Kurumuş bir göl burası...Sıcaktan dolayı kurumuş ve sadece denizin tuzu kalmış.
Büyük bir vadi, kocaman derin bir boşluk, yollar çukurun içinde… Yerin altındayız basbayağı…
Dümdüz de değil üstelik inanılmaz virajlı ve koca koca tepecikli…
Araba sürüyoruz burada… Olacak iş değil!
Sanki denizin içindeyiz de denizin altındaki yeryüzü şekillerinin üzerinde yürüyor ve araba sürüyor gibiyiz. Hani sualtı dalışı yaptığımızda gördüğümüz tepeler var ya işte onların üzerinde gidiyoruz. Tuhaf… Hatta ürkütücü! Oracıkta arabası bozulsa insanın, başı belada demektir.Yürüyerek o çukurdan geri mi çıkacağız?
Gittik gördük, uçsuz bucaksız kum, tuz yani… Ama rakım -85; denizin çok altındayız yani!
Dibine kadar indik. Kurumuş tuzlarda yürüdük.
“Sadece 1 saat uzaklıkta”
Amerika yollarında araba sürmek enteresan bir deneyimdi. Özellikle Utah-Arizona bölgesinde… Yollar kilometrelerce virajsız, sonu hiç gelmeyecekmiş gibi upuzuuuuun... Böyle 1 saat hiçbir şeye rastlamadan dümdüz gidilebiliyor.
1 saat uzaklık, bir yerleşim yerinden diğerine çok yakın mesafe sayılıyor. Bu nedenle de yol boyunca çoğu restoran veya otelin “Sadece 1 saat uzaklıkta” diye reklam panoları var, çok komik! Sadece 1 saat uzaktaymış! İyi bari dibinde sayılırız!
Hayatımda ilk defa serap gördüm
Evet, serap diye bir şey varmış; öyle filmlerde yaptıkları bir geyik değilmiş. Ama illa susuz kalmak gerekmiyor serap görmek için…
Kum ya da beton o kadar sıcak oluyor ki bu sıcaklık bir termik yaratıyor ve üzerine çarpan güneş ışığı kumun ya da beton yolun üzerinde dalgalanıyor, dalgalı bir hal alıyor. Bunu da çooook uzaktan sanki orada deniz veya su birikintisi varmış gibi algılıyoruz.
50 dereceden fazla Arizona sıcağında, yollarda giderken ben de serap gördüm. Arabanın içinde, sonsuz yola bakarken, kimi tepelerin hemen ardında sanki deniz varmış gibi bir görüntüye tanık oldum.
Serap buymuş…