Floransa: Nam-ı Diğer Firenze

Bu sene ailemle 7 günlük bir Floransa ziyareti planladık. Temmuz ayına planladığımız seyahat için Şubat ayında THY’den uçak biletlerini aldım. THY’nin direkt Floransa’ya uçuşu olmadığından; İstanbul-Pisa uçak bileti aldım.

Seyahatten önce Floransa için internette araştırma yaparken; bu şehir hakkında neredeyse her şeyin yazıldığını gördüm. Popüler bir destinasyon olduğundan şehir ile ilgili çok fazla seyahat yazısı var. Bu yüzden olabildiğince, şimdiye kadar okuduğum seyahat yazılarında bahsedilmeyen şeylerden bahseden bir seyahat yazısı yazmaya çalışacağım. Bu yazıda “Floransa’da nereler gezilir, neler yapılır”dan ziyade; şehri diğer şehirlerden farklı kılan; lezzeti, insanı, alışveriş kültürü gibi olgulardan bahsedeceğim. Ayrıca daha önceki yazılarımda olduğu gibi; ailenizle birlikte mütevazı bir yurtdışı seyahati yapmanın püf noktalarını ve inanılmaz eğlenceli taraflarını aktarmaya çalışacağım.

Floransa gerçekten küçük bir şehir. Yürüyerek her yerini gezebileceğiniz, tarihi dar sokaklarını arşınlarken kendinizi bambaşka bir atmosferde bulabileceğiniz, gerçekten mutlu hissedebileceğiniz bir şehir. Dar sokakları, tarihi binaları, irili ufaklı meydanları, vespa motosikletleri, demir çitlere bağlanmış eski bisikletleri, koşuşturmasız rahat İtalyan tarzı ile kendine münhasır, benzersiz, eşsiz… (Şehrin gerçek adı Firenze. Bu yüzden yazımın devamında Firenze diye yazacağım)

Firenze seyahat yazılarında övgüyle bahsedilen, kendisine birçok atıfta bulunulan büyülü şehir. Rönesans’ın başkenti. Michelangelo’nun David’ini, Boticelli’nin Venüs’ünDoğuşu’nu ve daha birçok ressam, heykeltıraşın birçok eserini mücevher titizliğinde koruyan ve konuklarına sunan şehir. Aydınlanmanın, özgürleşmenin, Ortaçağ karanlığından kurtulmanın gururunu üzerinde taşıyan bir şehir.

Firenze şehri meşhur Santa Maria Del Fiore Katedrali’nin etrafında genişlemiş dersek sanırım yanılıyor olmayız. Merkeze katedrali aldığınızda; hangi yöne giderseniz gidin tarihi bir mekâna çıkıyorsunuz. Zira tarihi şehir merkezi, dar sokaklardan ve o sokaklar boyunca bitişik nizamda inşa edilmiş tarihi binalardan oluştuğundan kolaylıkla kafa karışıklığı yaşayabiliyorsunuz. Başınızı yukarı kaldırdığınızda diğer tarihi şehirlerde olduğu gibi gitmeyi düşündüğünüz binayı göremiyorsunuz. Bu da insana kısa bir süreliğine dahi olsa kaybolmuş hissi veriyor. Oysa gezilecek bütün mekânlar birbirine o kadar yakın ki…

Şimdi burada tarihi şehir merkezini tamamen dolaşmak için 4 günlük bir plan vereceğim. İnternette, Roma’dan trenle Firenze’ye gelip 1 günde bütün Firenze’yi gezdiğini söyleyen arkadaşların yazılarına rastlıyorum. 1 günde şehirde ancak panoramik bir şehir turu atıp belki 1-2 yere hızlıca girip çıkılabilir. Oysaki gerçekte sadece Uffizi Müzesi’ni bile layıkıyla gezmek 1 gününüzü alabilir. Yazdıklarımı okuduğunuzda 4 günün bile bütün tarihi şehri gezmek için yeterli olmadığını ancak oldukça fazla efor sarf ederek gerçekleştirilebileceğini göreceksiniz.Planımız şöyle; Duomo’yu (Santa Maria Del Fiore) her gün için başlangıç noktamız kabul ediyoruz. Katedrale sırtımızı verip her gün farklı istikamete doğru gidip o istikamette bulunan ve birbirine oldukça yakın olan yerleri geziyoruz. Bu şekilde en az yorularak en verimli seyahat planını oluşturmaya çalışıyoruz.
 Birinci Gün

