Guatemala: Chichicastenango Pazarı

Atitlan Gölü çevresindeki gezimizde uğradığımız Solola mezarlığı ardından tekrar arabamıza binip yol almaya başlıyoruz. Guatemala’da yollar genel olarak dar ve virajlı. Bu da yer yüzü şekilleri itibariyle aslında çok beklendik bir durum.

Arabaya bindikten yaklaşık bir saat kadar sonra Guatemala içinde eyalet değiştirdik. Guatemala eyaletlere ayrılmış. Eyalet değişikliği sırasında bir noktada durdurulduk. Yanımızda meyve olup olmadığını sordular. Yanımıza aldığımız meyveleri gösterdik. Bunların bir kısmının geçişine izin verdiler, bir kısmını ise alıkoydular. Bunun sebebi bazı meyvelerin içindeki organizmaların tarımı olumsuz yönde etkiliyor olması imiş. Bu yüzden eyalet girişine kocaman tabela koymuşlar. Şu şu şu meyvelerin girişi yasak. Şu şu şu meyvelerin girişi serbest diye...

Eyalet geçişinden yaklaşık 45 dakika sonra Orta Amerika’nın en büyük Maya pazarı olarak bilinen Chichicastenango’ya ulaşıyoruz. Maya kültüründe önemli bir yere sahip olan bölge bir dağ tepesine kurulmuş küçük bir yerleşim.

Chichicastenango’nun anlamı sarmaşık benzeri zehirli bir çiçeğin bol olduğu yer demek. Aslında tenango hep bol olduğu yer anlamında kullanılıyor. Chichicas ise bu zehirli çiçeğe verilen isim. 

Burası her Perşembe ve her Pazar günü kurulan pazarı ile ünlü. Pazar içerisinde tekstilden el sanatlarına sebze meyveden şarküteriye kadar pek çok ürün farklı farklı alanlarda satılıyor.

Pazar içinde yaklaşık 3 saat dolaştık. Bana göre en renkli kısım etnik Maya gruplarının el emeklerinin sergilendiği bölümdü.

Pazarda kadın nüfusun ağırlığı dikkatimi çekiyor. Bu durumu ise rehberimiz Juan şöyle açıklıyor: Guatemala’da 35 yıl süren iç savaş nedeni ile erkek nüfusun çoğu ölmüş. Kadınlar da ailesinin özellikle çocuklarının geçimini sağlamak amacı ile evde kendi el emekleri ile yaptıkları ürünleri satarak ailelerine bakmak zorunda kalmış. Zaman içinde pazar büyüyerek Orta Amerika’nın en büyük Maya pazarı haline gelmiş. Gerçekten çok geniş ve etkileyici bir pazar yeri burası.

Pazara çevre köy ve kasabalardan da çok yoğun katılım olduğu için burada pek çok farklı etnik grubu bir arada görebiliyorsunuz. Her birinin giyimi, rengi, konuşma tarzı birbirinden farklı. Ancak yine de bölgedeki en yoğun grup dağlık bölgelerde yaşamayı seven Quicheler.

Bu Pazar yeri çevresinde aynı isimde 2 tane kilise var. Her ikisinin adı da Santo Tomas. Biz asıl önemli olanı yani daha eski olanı gezdik. Buranın en büyük özelliği ise rehberimizin söylediğine göre “Popol Vuh” adlı kutsal kitap 1800’lerde Peder Francisco Ximenez tarafından bu kilisesinde ortaya çıkarılıp İspanyolcaya çevrilmiş.

Bu kilisede herşey iç içe geçmiş durumda. Benim gördüğüm en ilginç kiliselerden biriydi. İçeride fotoğraf çekmek yasak.

Kilisenin içinde adak için pek çok alan var. Bu adak noktalarında renkli mumlar, çiçekler, yapraklar ve pek çok türlü şey sunuluyor. İçeride Maya inanışında önemli role sahip pek çok put da yer alıyor.

Bu pazarda oldukça renkli saatler geçirdik.

Daha sonra 1 saatlik yolculuk sonunda ızgara biftek, tavuk, domuz sucuk ve domuz köfteden oluşan öğle yemeğimizi yedik. Domuz grup içinde çok rağbet görmese de diğer ızgaralar bolca yetti. Etin yanında avokado püresi, siyah fasulye ezmesi ve meyve suyu ile yemeğimizi tamamladık. Buralarda tropikal meyvelerden oluşan taze sıkılmış meyve suları çok çok güzel. Kesinlikle denemelisiniz.

Yemek sonrası yaklaşık 1 saat 25 dakika süren araba yolculuğu sonrasında ise Antigua’ya geldik.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.