Cruise İle Dünyanın Keşfi (Karayip Adaları) 11. Bölüm Roseau / Dominica Adası

Bir şehri tanımak için öncelikle limana yanaşırken uzaktan adayı, yaklaştıkça gözle görebileceğiniz kadar yakından şehri ve buradan da kuş bakışı gezilecek yerleri keşfetmenizde her zaman fayda vardır. Yine gemimiz Norwegian Breakaway’in limana yanaşmasını erkenden kalkıp seyrettim. Güneş dağların arasından doğuyor ve birkaç profesyonel gezgin fotoğrafçı da bu anı ölümsüzleştiriyorlardı. İşte ben de bu manzarayı sizler için fotoğrafladım.

Roseau, 17.000 nüfuslu Dominica Adası'nın en büyük şehri. Yerli Sairi kabilesinin ilk yerleşim yeri olan tarihi Kalinago kasabasının yerine kurulmuş. Karayipler denizi ile çevrili olan bu ada, modern ve Fransız Koloni devrinden kalma bina ve adetleri ile göz doldurmakta. Bu adanın doğal tabiat güzellikleri ve yeşilliği ilk bakışta dikkat çekiyor. Zaten ihraç ettiği malların başında da muz, greyfurt, portakal, Hindistan cevizi ve çeşitli sebzeler geliyor.

Bu arada şu hatırlatmayı da yapmamda fayda var. Dominik Cumhuriyeti ile Dominica Adası ayrı ayrı yerlerdir, karıştırılmasın lütfen.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra, elma ve muzlarımızı yanımıza alıyoruz ve çıkışta yolcu bekleyen taksilerden gözümüze kestirdiğimiz birisi ile 4 kişi 80$ a anlaşıp ada turuna çıkıyoruz. Bugün plaj keyfimiz yok. Dominica Adası'nın tabii güzelliklerini ve ormanlarını dolaşacağız.

Şoförümüz klimalı aracın müziğini açtı ve direksiyonda hem adayı bir rehber gibi anlattı, hem de bizi şelaleler ve botanik parkına getirdi. Bugün eğlenceli bir gezi olacağı her halinden belli. Tabii ki biz de havaya giriyoruz ve başlıyoruz şamataya. Ne güzel! Trafalgar şelaleleri öyle ahım şahım bir şelale değil, Giriş 5$ ve bu parayı verdiğinize de değmez. Ancak orman içerisinde yapacağınız 10 dakikalık yürüyüş ve manzarası için bu parayı vermeye değer. Botanik parkı ise ücretsiz ve tepe bir yerde gayet güzel, temiz ve adadaki bitki ve ağaçları görebileceğiniz çeşitliliğe sahip. Buradan hem kasabanın panoramasını, hem de gemimiz ile birlikte güzel bir manzaranın fotoğrafını sizlere sunuyorum. Tur bitiminde de doya doya pazarları ve çarşıları dolaşacağız. İşte şimdi yine fotoğraflar ile sizi gezdiriyorum.

Karayip Adaları’nda şoförler birer rehber gibi yolcularına her şeyi anlatıyor ve bilgilendiriyorlar. Gezilecek yerleri gösteriyor ve fotoğraf çekilecek yerde duruyor, yerel halkın kurduğu tadımlık meyve ve içecek tezgahlarının başında da tavsiyelerde bulunuyorlar. Bu adanın gelirinin çoğu turizmden geldiği düşünülürse, bana göre bu işte artık ustalaşmışlar.

Ada turu 3 saat sürüyor. Sokak satıcılarından yerel incik, boncuk alışverişinden sonra, kasabayı şöyle bir dolaştık. Hava bayağı sıcak olmaya başladı. Bu sıcakta boşuna yorulmanın ve boş boş gezmenin alemi yok. Sonuç olarak bu adaların çoğu bir birine benziyor. Hele ki Roseau’da görülecek pek fazla bir şey yok. Üstelik bugün de günlerden pazar ve çoğu yer kapalı. Halk dini bütün ve şık kıyafetleri ile kiliselerine doğru çoluk çocuk gidiyorlar. Açık olan dükkanlar ise Çinlilere ait ve uyduruk Çin malları satılıyor. Bu dükkanlar daha çok fakir olan yerli halka hizmet veriyormuş. Çinlilerin burada ne işi var diyeceksiniz? Çin hükümeti hatta burada bir beyzbol sahası bile yaptırmış! Ne iş? Ele geçirme ve sömürü düzeni işte.

Tabii ki burada su altına dalış yaparsanız eminim ki o güzelliklerin seyrine doyamayacaksınız. Üstelik bu adalardaki denizlerin ve sahillerin hepsi muhteşem ama bugün bizim denize girme havamız yok.

Bu kadar yeter haydi gemimize dönüp bir şeyler atıştıralım ve biraz havuz başında güneşlenelim ve eğlenelim diyorum. Ne dersiniz?  Eğlence ve keyif yine de gemide var. Hem de tertemiz bir ortamda ve her şey bedava. (İçki hariç tabii ki) Ama gemiye binerken günlük 20-25$ arası içki paketi de alırsanız, ondan sonra artık all included, iç bakalım ne kadar içiyorsun diyeceğim.

Akşam hazırlıkları başlasın artık. Özledim ben 15. Restoran katımızı, ama her gece burada yemek yemek yok artık, bu akşam gemideki 28 değişik restorandan birinde şık kıyafetlerimizi giyip, değişik yemeklerin de tadına bakalım diyorum. Eh bir şişe şarap da açtırır mıyız bilemem. Siz siz olun en azından bir cruise seyahati yapın ve bu yemeklerin ve keyfin tadına varın e mi benim sevgili dostlarım.

Barbados Adası'nın Bridgetown kasabasında görüşmek ümidiyle, Hoşça kalın.            

H.Oğuz Esen[email protected] 

H. OĞUZ ESEN

Yazar Hakkında

H. OĞUZ ESEN

İş güç ve çoluk çocuk işlerini bitirdikten sonra emeklik günlerimi tadında geçirmek için, sıhhat ve akıl fikir yerinde iken gezmeyi seçenlerdenim.