Şehri gezmeye meşhur Santa Maria Del Fiore Katedrali’nden başlayın. Bu katedrali tamamen gezmek birkaç saatinizi alacaktır. Zira bu katedrali tamamen gezmek demek; Giotto Kulesi (Campanile), Kubbe (Cupola), katedral (Duomo), Vaftizhane (Battistero), katedral altındaki müzeyi gezmek anlamına geliyor. Giotto Kulesi’ne (Campanile) 400 basamak çıkıp bu 400 basamağı indikten sonra hala gücünüz varsa Kubbe’ye de (Cupola) çıkın derim. Toplamda 1600 basamaklı bu iniş çıkışa gerçekten değdiğini göreceksiniz. Harika Firenze manzarası

Firenze’de Santa Maria del Fiore’ye kısaca Duomo diyorlar. Zira Duomo, İtalyancada “katedral” anlamına geliyor. Ancak sakın yanılmayın. Çünkü Firenze’nin tek Duomo’su bu değil. En meşhuru bu olduğu için  Duomo ismini üstüne alındığını söylemek lazım. Bu katedrale oldukça yakın olan San Lorenzo, Santa Marilla Novella, Croce katedrallerinin bu durumu birazcık kıskandıklarını söylemeliyim. Bahsi geçen diğer katedrallere aslında bazilika deniyor. Bazilika ile katedrali birbirinden ayıran tek fark ise mimari şekli. Neticede hepsi katedral. Meşhur Duomo’yu gezdiniz. Artık burayı merkez alıp diğer meşhurları gezebilirsiniz.

Şimdi Campanile di Giotto’nun (Giotto Kulesi) katedral giriş kapısı tarafındaki duvarına (vaftizhane tarafı) sırtınızı dönün. Başınızı sola 45 derece çevirdiğinizde Via Dei Calzaiuoli Caddesi’ni göreceksiniz. Bu caddeden yürümeye başlayın. Sağlı sollu birçok mağazanın bulunduğu bu cadde üzerinde az ileride sağda Walt Disney Mağazası var. Caddede yürümeye devam ediyoruz. Dilerseniz bu cadde üzerindeki dondurmacıların (gelateria) birinden meşhur İtalyan dondurması alıp yiyerek yolculuğunuza devam edebilirsiniz. Yalnız meşhur İtalyan dondurmalarının bizim dondurmalarımızdan çok da farklı olmadığını, sadece bir külah dondurmaya 20 lira para verdiğinizden farkının fiyatı olduğunu göreceksiniz.

Aman Allahım! Caddenin sonu bizi meşhur Signoria Meydanı’na çıkardı. Bu meydanı gezmek için de 1 güne ihtiyacınız var. Çünkü burada Venüs Çeşmesi’ni görecek, meşhur heykelli terası gezeceksiniz. Bitti mi! Tabii ki hayır. Meydanda Palazzo Vecchio Sarayı’nın giriş kapısı bulunuyor. Bu saray içerisinde müzeleri gezip bir de kulesine çıkacaksınız. Sarayın hemen yanında Uffizi Sanat galerisi. Şanslıysanız aynı gün (o da en az 1-2 saat kuyrukta bekleyip) dünyanın en harikulade sanat galerisinden birini gezebilirsiniz. Boticelli’nin Venüs’ün Doğuşu eserinin burada sergilendiğini söylememe gerek yok sanırım. Uffizi Galerisi’ni de gezdikten sonra aşağı iniyorsunuz. Bir bakıyorsunuz Arno Nehri’nin kıyısına gelmişsiniz. Başınızı sağa çevirin; meşhur Ponte Vecchio, nam-ı diğer üzerinde evler olan ve dünyada bir başka örneği olmayan köprü…

