Bir Kalede Konaklamak: Otocec Kalesi

Celje gezimiz sonrası akşamüstü saatlerde ulaştığımız Otocec Kalesi, Slovenya’da bizi en çok etkileyen yerlerden biri oldu. Kalenin girişinde bizi bu kale otelin pazarlama müdürü Matej karşıladı. Pazarlama müdürü olarak bu kadar genç ve mesleğine çok hâkim birini görmek bizi çok sevindirdi. Öncelikle bize adacığı ve oteli gezdirdi, sonrasında da hep birlikte çok güzel bir yemek yedik. Ben öncelikle buranın bizi neden bu kadar etkilediğinden bahsetmek istiyorum.

Krka Nehri’nin ortasındaki küçücük bir adacıkta yer alan Otocec Kalesi’ne çok güzel manzaralar arasından daracık bir köprüden geçerek ulaştık.

Arabamızı hemen kalenin dışında yer alan park alanına bıraktık.

Kalenin bulunduğu adacık çevresindeki küçük yemyeşil park alanıyla ülkenin en güzel manzaralarından birine sahip. Bu nedenle de pek çok düğün için mekân oluyormuş. Ama burada düğün yapmak öyle o kadar kolay değil. Çünkü talep çok ve fiyatlar hiç de o kadar düşük değil.

Öncelikle kalenin bulunduğu adacıkta kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Nehir kenarında ördekler ve kuğular Murat’ın dikkatinden kaçmadı tabii. Hemen bu sevimli canlıları fotoğraflamaya başladı.

O sırada daha yeni doğmuş kuğu yavruları ve ana kuğuyu gördük. Bir anda aklımda “Çirkin Ördek Yavrusu” masalı belirdi. Küçüklüğümde en çok sevdiğim masallardan biriydi ve şimdi sanki biz de o masalın içindeydik. Çimlerde oturduk ve biraz bu kuğuları gözlemledik. O kadar şekerler ki… Biraz sonra anne kuğu nehirde usulca süzülmeye başladı, peşinden de sırayla yavruları nehre indi, sıra halinde yanımızdan uzaklaştılar.

Park üzerinde ufak bir helikopter sahası var. Çünkü burası gözlerden uzak bir tatil arayışında olan özellikle gelir düzeyi oldukça yüksek bir kesim tarafından tercih ediliyormuş. Bu kişiler de bazen buraya özel helikopter ile geliyorlarmış. Matej’in söylediğine göre Otocec Kalesi neredeyse her hafta dünyaca ünlü birini konuk ediyormuş. Kalenin koridorlarında gezerken “Wall of Fame”e yani “Şöhret Duvarı”na uğrarsanız, ünlülerin de bu kaleyi ziyaret etmeyi çok sevdiğini göreceksiniz.

Bu haftaki misafirleri de bizdik :) Acaba bizim fotoğraflarımızı da asarlar mı :)

Otocec Kalesi, Slovenya’da suyun üzerinde bulunan tek kale olma özelliğine sahip. Kale’nin tarihte adı ilk defa 1252 yılında geçmekte. Günümüze kadar kale çok fazla el değiştirmiş. Bunun yanında bugüne gelene kadar mimari açıdan çok kez renovasyon çalışması yapılmış.

Orijinal Gotik ve Rönesans mimarisi ile görkemli bir şekilde ayakta duran kalede çok fazla değişiklik yapılmasına tarihî dokusunu bozmamak için izin verilmiyor. Hatta bu sebeple kaleye eklenen asansör kalenin içinde değil, dışına ek olarak yapılmış, tamamen camekân. Katlar arasında dolaşırken manzarayı izleyebiliyorsunuz.

Şu anda kale, Slovenya’nın en seçkin otellerinden biri haline gelmiş: Otocec Castle Hotel.

Yaklaşık 16 odası var. Her bir oda birbirinden güzel. Odaların içindeki her detayda son derece kaliteli malzeme kullanıldığı çok açık. Süit odalarda ayrı bir yemek salonu ve oturma grubu da mevcut. Biz oteli çok beğendik. Kalede konaklamak isteyenler için ideal bir seçenek.

Kale, konaklama hizmeti vermesinin yanında düğünlere ve iş toplantıları için de kiralanabiliyor.

Ayrıca Slovenya’nın Dolenjska bölgesindeki en uzun ve en çekici golf sahalarından birine de çok yakın konumda olduğundan yine golf tutkunları da burada konaklamayı tercih ediyorlarmış.

Oteli ve üzerinde bulunduğu adacığı gezdikten sonra yemek yemek üzere otelin restoran kısmına geçtik. Biz hava da güzel olduğundan otelin bahçesindeki restoran alanında yemeğe başladık. Ama kış ayları için de kalenin içinde çok şık döşenmiş ayrı bir restoran yer alıyor.

Yemeğe et füme ile başladık. İncecik dilimlenmiş ve marine edilmiş etin yanında servis edilen keçi sütünden yapılma peynir ezmesine bayıldım.

Ardından ana yemek olarak Krka Nehri’ne özgü bir balık ve yanında fırınlanmış patates servis edildi. Yanında da Goriska Brda tarafındaki bağlardan üretilmiş “Orange wine” dedikleri amber rengindeki leziz şarabı tattık.

Son olarak tabii ki tatlı. İşte bu tatlı beni bitirdi. Hem sunumu hem lezzeti müthişti.

Yemeği taçlandırmak içinse cappucino tercih ettik. Cappucino yanında servis ettikleri çikolata da kendi yapımları ve bir çikolatakolik olarak bayıldım :).

Yine bu bölgede çok sayıda termal tesis de var. Yine Otocec Castle Hotel’in işletmesinde olan bir de termal otel var. Bu otel çok daha fazla oda kapasitesine sahip ve çevre ülkelerden de buraya termal turizm için gelenler var. Bu otelin profili biraz daha farklı. Konu termal olunca yaş grubu da biraz yükseliyor.

Biz hem bölgeyi, hem otelleri hem de yemeklerini çok beğendik. Eğer konaklamada farklı seçenekler arıyor ve biraz gözdenden uzak ve sessiz sakin bir tatil arıyorsanız bence burayı kesinlikle listenize eklemelisiniz. 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni