​Bulgaristan Nessebar Gezisi

Nessebar’da arabayı park edip arabadan inip tekrar binene kadar duyduğu “BOAT GOES TO SUNNYBEACH” sözcükleri hiç aklımdan çıkmıyor. Burası Sunny Beach’e çok yakın konumda olduğundan sürekli Sunny Beach’e tekne seferleri var. Ama oradaki görevlinin edalı edalı “boat goet to Sunny Beach” diyerek ilgi çekmeye çalışması sanırım hiç hafızamdan kaybolmayacak. Çok şirindi :)

1983 senesinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Nessebar, Burgaz’a 35 km mesafede olup, Bulgaristan’ın da en önemli turizm merkezlerinden biri.

Bölgeye en fazla rağbet edenler ise İngilizler. Hatta buradaki bazı işletmeciler de İngiliz. Toplam 12 bin kişilk nüfusun küçük bir bölümünü de burada yaşayan İngilizler oluşturuyor.

Bulgarlar’ın “Karadeniz’in incisi” olarak adlandırdıkları Nessebar, 3000 yıllık tarihi ile Avrupa’nın en eski yerleşim yerlerinden biri. Yarımada üzerinde yer alan bu antik kent ana karaya yaklaşık 300 metrelik doldurulmuş bir yol ile bağlanmış.

Buradaki ilk yerleşim MÖ 2. yüzyılda Antik Yunan Uygarlığı tarafından kurulmuş ve zaman içerisinde Bizanslılar’ın, Osmanlılar’ın ve sonrasında SSCB egemenliğine girmiş.

Nessebar Yarımadası’nda toplam 41 tane kilise var. Bu özelliği ile Nessebar dünya üzerinde kişi başına en fazla kilise düşen yer. Antik kentte yer alan bu kiliselerin büyük çoğunluğu Bizanslılar döneminden kalma.

5. ve 15. yüzyıllara tarihlenenen kiliseler arasında en ilgi çekici olanı ise 11 ve 13. yüzyıllardan kalma St. Stefan Kilisesi. Kilisenin içinde 250’nin üzerinde orijinal yağlıboya duvar resmi var.

1453 senesinde İstanbul’un Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra Nessebar da Osmanlı hakimiyetine girmiş. O nedenle Nessebar’da Osmanlı döneminden kalma çok sayıda alt tarafı taş üst tarafı ahşap olan Osmanlı evleri yer alıyor.

Günümüzde bu evlerin büyük bölümü hediyelik eşya dükkanı, butik otel ya da restoran olarak hizmet veriyor. Şehrin girişinde bir tane de Osmanlı hamamı var.

Nessebar sokaklarında dolaşmak oldukça keyifli. Sokaklarda sok sayıda sanat galerisi, geleneksel el işçiliği ürünlerinin sergilendiği rengarenk dükkanlar, takı ve dantel satan mağazalar ve özellikle de çok sayıdaki kuyumcu dikkatimizi çekiyor. Diğer Bulgaristan kentlerine göre burada fiyatlar biraz daha yüksek.

Nessebar’ın bir de küçük bir limanı var. Biz de soluklanmak için bu limana tepeden bakan bir kafeye geçiyoruz. Manzara nefis.

Birer kadeh şarap sipariş edip manzarayı izliyoruz. Sezon sonunda gitmemize rağmen halen oldukça kalabalık olan Nessebar’ı yaz aylarında hayal ediyoruz. Bu dönemde bu kadar kalabalıksa kim bilir yaz aylarında nasıldır :)

Nessebar’ın sahiline doğru indiğimizde ise sezon sonu ile birlikte yavaş yavaş kapanan barları görüyoruz. Ufak ama karakteri olan bu işletmeler yaz aylarında dolup taşıyormuş.

Tertemiz Arnavut kaldırımlı sokakları, cumbalı Osmanlı evleri, çeşit çeşit kiliseleri ile otantik bir hava yaşadığımız Nessebar’a artık veda vakti.

Bir sonraki durak olan Sunny Beach’te görüşmek üzere… 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni