Ülkemize sınır komşusu olan Gürcistan’ın başkenti Tiflis şehrini ziyaret etmeyi istiyordum ne zamandır. Hafta sonu günübirlik planladığım Tiflis gezime İstanbul’dan 23.30 uçağıyla 2 saat 15 dakika süren uçuşla Tiflis Uluslararası Havaalanı’nda başladım. Gürcistan ile ülkemiz arasında +2 saat zaman farkı var. 03.00 sularında havaalanına inince pasaport kontrollerimi kısa sürede tamamlayıp alanda bir kafeye oturdum ve biraz beklemeye başladım. Gürcistan’a; İstanbul’dan Bursa’ya gider gibi eliniz kolunuzu sallayarak gidebilirsiniz : ) Kimse size pasaport sormuyor. Nüfus cüzdanı ve havaalanında dolduracağınız bir formla çıkış ve giriş yapabiliyorsunuz. Dönüşte size doldurulup verilen formu teslim etmeyi unutmayın. Ayrıca nüfus cüzdanı ile çıkıldığında 15 TL yurtdışı çıkış harç pulu ödenmiyor. Ülkenin para birimi Lari (Gel), 10 TL: 8,5 Lari (Gel) etmekte.
Saat 06.00’ya yaklaşırken hava aydınlanacak birazdan umuduyla şehre inmeye karar verdim. Otobüs ile şehre ulaşım 0,5 Lari ( Gel ) ve 37 numaralı eski Sovyet otobüsleri ile ulaşım sağlanmakta. Sefer saatleri ise 07.00’de başlıyor. Şehir merkezine gitmek için Avlabari bölgesindeki netro istasyonundaki durakta inmeniz gerekiyor. Metekhi Köprüsü'nden geçerek eski şehre ulaşabiliyorsunuz. Taksi ile gitmek isterseniz havaalanı taksileri 50 Lari ( 42,35 TL) den kapı açtılar ve en son 40 Lari’ye (33,90 TL) düştüler. Ama her zamanki gibi şehirden gelen taksilere binme ihtiyacı olduğundan çok daha uyguna gidebiliyorsunuz. Gelen taksi beni Avlabari bölgesine (merkez bölge sayılır) bırakmasını söyleyince 20 Lari (17.00 TL) çektiği fiyatı 10 Lari’ye (8,5 TL) anlaştık : ) Artık en büyük keyiflerden biri taksi ihtiyacı olduğunda taksicilerle pazarlık yapmak, çünkü onlar fazla kazanayım dediği için istediği fiyatı, ben hakkım olanı ödemek istiyorum fikir ayrılıklarından sonra kazanan tabi maddiyatım oldu : )
Şehir merkezine indiğimde sabahın 06.30 suları olması sebebiyle biran önce havanın aydınlanmasını bekliyordum. Ama karanlığa rağmen, katedrallerin, parkların, devlet sarayının, heykellerin, kale surlarının ve özellikle Metekhi Köprüsü'nü ışıklandırması harikaydı. Buradan şehri gözlemlemek büyük bir keyifti. Sağımda Gürcistan Devlet Binası, karşımda Narikala hisar kalıntıları ve Gürcülerin anası Kartlis Deda (bir elinde düşmanları için kılıcı diğer elinde ise dostları için bir tas ve şarabı temsil etmektedir) ve Mtkvari Nehri'nin üzerindeki Metekhi Köprüsü’nün harika ışıklandırılması ile gece bile tarihi eserler güzelliğini yansıtmakta. Metekhi Köprüsü gerçekten mükemmel bir estetiğe sahip. Biraz yürüdükten sonra soğuk havada bir şeyler içip ısınmak için Maspindzelo kafe restorana girdim, herhalde burada bu tarz yerler 24 saat açık : ) Usta yap bakalım oradan bir lattle kahve, çaça (Gürcülerin milli içkisi) içip de sabah sabah pilot olmayalım : ) Fiyatlar uygun; Americano kahve 3 Lari (2,55 TL), mineralli su 1,5 Lari (1,25 TL), 500 ml Limonata 5 Lari (4,25 TL).
Saat 07.40 hava hala karanlık, kış zamanları 08.30 gibi aydınlanıyormuş. Biraz daha dinlenip ilk önce old town bölgesindeki Sülfür hamamlarını ziyaret ettim gerçekten ilginç dışı kırmızı tuğlalarla yapılmış Sülfür hamamlar romatizmal hastalıklar için faydalı bir yer olduğu söylenmekte. Buradan sonra Metekhi Köprüsü'nden geçerek tekrar Avlabari bölgesinde dolaşarak Tsminda Sameba Katedrali görmeye ve sabah 10.00’daki Pazar ayinini izlemek için katedrale doğru yürümeye başladım. Katedral yeni yapılmış görkemini şehrin her yerinden görmek mümkün. Avlabari Meydanı'ndaki komünist dönemin kalıntılarından olan büyük bina ise dikkat çekmekte. Meydana ise 5 dakika uzaklıkta. Tsminda Sameba Katedrali büyük bir alan üzerine kurulmuş. Katedral, küçük kilise ve çan binası ile birlikte üç yapıdan oluşmakta, diğer adıyla Trinity Katedral Kompleksi olarak da adlandırılmakta. Yarım saat kadar ayini gözlemleme fırsatı yakaladım ve fotoğraf çektim.
