Caracas’ın merkezine yaklaşık 45 dakikalık mesafede yer alan Catia La Mar, Vargas Belediyesine bağlı bir kıyı yerleşimi. En yakın komşusu da Maiquetia. Catia La Mar bizim gezimizin en son gününde konakladığımız bölge idi. Çünkü burası Uluslararası Simon Bolivar Havaalanına sadece 10 kilometre mesafede yer alıyor.
Bu güzel bölgeyi anlatmaya başlamadan önce Catia La Mar ve Maiquetia’nın tarihinde yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan 1999 Vargas Trajedisi’nden de bahsetmek gerekli.
1999'ların sonlarına 14 Aralık’ta Venezuela’nın kuzey sahilleri çok etkili bir yağış etkisinde kalmış. Yağışlar 16’sı gecesine kadar hiç kesilmemiş. Ayın 15’inde ise yoğun yağışların etkisi ile Latin Amerika sahillerinde toprak kaymasına yol açmış ve dağın üzerindeki yerleşim yerlerinin tamamı bu durumdan etkilenmiş. Aynı zamanda yağışların etkisiyle yolları su başmış. Su seviyesi 50 cm ile 2 metre arasında değişiyormuş. Ardından da tabii sel felaketi. Bu felakette Vargas bölgesinde yaklaşık 10.000 kişi hayatını kaybetmiş.
Bu dönemde Venezuela’nın yardımına Kübalı doktorlar ve ilk yardım ekipleri yetişmiş. Çünkü, 1999 senesinde Hugo Chávez'in Venezuela'da Başbakanı olması ve Bolivar Devrimleri olarak bilinen politik değişikliklerle birlikte Venezuela, Karayip ülkeriyle sıcak ilişkileri kurmaya başlamıştı, özellikle de Küba ile. Tabii burada Chavez ve Castro dostluğunun da büyük etkisi var. Özellikle de 30 Ekim 2000'de ilk geniş kapsamlı Venezuela Küba işbirliği sözleşmesi imzalanınca Küba ile ilişkiler daha da pekişmiş. 1999’da Küba tarafından Venezuela’ya başlayan sağlık hizmeti desteği, Venezuela’da çok olumlu etkiler de yaratmış. Son 10 senedir 31.000'den fazla Kübalı doktor ve sağlık uzmanı Venezuela'da görev yapmış ve 1998'de 1.000 canlı doğumda 21,4 olan çocuk ölümleri, günümüzde 13'e indirilmiş.
Catia La Mar’a geri dönersek, bölge yaşadığı felaket sonrasında yeniden yapılanmış. En büyük meydanı Plaza Mayor de Catia La Mar.
Meydanın ortasında Simon Bolivar’ın heykeli yer alıyor.
Catia La Mar, Caracas’ın diğer semtlerine göre çok daha renkli ve temiz. Etraf, tüm sokaklar rengarenk evler ile dolu.
Mavi pembe, mor, sarı, yeşil, kırmızı 2 katlı bu evler semte ayrı bir şirinlik katıyor.
Yaklaşık 85.000 kişinin yaşadığı bölge denizcilik akademisi ve üniversitesine de ev sahipliği yapıyor. La Zorra ise bölgedeki en geniş balıkçılık limanlarından biri.
Yine bölgedeki Costa Dorada, Playa La Zorra, Playa Candilejas, Puerto Viejo gibi kumsallar özellikle hafta sonları bir hayli kalabalık oluyor.
Biz gittiğimiz dönemde çevrede tam bir festival havası vardı. Gerçi festival başlamamıştı ama sanki tüm halk festivale hazırlanıyordu.
Her yerde rengarenk maskeler, kurdelalar ve bayraklar, fonda da kıpır kıpır bir müzik.
Sokaklarda şık kıyafetleri içinde makyajlı çocuklar koşuşturuyor…
Küçücük kızlar kendilerinden o kadar eminler ki… Ne de olsa Venezuela güzellerinin namı var.
Melez güzelleri daha küçük yaşlarda güzellik ve zarafet okullarına gönderiliyor ve dünya güzeli olabilmek için özel bir süreçten geçerlermiş. 16 yaşına basan kız çocuklarına (zengin-fakir fark etmeden) estetik ameliyat ailesi tarafından hediye ediliyormuş. Hatta güzelliği ile gelecek vaad eden kızlara özel şirketler estetik bursu bile veriyormuş.
Biz de bu ufak Venezuela güzelleri ile fotoğraf çekdirdikten sonra otelimize dönüyoruz. Orada da uçak saatimize kadar grubumuzdan 2 kişinin doğum günü kutlamasını yapıyor ve sohbet ediyoruz.
Artık Türkiye’ye dönüş vakti!