Hem Bereketli Hem Kutsal: Mtskheta

Yükte hafif pahada ağır derler ya işte öyle bir yer Mtskheta. Başkent Tiflis’e 20 kilometre uzaklıktaki bu küçük kasabanın Gürcüler için önemi büyük. Tiflis’ten önceki başkent olan şehir, bu unvanını kaybedeli 2 milenyum kadar olmuş fakat halen Gürcü Ortodoks Kilisesi’nin idare merkezi konumunda.Başkent metrosunda Didube istasyonunda inip dolmuşla 1 Lari'ye gelebileceğiniz Kura ve Aragvi Nehirleri'nin kesiştiği yerde kurulu Mtskheta kültürel olarak da UNESCO’nun koruma listesinde. Pazar günleri dolmuşların full çektiğini düşündüğüm bu kutsal şehirde kabaca 20 bin kişi ikamet ediyor.  

Kutsal olduğunu ifade ettiğim şehirdeki kiliselerin büyük bir kısmı İslamiyet’ten eski fakat istilalar ve depremler bu mabetleri oldukça yıpratmış. Günümüze kadar en orijinal halini muhafaza eden yapı ise 500’lerden kalma olan Jvari manastırı. Şehrin şüphesiz en hakim tepesine yapılan Jvari’nin manzarasına ise diyecek yok. Dur manzarayı sonra atayım okumaya hevesiniz olur belki. Şehrin göbeğinde 4-5 ve 11. yüzyıllarda baştan yapılan Svetitskhoveli Katedrali şüphesiz en görülesi yer. Okumaya dahi tenezzül etmeden vikiden kopyaladığım ismin Türkçesi “Hayat Veren Sütun Katedrali”. Gelin ismin hikâyesini anlatayım size, zira başka türlü dolduramayacağım sayfaları.

Şimdi efendim sene 0. İsa peygamberin çarmıha gerileceğini duyan Elias adında bir Yahudi mukaddes şehre, Kudüs’e kadar gitmiş ve peygamberin tuniğini alıp Mtskheta’ya gelmiş. Tuniği kardeşi Sidonia’ya göstermiş ve kızcağız tuniğe dokunur dokunmaz oracıkta can vermiş. Nice büyücü, papaz, haham gelmişte kızın elinden tuniği alamamışlar ve tunikle gömmeye karar vermişler. Günlerden bir gün köy ahalisi uyanmış da görmüş ki Sidonia’nın mezarının üstünde kocaaamaaan, devasa bir sedir ağacı büyüyüvermiş. Aha demişler bu bir işaret, kesmişler sediri yapmışlar bir kilise.

Sonrasında yörenin ne kadar âlimi, bilgini varsa dua etmeye buraya gelir olmuş. Bir gün fark etmişler ki sütunların birinden bir su sızıyor. Yine muhtar ve azaları toplanmış, karar kılmışlar ki bu su her derde deva, bütün hastalıkların ilacı olan sihirli bir sudur. O günden itibaren de kiliseye bu sütuna ithafen Hayat Veren Sütun Katedrali demişler. Günümüzde peygamberin tuniğinin gömülü olduğuna inanılan yere yani fotoğrafta en arkada kalan kısıma ufak bir baldeken dikilmiş. Ayrıca kilisede dikkat çeken bir hususta zeminde yer alan mezarlar.

Nice kral, âlim düşünmüş ki peygamberin emanetiyle aynı çatı altında yatalım. Siz de etrafı incelerken kralların üzerinde geziyorsunuz işte, kader. Onun haricinde klasik yapıdaki kilise mimari açıdan çok da farklı gelmedi gözüme. Dini bir merkez olarak gördüğüm Mtskheta; eğlence, restoran, bar, hatta otel gibi temel turistik ihtiyaçlardan yoksun ki böyle olması da bence çok daha iyi. UNESCO’nun koruma altına aldığı Jvari ve Samtavro Manastırları şehirden azıcık uzakta olduğundan birini seçmeniz onun da Jvari olması güzel bir karar olur. Taksiciler 20-30 ne tutturabilirlerse fiyat biçiyorlar. Kilometre başına 1 Lari'nin normal olacağını düşündüğümden git-gel 12 Lari'ye şoförümüz Joseph ile anlaşıyoruz, üstelik 15-20 dakika kadar da manastır etrafında bekleyeceğini söylüyor.

Azıcık yukarıda bahsettiğim üzere Kura ve Aragvi Nehirleri'nin kesiştiği muazzam bir manzaraya sahip manastır 6. yüzyılda Kartli Kralı Stefan tarafından yaptırılmış. Jvari yani “Haç” anlamına gelen manastırın adının ise öyle çok ahım şahım bir hikâyesi yok. 300’lü yılların sonunda Gürcü Krallıkları’nda Hıristiyanlık resmi din olmuş. Buna binaen bir gece Azize Nino devasa, şehrin her yerinden görülecek bir haçı vakti zamanında burada bulunan pagan tapınağına dikivermiş. Rahibenin haçı buraya nasıl çıkardığı muamma. Muhtar ve azaları da bunu hayra yormuş ve sonrasında nice Kafkas diyarından buralara insanlar hacı olmaya gelmişler. Doğu kiliselerinde kadın figürlerinin fazlaca olması yöredeki azizelerden kaynaklı sanırım.

Ayrıca merkezde Aziz Stephan Rahibe Manastırı bu geleneği sürdüren oldukça eski bir yapı. Açıkçası ne olduğunu tam anlayamadığım manastır ufacık. Hangi amaca hizmet eder, girmesi yasak mıdır, ayinler, ibadetler nasıl yapılır en ufak bir fikrim yok, fotoğrafını şuraya bırakayım.

Tiflis’ten iki, üç saatte gidip, gezip, gelebileceğiniz Mtskheta, sabah azıcık erken yola çıktığınızda günü de optimum değerlendirebileceğiniz hoş bir destinasyon. Ayrıca kent kutsal kabul edildiğinden belki uhrevi bir şeyler de bulabilirsiniz. İpucunu ben verdim gerisi size kalmış. Hadi bakalım kolay gelsin.

Emre Doğandor

Yazar Hakkında

Emre Doğandor

[1994-Bolu] Bir gezgin olarak doğmadım belki ama bir gezgin olarak ölmek, torunlarıma anılarımı anlatmak için yaşıyor ve geziyorum.