Gürcüler Ortodoks dinine düşkün yaşıyorlar ve muhafazakârlar. Şehrin diğer önemli dini yapıları ise Mtkvari Nehri üzerindeki kayanın üzerine tahmini 11. yüzyılda yapılmış Metekhi Kilisesi, Sioni Katedrali, Anchiskhati Bazilikası’dır. Sabah kahvaltısı için tekrar Avlabari bölgesindeki meydana gelirken ara sokaklarda kaybolmak keyif vericiydi. Eski kırmızı tuğlalarla yapılmış evler, minik dükkânlar, fırınları seyrederek dolaştım. Metro istasyonunun karşısında minik bir fırın bulup sabah kahvaltısı için 3 Lari (2,55 TL) karşılığında çay ile birlikte peynirli pide ile kahvaltı yaptım, güzeldi. Kahvaltıdan sonra 4 Lari (3,40 TL) vererek taksi ile Rustavelli Caddesi’nin alt tarafındaki Dry Bridge Pazarı’nı görmeye gittim fakat yağmur nedeniyle bir iki tezgâh açıktı. Hayal kırıklığı oldu ama telafisi için Sololaki Tepesi'ndeki Narikala hisar kalıntılarını ve Kartlis Deda’yı görmek için bir taksiye atlayıp yola çıktım. 10 dakikalık bir yolculuk için 5 Lari (4,25 TL) ödeyerek ulaştım hisara. Hisarın sadece kapısı ve belli bir kalıntıları kalmış ve hemen 50 metre uzaklığında Gürcülerin anası Kartlis Deda’nın heykeli var. Sololaki tepesinin hemen arkasında ise Botanik garden ise mükemmel huzurlu bir yer, burada keyifle dolaşmanızı öneririm. Bu tepeden Tiflis’i güzel manzarasıyla izleyebilirsiniz.
Ayrıca Metekhi Köprüsü'nün yanı başındaki parktan teleferik ile ulaşım sağlanmaktadır. Ben 4 Lari (3,40 TL) ödeyerek ekspres kart aldım bu kart ayrıca metro istasyonlarında da kullanılmakta. Buradan bir taksiye atlayarak 4 Lari (3,40 TL) karşılığında Rustavelli Caddesi'nin başındaki Özgürlük (Tavisuplebis) meydanı Sovyet döneminde ise Lenin Meydanı olarak bilinmekteymiş. 2006 yılında ise Hristiyanlıkta önemli bir yere sahip Aziz George’nin dragonu öldürmesini heykelleştirilmiş. Rustavelli Caddesi'nde ilerlerken şimdi meşhur yemekleri Hinkal ve Haçapuri’yi deneme zamanı.
Ben Haçapuri’den (bir çeşit pide) çok, Hinkal’i beğendim. Hinkal bizim mantıların bayağı büyük hali. 3-4 tane bence bir kişi için yeterli. Hinkal ise mantarlı, patatesli ve etli mevcut ben etli harici denedim ve beğendim. Diri pişmesine rağmen Hinkal’i tatmak keyifliydi. Yanında ise limonata dedikleri içeceği deneme fırsatını yakalamıştım. Gayet başarılı, güzel bir içecek. Benim favorim kesinlikle armutlu limonata. Bu yemek için sadece 5,30 Lari (4,50 TL) ödedim. Şimdi şehrin en güzel caddesi olan Rustavelli'de yürüme zamanı. Şehrin en güzel caddesi üzerinde, Tiflis Opera ve Bale Salonu, Rustavelli Müzesi, Gürcistan Uluslararası Müzesi, Kasvethi Kilisesi ve Gürcistan Parlamento binası bulunmakta. Ayrıca cadde üzerinde yürürken küçük heykellere, modern süslü binalara ise sıkça rastlayacaksınız.
Tiflis gezimin sonun geldim artık akşam 18.15 uçağıyla İstanbul’a dönüş vakti. Günübirlik ama keyifli bir geziydi. Şehri 1 günde rahatlıkla dolaşabilirsiniz. Tarihi ve dini yapıları şehrin ana hatlarında kendini fazlasıyla göstermekte. Taksiler birçok yere göre çok ucuz, yemekleri de öyle. Şehirde aklımda kalanlar, Tsminda Sameba Katedrali, Kartlis Deda, Metekhi köprüsü, Metekhi kilisesi, Botanik Garden, Sülfür hamamları, Özgürlük (Tavisuplebis) meydanı ve Rustavelli caddesi...
Diğer gezi yazılarımı okumak için www.gezgininayakizleri.com'u ziyaret edebilirsiniz.
Gezi dolu günleriniz olsun...