Signoria Meydanı’na tekrar geri dönün. Palazzo Vecchio’nun Signoria Meydanı’na bakan kuzey duvarı tarafına geçin. Venüs Çeşmesi’ne sırtınızı verin. Tam karşınızdaki cadde Via dei Gondi. Bu caddede yürümeye başlayın. Az sonra caddenin isminin Borgo dei Greci olarak değiştiğini göreceksiniz. Hiçbir tarafa sapmadan aynı istikamette yürümeye devam edin. Sağınızda Bartolucci’nin tahtadan oyuncaklar satan dükkânı olacak. Bu dükkâna muhakkak girin. Büyükleri bile baştan çıkartan tahta oyuncaklara göz gezdirin. Pinokyo’nun yanında fotoğraf çektirin. Caddeye çıkın yolunuza devam edin. İşte Piazza Santa Croce’dasınız (Santa Croce Bazilikası’na ev sahipliği yapan tarihi meydan). Bu büyükçe meydanın hemen karşısında da görkemli Santa Croce Bazilikası yer alıyor. Bazilikayı gezdikten sonra bu sevimli meydanda vakit geçirin. Meydanda Vivoli dondurmacısını sorun. Katedralin hemen karşısındaki dar sokaktan biraz yürüyüp sağa döndüğünüzde meşhur Vivoli dondurmacısını göreceksiniz.

Signoria Meydanı’ndan batı tarafından çıkarsanız az ileride sağda Mercado Nuevo’yu göreceksiniz. Burası üstü kapalı, etrafı açık loca şeklinde bir pazar yeri. Buradan her türlü deri ürünü satın alınabilir. Ayrıca burnu sıvazlanan meşhur domuz heykeli de burada bulunuyor.

Çok yoğun bir Firenze güney gezisi sonunda; Duomo Katedrali’ni, Signoria Meydanı’nı, Palazzo Vecchio’yu, Ponte Vecchio’yu, Uffizi Galerisi’ni, Santa Croce Basilikası’nı ve Mercado Nuevo’yu gezmiş; Venüs Çeşmesi’ni, meşhur domuz heykelini, Arno Nehri’ni, Santa Croce Meydanı’nı görmüş olduk. Hala takatiniz kaldıysa ve geceye devam edecekseniz; Signoria Meydanı’ndan ayrılmayın derim. Zira geceleyin bu meydanda heykellerin bulunduğu locada klasik müzik konserleri ya da başka etkinlikler oluyor. İnsanlar geceleri bu meydanda toplanıp vakit geçiriyorlar.

Floransa'nın Lezzetleri ve Alışveriş Kültürü

Tekrar Santa Maria Del Fiore Katedrali’nin önüne gelin. Bu sefer katedralin giriş kapısının önünde durup sırtınızı kapıya verin. Başınızı biraz sağa çevirdiğinizde Via de Martelli Caddesi’ni göreceksiniz. Bu caddede yol almaya başlayın. Bu gün Firenze’nin kuzeyini geziyoruz. Hemen sağınızda Eataly’yi göreceksiniz. Bu büyük dükkândan içeriye girin. Bütün İtalyan lezzetlerini burada bulabilir ve satın alabilirsiniz. Soslar, makarnalar, şaraplar, mantarlar, zeytinyağları, kokulu sabunlar ve daha birçok şey… Buradan bir dilim pizza alıp dışarıda ya da dükkânın içerisindeki restoran kısmında yiyebilirsiniz. Rengârenk İtalyan lezzetlerinin arasında dolaşırken çok keyif alacağınıza eminim.

Aynı caddede yürüyüşümüze devam ediyoruz. Az sonra cadde Via Camillo Benso Cavour ismini alıyor.  Sol köşede Palazzo Medici Riccardi’nin taş duvarları… Bu saray Michelozzo di Bartolomeo tarafından Medici ailesinin Cosimo de Medici’si için 1445-1460 yılları arasında inşa edilmiş. Bu Rönesans sarayını gezdikten sonra yürüyüşümüze devam ediyoruz. Solda Firenze’nin en büyük oyuncak mağazasıDreoni Giocattoli yer alıyor. İnternetten okurken birçok gezginin hediye almak için Firenze’de şöyle büyükçe bir oyuncak mağazası bulamadıklarını okudum. İşte size oyuncak mağazası. Dışarıdan küçük görünen mağaza, içeriye girildiğinde labirent içinde labirent oyuncak stantlarına ulaştırıyor sizi. Ne ararsanız var. Oyuncak bebekler için bir oda, legolar için bir başka oda. Bir Pinokyo köşesi, elektrikli trenler, vagonlar ve çocuklar için parti kıyafetleri… Yok yok…

