Rönesans'ın Başkenti: Floransa

Sanat başta olmak üzere, bankacılık sistemi ve İtalyan siyasi tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olan Floransa’yı Türk halkı, Fatih Terim’in Fiorentina’nın başına geçmesiyle daha iyi tanıdı desek yalan olmaz sanırım. Bunun yanı sıra Da Vinci’s Demons dizisi ve Dan Brown’ın Cehennem kitabıyla da Floransa tarihi hakkında detaylı bilgi edindik. Floransa’ya bu kadar hakim olduğumuza göre, gidip yerinde görmek ve pratik bilgimizi de arttırmalıydık.

1_707.jpg

Tur şirketlerinin de popüler destinasyonlarından olan Floransa’yı sabahtan akşama kadar gezerseniz bile tam bitiremezsiniz. Çünkü kent tam bir açıkhava müzesi.

Rönesans'ın geliştiği yer: Floransa

Birkaç yüzyıl boyunca şehre hükmetmiş olan Medici ailesi, özellikle Vatikan’ın zulmünden kaçan dönemin en büyük sanatçılarına kapılarını sonuna kadar açmış ve mutlak bir özgürlük ortamı oluşturmuş. Bunun meyvesi olarak şehir Rönesans’ın geliştiği yer olmuş, bu sanatçılar isimlerini dünya tarihine altın harflerle yazmış ve sonuç olarak şehir de bu sanatçıların paha biçilmez eserleri ile dolmuş taşmış.

2_704.jpg

Julius Caesar döneminde emekli askerlerin kurduğu şehir, tarihi boyunca Roma İmparatorluğu, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi büyük devletlerin, Ostrogot ve Lombardlar gibi halkların, Guelfo ve Ghibellino gibi karşıt grupların himayesi altında bulunmuş. Bir dönem kendi Cumhuriyeti’ni kurmuş, kısa bir dönem de İtalya Cumhuriyeti’nin başkenti olmuş. Şu an Toscana eyaletinin başkenti konumundaki Floransa, kuşkusuz altın çağını Medici ailesinin hüküm sürdüğü dönemde yaşamış.

3_695.jpg

Floransa'nın mutlakaları

Turizmin büyük bir sektör olduğu İtalya’da en küçük kasabadan, Floransa gibi en büyük şehirlerine kadar hemen hemen her yerinde karşınıza nizam çıkıyor. Tur otobüsünün yolcu indirme noktası, Arno Nehri'nin kenarında ve şehir merkezine 5-10 dakikalık yürüme mesafesinde.

Daracık ve tertemiz sokaklardan geçerek Dante, Galileo, Michelangelo gibi önemli insanların anıt mezarlarına ev sahipliği yapan, hemen yanında Dante’nin heykelinin bulunduğu, içinin dışı kadar gösterişli olmadığı Basilica di Santa Croce’ye ulaşıyoruz.

4_652.jpg

Hediyelik eşyaların satıldığı küçük bir tezgahlar grubunun içinden geçerek şehrin merkezine yani Piazza della Signoria’ya ulaşıyoruz. Bu meydanda Michelangelo’nun dünyaca ünlü “David”, Bandinelli’nin “Hercül ve Cassus” ve Ammanati’nin “Nettuno” heykelleri başta olmak üzere Rönesans devrinin en güzel heykel örneklerini görüyoruz.

Floransa Belediye binası olarak da bilinen Palazzo Vecchio’nun hemen yanında dönemin diğer ünlü Rönesans eserlerinin sergilendiği Loggia dei Lanzi yer alıyor. Buradaki eserler genellikle antik çağ tanrılarını ve efsanelerini konu alıyor. Yine bu meydanda ofis anlamına gelen, daha sonra sanat galerisine dönüştürülen, dış duvarlarında yolu Floransa’dan geçmiş bir çok ünlü ismin heykellerinin bulunduğu, İtalya’nın en önemli sanat galerilerinden Galleria degli Uffizi bulunuyor.

5_609.jpg

Palazzo Vecchio’dan başlayarak Galleria degli Uffizi ve Ponte Vecchio gibi yapıların içinden veya üzerinden geçerek şehrin dışındaki Palazzo Pitti’ye ulaşan gizli geçit, halkın arasına karışmadan yönetim binası ile konut arasında kaçış olanağı sağlamış ve Medici ailesi tarafından yaptırılmış. Bu gizli geçitin üzerinden geçtiği ünlü Ponte Vecchio ise Arno Nehri üzerinde yer alan 6 köprünün en eskisi ve nazi işgali döneminde yıkılmayan tek köprüsüdür. Zamanında kasap, manav gibi esnafın mesken tuttuğu köprü şu anda kuyumcular tarafından kullanılıyor. Köprüden Piazza Republica istikametinde ilerlerken tüm ünlü mağazaların yer aldığı bir caddeden geçiyoruz. Ardından kısa bir süre İtalya Cumhuriyeti’nin başkenti olduğu dönemde kullanılan sarayı görüyoruz, meydandaki cafelerde oturup soluklanabiliyoruz.

6_558.jpg

Sağlı sollu mağazaların vitrinlerine acaba uygun bir şeyler bulurmuyum diye bakarak ilerlerken caddenin sonunda ağzınızı açık bırakacak güzellikte ve büyüklükteki Floransa’nın sembolü olan Cattedrale di Santa Maria del Fiore ya da bilinen adıyla Duomo di Firenze beni karşıladı. Hem de ne karşılama! Bu neyin Rönesans’ı diyeceğiniz mükemmel bir yapı. Mühendislik harikası mimarisi ile yapılmış kubbeyi görünce Brunelleschi’ye bir fatiha okumanız gerekecek. Ya peki Duomo’un yanı başındaki Uccello eseri saat kulesi?

Duomo’nun beyaz-yeşil mermerden yapılan dış duvarlarının muhteşemliği sizi mest edecek. Dış duvarlarının aksine içi bir o kadar sade yapılmış ama iç duvarlarını süsleyen Vasari ve Zuccari’nin fresklerine ne demeli? Sözün özü Duomo di Firenze şu dünyada görmeniz gereken en önemli yapılardan biri. Duomo’nun hemen karşısında yer alan meşhur Cennet Kapıları’nı barındıran vaftizhaneyi de unutmayın.

Karadeniz sahillerinde görmeye alıştığımız tepeden şehir manzarası konseptinin Floransa’da da olması, gün boyu gezdiğimiz bu mükemmel şehrin bir nimeti gibi. Floransa’nın tüm ünlü yapılarının ve Arno Nehri’nin mükemmel bir uyumla görülebileceği Piazzale Michelangelo’da meşhur “David” heykelinin bir kopyasını da görebilirsiniz. Bu meydandan çekeceğiniz her fotoğraf, Floransa’dan atılabilecek en iyi kartpostal olabilir. Çünkü bir kareye Floransa’nın her şeyini sığdırabileceksiniz.

İtalya’nın her konuda en önemli şehirlerinden biri olan Floransa, tarihin ve alışverişin iç içe yaşanabildiği bir şehir olmasıyla da partnerinizle uyum içinde gezebileceğiniz bir şehir özelliğini de taşıyor. Floransasız bir İtalya turunun eksik kalacağını hatırlatıp, Medicilere selamımızı gönderiyoruz.