Küba’da uzun zaman kalmış yazar Ernest Hemingway şöyle demiş: ‘’Herkes neden Küba’da yaşıyorsun diye sorar sen de sevdiğim için dersin. Çünkü gerçek nedenlerini açıklamak zordur.’’
Ernest Hemingway ilk kez 1928 yılında İngiliz gemisi Orita ile Avrupa’dan dönerken bu güzel tropikal şehir ve onun güzel insanlarıyla karşılaşmış. Afrika’da defalarca safari turlarına katılan yazar, Küba sahillerinde de kılıç balığı avlamaktan büyük zevk duymuş. Hatta gerçek anlamda Küba ve Havana’yla ilk kez kılıç avı nedeniyle tanışmış.
Key West’te ikamet ederken Havana ve Küba denizlerini de içine alan uzun deniz yolculuklarına ve kılıç balığı avı seferlerine çıkarmış. Arkadaşı Josie Russel’in teknesi ile defalarca Havana’nın romlarını ve içkilerini tatmak, dinlenmek, eğlenmek ve yazmak için gelmiş Havana’ya. Havana’nın enfes Mohito, Floridita ve diğer kokteylleriyle tanıştıktan sonra ‘’Sarhoşken yazın! Ayıkken düzeltin!’’ sözlerini bu dönemde ilke edinmiş.
Ernest Hemingway'in Havana Günleri
1929 da Ernest Hemingway‘in Havana’daki yaşamına önce Jane Mason daha sonra Martha Gelhorn eşlik etmiş. Yazarın içkiye, kadınlara, boks ve avcılığa merakı hiç bitmemiş. 1930’lu yıllarda Opisba Sokağı’nın, Mercedes Sokağı ile kesiştiği köşede bulunan pembe renkli Ambos Mundos Hoteli’nin tüm Havana’yı gören, 511 numaralı odasında kalmış. Odası günümüzde müzedir. 2 Cuc karşılığı gezilebilir. Duvarlarından birinde Küba’lı genç sevgilisi Leopoldino Rodriguez’in resmi asılıdır.
Ernest Hemingway savaş yıllarından edindiği tecrübelerle kaleme aldığı ‘’Silahlara Veda’’ ve ‘’Çanlar Kimin İçin Çalıyor’’ romanlarını bu otelde yazmış. Romanı bitirince kazandığı 19.000 dolarla Havana’nın güneyine düşen Paula kasabasında Finca Vigia çiftliğini satın almış.
Ernest Hemingway Havana’da yazarlar, sanatçılar, ressamlar, şarkıcılar, aktör ve aktrisler, denizciler, balıkçılar, taksi şoförleri, polis hatta Mafya liderlerini de içine alan geniş bir dost yelpazesine sahip olmuş. Kendisini ziyarete gelen dostlarını La Floridita restoranında ağırlamış.
1818 La Pina de Plata (Gümüş Ananas) ismiyle açılan Floridita barını Ernest Hemingway ve dostlarının ziyaretleri meşhur etmiş. Günümüzde ‘’Papa Hemingway Special’’ olarak adlandırılan greyfurt suyuyla yapılan Daiquiri’si meşhur.
Hatta bir şehir efsanesine göre Ernest Hemingway Kübalı dostu Constantino Ribalaigua ile beraber rom, misket limon şeker ve kırılmış buz parçalarıyla yapılan Daiquiri’nin de mucidiymiş. Barda sizi bekleyen sürpriz ise, mekanın köşesindeki Hemingway heykeli. La Floridita barı da Opispo sokağı yakınlarında bulunuyor. Yazarın sevdiği diğer bar ise Katedral meydanının yakınlarındaki La Bodeguita Del Medio. Bunu bizzat La Bodeguita barının duvarında bulunan yazarın imzasının taşıyan bir kağıttan okumak mümkün. ‘’Mojito mu? Bodeguita da. Daiquri mi? Floridita da.‘’
Havana’daki villası Finca Vigia da yıllarını eşi, hizmetçileri, 38 kedisi 9 köpeği ile beraber geçirmiş. En sevdiği köpeklerinden birkaçının mezarı günümüzde müze olan evinin bahçesinde yer alıyor. Evin içine girilemiyor ancak dışardan gezmek mümkün. Şimdiye kadar yalnızca Sovyet Lideri Gorbacov’un girmesine izin verilmiş. Okunmayı bekleyen yüzlerce kitabı, duvarlarındaki safari ve askerlik resimleri, avladığı doldurulmuş hayvan başları, hatta daktilosu yazarın bıraktığı şekilde kalmış.
Yazar Nobel Edebiyat Ödülü aldığı ‘’İhtiyar Adam ve Deniz’’ romanını bu evde yazmış. Romanın Kahramanı Santiago adlı balıkçı defalarca denize açılmış. Her seferinde eli boş dönmüş. Nihayet son seferde büyük bir kılıç balığı yakalamış ancak teknesine bağladığı kılıç balığı dönüş yolunda köpekbalıkları tarafından yenmiş. Sahile döndüğünde elinde balığın kemiklerinden başka bir şey kalmamış. Balıkçı Santiago ertesi sabah yeniden denize açılmış. Roman bu boş yaşamda hep büyük av peşinde koşan insanın dramını anlatır. Ancak tüm drama ve başarısızlıklara rağmen mutlaka her seferinde yeniden başlamalıdır insanoğlu yaşam macerasına.
Hemingway ‘’İhtiyar Adam ve Deniz’’ romanını yazarken Cojimarlı balıkçı dostu Gregorio Fuentes’den etkilenmiş. Fuentes 2002 yılında ölene kadar Hemingway’le ilgili anılarını turistlere anlatarak hayatını kazanmış. 1961 de Küba’yı terk eden Hemingway, Pilar adlı teknesini Gregorio Fuentes’e bırakmış. Fuentes 20 yıl boyunca tekneyle denize açılmış. Günümüzde tekne Küba hükümeti tarafından sergilenmek amacıyla yazarın Havana’daki villasının bahçesine konmuş.
Yazarın sevdiği mekanlardan bir başkası ise sahilde bulunan Terramar restoran; günümüzde turistlerin popüler mekanlarından. Zaten yazar Havana ve villası dışındaki zamanları Cojimar koyu ve kumsallarında geçirmiş. Eğer restorana gitmek isterseniz önceden rezervasyon yapmanız şart. Cojimar koyunda bulunan askeri kışlanın duvarında iki resim var biri Fidel Castro diğeri Ernest Hemingway ve kılıç balığı. Tüm Küba da bir devlet binasının üzerindeki tek yabancı resmi Ernest Hemingway’e aittir.
Kübalıların Ernest Hemingway sevgisi bugün bile devam ediyor. Kedilerini hediye ettiği, beyzbol oynadığı Kübalı çocuklar kendisini “Papa” diye çağırırlarmış.
Fidel Castro da bir Hemingway hayranı, 1960 yılında kazandığı Hemingway balık tutma şampiyonası resimlerini gururla sergilemiş her zaman. Fidel Castro ile olan dostluğu ve Castro'nun kişiliği yazarı çok etkilemiş. Castro Hemingway'in ölümünün ardından, başkent Havana'da adına bir anıt yaptırmış.
Hemingway tutkulu bir yaşamın ardından 2 Temmuz 1961 yılında Ketchum Idaho’da kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son vermiş.
‘’Her insanın hayatı aynı şekilde sona erer. Bir insanı diğerinden ayırt eden, nasıl yaşadığı ve nasıl öldüğünün ayrıntılarıdır.‘’ sözleri yazara aittir.