Cadde üzerinde yürüyüşümüze devam ettiğimizde az ilerde solda Museo Criminale Serial Killer yer alıyor. Anlaşıldığı üzere “Seri Katiller Müzesi”… Caddede yürümeye devam ettiğinizde Piazza San Marco sağınızda karşınıza çıkıyor. Burası San Marco Meydanı, küçük bir meydan. Meydanın hemen dibinde San Marco Kilisesi yer alıyor. Bu meydanı önemli kılan bir şey var. Çünkü Fiesole’ye giden 7 numaralı otobüsler bu meydandan kalkıyor. Fiesole,  Firenze’ye oldukça yakın bir belde. 7 numaralı otobüsle buraya yarım saat içerisinde ulaşabilirsiniz. Fiesole’nin özelliği; yeşil ve Firenze’yi tepeden gören bir yer olması.

San Marco Kilisesi’nin arka tarafında Firenze Üniversitesi’ne ait Orto Botanica (Botanik Park) var. Küçük bir botanik park. Bir miktar ücret ödeyip bu küçük ama sevimli botanik parkı gezip burada biraz vakit geçirebilirsiniz. San Marco Meydanı’ndan Via Ricasoli Caddesi’ne girip  Duomo (merkez kabul ettiğimiz nokta) istikametinde yürümeye başlıyoruz. Az sonra solda Galleria Dell’ Accademia var. Burası içerisinde Michelangelo’nun meşhur Davud heykelinin orijinalinin de bulunduğu bir Akademi Müzesi. Bu müzeyi gezmeniz birkaç saat alacaktır.

Akademi Müzesi ziyareti sonrası geldiğimiz yoldan geri dönüp tekrar Palazzo Medici Riccardo Sarayı’nın köşesine geliyoruz. Via de Martelli ile Via Camillo Benso Cavour caddelerinin kesiştiği nokta. Buradan Via L. Gori Caddesi’ne girdiğinizde birkaç 10 metre sonra kendinizi Piazza del San Lorenzo Meydanı’nda bulacaksınız (Piazza İtalyanca “meydan” demek). Aynı meydanda San Lorenzo Bazilikası var. Bu bazilika aynı zamanda Medici Şapeli’ne de ev sahipliği yapıyor. San Lorenzo Bazilikası’nı gezip dışarıya çıkıp  başınızı sola çevirdiğinizde hemen ileride San Lorenzo Pazarı’nı göreceksiniz. Bu birkaç sokağı kapsayan açık pazar yerinde İtalyan deri ürünlerinin her türlüsünü göreceksiniz. Çantalar, kemerler, cüzdanlar, montlar… Ayrıca bu pazar yerinde magnetler, anahtarlıklar, Firenze resimli porselen tabaklar ve bardaklar satılıyor. Firenze’den dönerken bu tür ürünleri alabileceğiniz en uygun yer kesinlikle burası. Magnetleri ve diğer hatıralık eşyaları daha ucuza Firenze’nin hiçbir yerinde bulamazsınız.

San Lorenzo Mercado’nun (San Lorenzo Pazarı) göbeğinde dört bir tarafından girişi olan büyükçe bir bina var. Bu bina Mercado Centrale’ye ev sahipliği yapıyor. Mercado Centrale, Firenze’nin kapalı pazar yeri. Burada yeme-içme üzerine her türlü İtalyan ürününü bulabilirsiniz. Pazar sabahı 07.00’de açılıyor ve 14.00’te kapanıyor. İkinci gün için verdiğim plana uyduğunuzda muhtemelen bu noktaya geldiğinizde saat 14.00’ü geçmiş olacaktır. Bu pazarı muhakkak gezmenizi tavsiye ederim. Seyahatten geri dönerken yanınızda getireceğiz makarnalar, şaraplar, kurutulmuş mantarlar vs. alacağınız yer de yine burasıdır.

