maskeli kimi maskesiz geleneksel danslarından oluşuyordu. Bahçenin diğer bölümlerinde piknik yapan aileler çimlerin üzerine yayılmışlar, en güzel giysileri giydirilmiş çocuklar festivalin tadını çıkartıyorlardı. Bahçe duvarının hemen arkasındaki panayır alanında, çadırlardan kurulmuş hediyelik eşya satan dükkanlar, rulet benzeri bir oyunla kumar oynatanların stantları arasında bir süre dolaştım. Açıkçası Ben Jambay Lhakhang Drup Festivalinde Bumthang'da olmaktan inanılmaz keyif aldım.

Festival alanında daha saatlerce kalabilirdim ama maalesef Bumthang’a uçakla gelememek bize bir gün kaybettirdi... Daha görülecek çok yer var; bir sonraki durak Jakar Dzong yani Beyaz Kuş Dzong’u.

Ve Bumthang'dan geri dönüş başlar; Trongsa...

Havalimanının kapalı olması nedeniyle Paro’dan Bumthang'a 15 saatlik bir yolculukla gelmek bize bir gün kaybettirdi. Bumthang programımızdaki bazı yerleri atlamak zorunda kaldık… Ama festival alanından midibüsümüze ilerlerken ne yolda geçirdiğimiz 15 uzun saat ne de göremeyeceğim diğer tapınaklar umurumdaydı… Sonuçta Jambay Lhakhang Druk Festivalinde geçirdiğim o birkaç saat inanılmaz keyifliydi… Hatta akşam çektiğim fotoğrafları bilgisayarıma aktarıp bakarken ne kadar keyif aldığımı bir kez daha fark ettim. Çektiğim fotoğraflar sanki çok eksikti. Neredeyse hiçbir fotoğrafı beğenemedim. Büyük olasılık festival allananındaki renkli görüntülere kendimi o kadar kaptırmıştım ki, fotoğraf çekmektense sadece etrafımı izlemiştim… Hobisi fotoğrafçılık olan biri için kötü ama gezgin ruhlu biri için iyi bir özellik sanırım.
 
Bumthang’daki diğer durağımız; Kurjey Lhakhang. Burası 3 binadan oluşan önemli bir tapınak kompleksi. Tapınak kompleksini çevreleyen duvar üzerinde 108 tane Stupa heykeli var. Bahçe kapısından içeri girdiğinizde bir tepenin yamacına inşa edilmiş tapınakları (Lhakhang) görüyorsunuz. Bu binalardan en eski olanınına bitişik mağarada Guru Rinpoche’nin kayalar üzerine bıraktığı vücut izleri varmış. (Zaten Kurjey ismi de Vücut izi anlamına geliyor; Kur:Vücut, Jey:iz).Jakar Dzong;  Beyaz Kuş Dzong’u anlamına geliyor. Chokhor Vadisine bakan bu Dzong için onca Dzong’dan bahsettikten sonra kısaca “Bildiğiniz klasik Dzong işte” diyebilirim sanırım… Dzong 1667 yılında yapılmış. Söylenceye göre; bir grup Lama Dzong inşa etmek için bir yer ararlarken, büyük beyaz bir kuşun bir tepe üzerinde sürekli dönüp durduğunu görmüşler. Lamalar bunu da bir işaret sayarak Dzong’u buraya inşa etmişler…

Sürecek...

Çağlar Erözgen

Yazar Hakkında

Çağlar Erözgen

Antalya'da yaşayan bir İzmir'li. Hekim. Gezmek için çalışan bir seyahat bağımlısı. Fotoğraf çekmeye pek meraklıdır. Kitap okur, film izler ve naçizane blogunda yazar.