"Ufak tefek şeyler mükemmelliği yaratır, mükemmellik ise ufak tefek birşey değildir." Michelangelo Buonarroti
Roma'dan yaklaşık 2 saatlik otobüs yolculuğu ile meşhur Pisa Kulesi'nin olduğu Pisa kentine ulaştık. Şehirde Pisa Kulesi dışında fazla birşey yok ama İtalya denilince mutlaka yolunuzun düşmesi gereken karakteristik bir yer burası. 1 saatlik mola sonrası yolumuza devam ettik. Yaklaşık 2 saat süren yolculuğumuzdan sonra Floransa'ya ulaştık.
Yol boyunca bizlere İtalya'nın bereketli topraklarının olduğu Toscana ovası eşlik etti. Yeşillikler, üzüm bağları ve ayçiçeği tarlaları arasında bahçeli avlulu evlere sahip İtalyan köylerini, kasabalarını görmek fırsat oldu. Toscana bölgesi gerek şarapları ve gerekse de makarnaları ile İtalya'da önemli bir bölge. Görsel anlamda da etkileyici bir zenginliğe sahip.
Floransa kenti 300 bin nüfusa sahip orta büyüklükte fakat İtalya turizminde söz sahibi önemli bir sanat kenti. Kent küçük olduğu için meydanı ve nehir civarı mimarisi Floransa'nın temelini oluşturmakta.
Floransa, İtalya'da başlayıp bir anda tüm Avrupa'ya yayılmış ve bir süre sonrada dünya tarihinin önemli bir gelişim ve başkalaşım noktasını oluşturan Rönesans hareketlerinin başladığı ve tüm dünyayı sardığı şehir, bu yüzden kent farklı bir öneme sahip. Rönesans hareketleri ile birlikte tüm dünyada sanatın, estetiğin, hassasiyetin, kültürel zenginliğin başladığını düşünürsek , kente dair hassasiyetimin haklılığı bir nebze anlaşılacaktır.
Şehrin kalbi Duomo Meydanı'na yani Piazza del Duomo'ya ulaştıktan sonra elinizde şehir haritanızla her yere çok rahat ulaşabilirsiniz, zaten kentin tarihsel mekanlarının hemen hepsi meydan ve civarı sokakları ile çevrili. Daha doğrusu küçük bir alanda dolaşarak Floransa'ya dair görülmesi gereken önemli yerlere ulaşabiliyorsunuz.
Floransa’nın simge yapısı olan, kente dair tüm fotoğraf karelerinin temeli olan Floransa Katedrali, Duomo Meydanı’nda yer alıyor. Yine Giotto’nun Çan Kulesi ve Aziz Giovanni Vaftizhanesi Floransa Katedrali’nin hemen yakınında Duomo Meydanı’nda bulunuyor.
Meşhur Duomo Meydanı'na sadece birkaç dakika yürüme mesafesinde, Arno nehrinin üzerinden geçtiği Floransa'da kentin hemen her yerinde varlıklarını ve zenginliklerini hissettiren Veccihio ailesine ait Ponte Vecchio ya da diğer adıyla Eski Köprü bulunmakta.Farklı bir mimariye sahip köprü, köprüden çok içinde dükkanların olduğu eski tarz bir alış veriş merkezi , sosyalleşme ve yerleşim alanı gibi.
Duomo meydanı yakınında Signoria Meydanı bulunmakta, meydan üzerinde meşhur DAVUD heykelinin kopyası ve Veccihio ailesine ait Veccihio Sarayı bulunmakta, hepsi görsel anlamada etkileyici yapılar.
Katedral, köprü, saray mimarisi tespitlerinden sonra Floransa'ya dair aktarmak istediklerime geçebilirim sanırım.
Gün batımında nehir çevresinde dolaşmanızı, şehrin hemen yakınında bulunan tepelere çıkıp yukarıdan şehri seyretmenizi ve meydanda Tiramisu yemenizi tavsiye ederim.
İtalya'da en hoşlanmadığım şey, gidilen mekanlarda oturma parası olarak ayrı ücret alınması. Kafede oturmak için ayrıca para ödemek İtalyanlar'a has saçma bir alışkanlık. Bir porsiyon tiramisuya 5 euro veriyorsunuz fakat kafede oturmak için 3-5 euro ayrıca ödeme yapıyorsunuz, enterasan :) Bu arada tiramisuyu hiç beğenmemiştim, abartıldığına bakmayın, Türkiye'de pek çok yerde daha lezzetlisini yediğimi bilirim. Yine de hava karardığında meydanda zaman geçirmenizi tavsiye ederim. Müzik yapanlar, kalabalık turist kafileleri, fotoğraf çekenler ve binaların ışıklandırmaları farklı bir görsellik sunuyor.
Floransa'da internet sıkıntısı hiç yaşamadım, meydanda istediğiniz yerden wifi'ye bağlanabiliyorsunuz. Meydan ve çevresinden biraz uzaklaştınız mı daha hesaplı fiyatlarla yemek yeme imkanına da sahipsiniz.
Floransa'da benim için en güzel vakit nehir kıyısında geçirdiğim zamanlardı, tavsiye ederim. Tüm gün fotoğraf çekme, tarihi yerleri gezme, nehir kenarında vakit geçirme derken ayaklarım artık beni taşımıyor hale gelmişti. Gezi arkadaşlarımla birlikte meydana sadece 10 dakika yürüme mesafesi bir kaldırım üstünde yere bağdaş kurarak gece pikniği yapmakla isyan eden ayaklarıma çözüm bulmuştum. 2 saate yakın yaptığımız gece pikniğimizde tek bir kişinin bizlere karşı olumsuz yaklaşımına şahit olmadık. Floransa turiste o kadar alışık bir şehir ki kurallara uyduğunuz sürece, zamanınızı geçirme şeklinize kimse karışmıyor.
Gezmek herkese göre farklıdır, kimisi için önemli olmayan ayrıntılar, bir başkası için olmazsa olmaz olabiliyor.Gözler farklı şeyleri ilginç bulabiliyor ya da hiç umursamıyabiliyor.
Floransa'ya dünya mirasına ve dünya tarihine katmış olduğu estetik duygusu, insanoğlunun özgür ruhunu yansıtma cesaretini başlatmış kent olması sebebiyle farklı bir gözle bakmak gerektiğini inanıyorum.
Savaşların, kıyımların olduğu ve hala olmaya devam ettiği dünyamızda insanoğlunun içsel zenginliğinin de var olduğunu, bitmek bilmeyen hırsları dışında da bir bakış açısının olduğunu, yani aslında özünde biz insanlarında iyi birer faniler olduğunu görmek mi istiyorsunuz, o zaman yolunuzu Floransa'ya düşürmenizi tavsiye ederim, kişisel hırslarımızdan ayrıldığımız zaman güzel şeylere de imza atabiliyormuşuz. Ne dersiniz :)