Mercado Centrale, gerçekten gezilmesi çok keyifli bir pazar. Eğer Firenze seyahatinizde bizim gibi bir mutfaklı dairede kalıyorsanız; Firenze’de bulunduğunuz süre içerisinde kesinlikle birkaç defa uğrayacağınız bir pazar. Mercado Centrale’de; rengârenk tagliatelleler (bir tür İtalyan makarnası, bir tür erişte), meyveler, sebzeler, farklı şekillerde ve renklerde yapılmış İtalyan makarnaları, çeşit çeşit İtalyan peynirleri (Parmigiano Reggiano, Mozzarella…), çeşit çeşit taze ve kurutulmuş mantarlar, onlarca çeşit İtalyan sosu, baharatlar, zeytin ve zeytinyağları, balsamik sirke satıldığını göreceksiniz. Bu pazarda bütün tezgâhlara “Don’t Touch” diye yazılmış. Anlaşılan İtalyanlar buradaki çeşit çeşit ürünlere dokunulmasından sıkılmışlar.

Kurutulmuş mantarı kesinlikle denemelisiniz. Birkaç çeşit kurutulmuş mantar var. Porcini mantarının hem tazesini hem de kurutulmuşunu bulabiliyorsunuz bu pazarda. Porcini mantarının kurutulmuşunun 100 gramı 7-10 Euro arasında satılıyor. Yani kurutulmuş Porcini mantarının kilosu 200 lira. Eğer mutfaklı bir yerde kalıyorsanız; bu mantardan 100 gram alıp tavada soğanla kavurmalısınız. İnanılmaz bir lezzet. Kurutulmuş mantar o haliyle etrafına mükemmel bir koku yayıyor.

Mercado Centrale’nin üst katına çıkarsanız; ayaküstü yemek yenebilecek birçok mekân olduğunu göreceksiniz. Burada pizza, toritelli, tagliatelle yiyebilir; çeşit çeşit İtalyan şaraplarının ve peynirlerinin tadına bakabilirsiniz.

Not: Mercado Centrale’den İtalyan şarabı, balsamik sirke, zeytinyağı gibi cam şişede ürünler alıyorsanız; dükkânda paketlenirken “for plane” dediğinizde şişeleri teker teker havalı poşetlerle özel olarak sarıyorlar ve bunun için ekstra bir ücret talep etmiyorlar. Limoncello denen İtalyan liköründen almayı da unutmayın!

Mercado Centrale’nin köşesindeki Via Sant Antonino Caddesi’nden Arno Nehri’ne (güneye) doğru yürürseniz az sonra Piazza dell’Unita Italiana isimli minicik bir meydana çıkarsınız. Bu meydanın ortasında bir dikili taş var. Meydanın önünden geçen yoldan karşıya geçtiğinizde kendinizi Piazza Santa Maria Novella Meydanı’nda bulursunuz. Bu meydan aynı zamanda Santa Maria Novella Bazilikası’na ev sahipliği yapıyor. Bazilikanın karşısında Firenze’nin tüm İtalya ve Avrupa’ya tren bağlantısını sağlayan Santa Maria Novella Tren İstasyonu var. 

Yoğun bir ikinci günün ardından; Akademi Müzesi’ni, San Marco Müzesi’ni, Orto Botanica’yı, Palazzo Medici Riccardo’yu, San Lorenzo Bazilikası’nı, Medici Şapeli’ni, San Lorenzo Pazarı’nı, Mercado Centrale’yi, Santa Maria Novella Bazilikası’nı gezdiniz. San Lorenzo Pazarı’nda el yapımı mükemmel deri ürünlerini, Mercado Centrale’de İtalyan lezzetlerini gördünüz. Şimdi mutfaklı dairenize gidin ve Mercado Centrale’den aldığınız harika İtalyan lezzetleriyle enfes bir akşam yemeği hazırlayın. Balsamic Aceto (balsamik sirke) ile ve soğanla kavrulmuş kurutulmuş Porcini mantarı, soslandırılmış tagliatella, enfes İtalyan peynirleri ve tabii ki şarap…

Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri'nde Keyifli Bir Gün

Bugün Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri’ni gezeceğiz. 1 tam gün ayrılması gereken bir güzergâh. Yine Duomo’ya gidiyoruz. Vaftizhane’nin batı tarafına geçip sırtımızı Vaftizhane’ye verip başınızı sola  çevirdiğinizde Via Roma Caddesi’ni göreceksiniz. Bu caddeden yürümeye başlayın. Az sonra sağınızda Piazza della Repubblica isimli büyük meydanı göreceksiniz. Yürümeye devam edin. Cadde az sonra Via Calimala ismini alacak. Yürümeye devam edin. Via Calimala Caddesi Via Por Santa Maria Caddesi’ne doğru sağa kıvrılacak. Bu istikameti devam ettiğinizde kendinizi Ponte Vecchio Köprüsü’nün girişinde bulacaksınız. Bu köprüyü daha önce görmüştünüz. Köprüyü geçin ve hiç sağa sola sapmadan yürümeye devam edin. İşte solunuzda büyükçe bir meydan ve onun arkasında heybetli taş duvarlarıyla Palazzo Pitti, yani Pitti Sarayı…

Bu saray bir Medici Sarayı. Ama gerçekte Pitti ailesi tarafından yapılmaya başlanmış. Vakti zamanında  Pitti ailesi Medici ailesi ile sürekli rekabet içinde olan zengin bir aileymiş. Zenginliklerini cümle âleme ispat etmek için bu sarayın yapımına başlıyorlar. Ancak sarayın yüksek maliyeti, servetlerinin sonunu getiriyor. Sarayı bitiremeyeceklerini anlayınca Medici ailesine satmak zorunda kalıyorlar. Dramatik bir durum… Mediciler, Firenze’de bir kez daha kazanıyor.

Pitti Sarayı’nı gezmek için bilet alırken tam bilet alın. Böyle bir biletle saray içindeki bütün müzeleri ve sarayın arkasından başlayıp güneybatıya doğru uzanan çok geniş Boboli Bahçeleri’ni de gezebiliyorsunuz. Saray içerisinde; kıyafet müzesi, porselen müzesi, savaş arabaları müzesi, resim ve heykel galerileri var. Sarayı layıkıyla gezmeniz birkaç saatinizi alacaktır. Ardından Boboli Bahçeleri’ne çıkın. Simetrinin hâkim olduğu ve sürprizlerle dolu bu bahçelerde birkaç saat geçirin. Yorulduğunuzda gözünüze kestirdiğiniz bir ağaç altına oturun. Yanınızda getirdiğiniz İtalyan kruvasanları, peynirleri ve sandviçlerle küçük bir piknik yapın. Çimlerin üzerinde sırtüstü yatın ve gökyüzünü seyredin. Gözünüzü kapatın Medicilerin bu bahçelerde gezdiklerini hayal edin.

Not: Sivrisineklerin çok sevdiği kimselerdenseniz, Firenze’de park ve bahçelerde yeşilliklerde dolaşırken tedbir almak zorundasınız. Arno Nehri’nin ortasından geçtiği bu şehirde sivrisinek problemi var. Boboli Bahçeleri’ni gezip kaldığınız yere döndüğünüzde onlarca yerinizden (özellikle bacaklarınızdan) sivrisinekler tarafından ısırıldığınızı görebilirsiniz. Bu yüzden yanınızda sivrisinek spreyi bulundurun. Dolaşırken vücudunuzun çıplak kısımlarına sıkarak sivrisineklerden korunabileceğiniz bu spreyler, Firenze’de bütün eczanelerde 5-10 Euro civarı fiyatlarla satılıyor ve onlarca çeşidi var.

Saray ve bahçeleri gezdikten sonra sarayın karşısındaki daracık sokakları gezin ve bu sokaklarda kaybolun. Bu sokakları gezerken birçok sürpriz sizi bekliyor olacak. 

Floransa Seyahatinde Hayatınızı Kolaylaştıracak İpuçları

Santa Maria Novella Tren İstasyonu’nun McDonald’s tarafındaki duraktan 12 numaralı otobüse binin, Firenze’de metro ulaşımı yok. Ulaşım, tramvay ve otobüslerle sağlanıyor. Otobüsler çok konforlu… Tarihi merkezin içinde yollar çok dar olduğundan buralara büyük otobüs vermiyorlar. A, B, C, D isimli midibüsler tarihi merkezin farklı güzergâhlarında ulaşımı sağlıyor. Zaten bu otobüslere de çoğunlukla turistler biniyor. 12 numaralı otobüsün son durağı Michelangelo Meydanı. Otobüsün az sonra Firenze’nin dışındaki yeşillik ve üst gelir gurubunun evlerinin olduğu yerlerden geçtiğini göreceksiniz.  San  Miniato Al Monte Kilisesi’nin önünde inin. Hemen sağınızda San Miniato Kilisesi ve ona çıkmak için kullanacağınız merdivenleri göreceksiniz. Merdivenlerden çıkın. Kilisenin avlusuna ulaştığınızda arkanıza dönün ve muhteşem Firenze manzarasını seyredin. Bu nokta, bölgedeki en güzel Firenze manzarası sunan tepelik yer. Kiliseyi gezdikten sonra avludaki taş duvarlara ya da banklara oturup harika Firenze manzarasını seyredin.

Kiliseden ayrılıp otobüsten indiğiniz durağa gelin. Otobüs yolunu takiben aşağıya sağa doğru yürümeye başlayın. Biraz sonra meşhur Michelangelo Meydanı’ndasınız. Burası diğer meydanlar gibi tarihi bir meydan değil aslında. Burası Firenze’ye tepeden bakan, harika bir seyir zevki sunan büyük bir teras. Meydana vardığınızda birçok insanın akın akın tarihi Firenze’nin üzerinde güneşin batışını seyretmek için buraya geldiğini göreceksiniz. Burada kesinlikle birkaç saat geçirmelisiniz. Meydanın farklı farklı kısımlarından uzun uzun Firenze’yi seyredin. Arno Nehri üzerindeki köprüler ve tabii Ponte Vecchio Köprüsü’nün güneşin batışına yaklaştıkça bir peri kızı gibi nasıl güzelleştiğine şahit olun. Michelangelo Meydanı’na giderken şarap ve İtalyan peyniri götürmeyi unutmayın. Hayatınız boyunca göreceğiniz en muhteşem görsel şölenlerden birini yaşayacağınızı garanti ediyorum.

Güneşin batışını beklerken; meydanın sol tarafındaki merdivenlere oturup, o anda konser veren bir sokak sanatçısının müzik ezgileri ile ruhunuzu okşamasına izin verin.

Floransa’ya Pisa üzerinden THY ile geldiyseniz Pisa’yı gezmeyi dönüş gününe bırakın derim. Dönüş günü Floransa’dan erken ayrılırsanız; Pisa Galileo Galilei Havaalanı’nda check-in yaptırıp bavullarınızı THY kontuarından teslim ettikten sonra Pisa Kulesi’ni görmek için uçak kalkış saatine kadar 2-3 saatlik bir vaktiniz olacak.

Havaalanının dışına çıkıp bir taksiye binin ve sizi Pisa Kulesi’ne götürmesini söyleyin. 10 dakika sonra Pisa Kulesi’nin de içerisinde bulunduğu büyük meydana gelmiş olduğunuzu göreceksiniz. Bir saat içinde Pisa Kulesi’ni ve meydandaki diğer müzeleri ziyaret edip tekrar taksiye binip havaalanına dönebilirsiniz. Bu gidiş-geliş için taksiye ödeyeceğiniz ücret sadece 15 Euro. Eğer 3-4 kişiyseniz Pisa Havaalanı’ndan Pisa Kulesi’ne gitmek için  kesinlikle otobüsü kullanmayın taksiyi kullanın. Zira bu şekilde hem para hem de zaman tasarrufu sağlarsınız.

1- Tarihi bir şehir olduğu için burada büyük bir süpermarket yok. İşte, mutfaklı bir yerleşim biriminde ikamet edenler için her türlü İtalyan ürününü ve diğer gıda ürünlerini çok uygun fiyata bulacakları bir adres: Supermercado Conad. Santa Maria Novella Tren İstasyonu’nun çaprazında bulunan minik Piazza dell’Unita Italiana Meydanı’na gelin (dikilitaşın olduğu meydan) Via del Melarancio Caddesi’ne girin. Hemen solda Supermercado Conad yer alıyor. Bu market bizdeki süper marketler kadar büyük olmasa da bütün yeme-içme ihtiyaçlarınızı görebilecek büyüklükte bir market, Firenze’nin en büyük marketi. Bu marketten bir tane de Santa Maria Novella Tren İstasyonu’nun hemen dibinde var. Ancak o daha küçük. Conad’dan 0,56 Euro’ya kutu içecek alabilirsiniz. Dondurulmuş makarnalar, dondurmalar, pizzalar, içkiler, peynir çeşitleri, reçeller, tereyağları, paketlenmiş kruvasan ve hamur işi  fiyatları çok uygun. Tarihi merkezin etrafındaki marketlerde kutu içecekler en az 1 Euro.

2- Mercado Centrale’den uygun fiyata kavun, nektarin, mantar, muz gibi ürünleri alabilirsiniz. Fiyatlar gayet makul.

3- San Lorenzo deri pazarından; pazarlık yaparak 10-15 Euro fiyattan kaliteli bir İtalyan işi deri kemer alabilirsiniz. San Lorenzo Pazarı’nda ilk verdikleri fiyat çok yüksek. Kesinlikle pazarlık edin. Size ilk verilen fiyatın yarı fiyatına  alabilirsiniz.

4- Yurda dönerken getireceğiniz magnet, porselen hediyelik, anahtarlık ve diğer hatıralıkları San Lorenzo Pazarı’ndan alın. Buradan Firenze magnetlerini 1-1,5 Euro’ya alabilirsiniz. Tarihi şehrin diğer kesimlerinde aynı magnetin 5 Euro’ya kadar fiyattan satıldığına şahit olacaksınız.

5- Yurda getireceğiniz tagliatelle, rengârenk şekilli makarnalar, peynir, şarap, balsamik sirke, kurutulmuş mantar, limoncello gibi ürünleri Mercado Centrale’den (Merkez Pazar) alın. Cam şişede olan ürünlerin hava kabarcıklı poşetlerle ücretsiz olarak paketlenmesi için satıcıya “for plane” demeyi unutmayın.

6- Sivrisineklerle sıkıntı yaşamak istemiyorsanız gelirken yanınızda likit sivrisinek makinelerinizi ve vücut spreylerinizi getirin. Gerçi birçok otelde ve apartmentta sivrisinek ilacını ve makinesini ücretsiz olarak odalara bırakıyorlar. Ama siz yine de tedbirli olun.

7 - Tarihi merkezde kalıyorsanız her yere yürüyerek gidebilirsiniz. Bazen otobüse bindiğinizde otobüs tarihi sokakları dolanarak gittiğinden, yürüyerek gideceğiniz yere otobüsten daha kısa sürede gidebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.

8 - Astımınız ya da nefes darlığınız varsa katedraldeki Giotto’nun Çan Kulesi’ne (Campanile) ya da Kubbe’ye çıkmaya kalkışmayın.

9 - Otobüslere ya da tramvaya bindikten sonra biletinizi otobüsün içindeki sarı cihaza okutarak onaylatmayı unutmayın. Bunu yapmayı unuttuysanız ve bir kontrolle karşı karşıya gelirseniz; turist olduğunuzu ve bileti onaylatmayı unuttuğunuzu dürüstçe söylediğinizde İtalyan görevli sizi anlayışla karşılayacaktır.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
Ayhan Gümüş

Yazar Hakkında

Ayhan Gümüş

Ailemle birlikte gezmeyi çok seviyorum. Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, yeni lezzetler tatmak...Her sene yıllık iznimizde farklı bir yurt dışı güzergaha seyahat etmeye çalışıyoruz.