İSKANDİNAVYA'NIN İNCİSİ: STOCKHOLM

Çalışıyorum, iznim yok, vaktim yok... Hepsine son! :) Küçük kaçamaklar sizi her zaman motive edecektir. Gezinin özeti ise tam olarka şu: Hava soğuk ancak Stockholm'de sonbahar efsane!

2,5 ay öncesinde hafta sonu için Stockholm biletini gidiş dönüş 140 TL'ye aldık. Evet, yanlış duymadınız! Cuma günü işten çıktık 21.45'te uçağımız vardı. Pazartesi  ise dönüş 01.00'daydı. Hafta sonu tatilini daha verimli kullanamazdık sanırım :)

9,9 milyon nüfuslu İsveç'in başkenti, İskandinavya'nın en çok ziyaret edilen 2. şehri olan Stockholm 14 adayı 57 köprü ile birbirine bağlanıyor.  Dünyanın en küçük "büyük şehri" olarak anılan Stockholm ayrıca "Kuzeyin Venedik'i" olarak da anılıyor!

2 milyon nüfusu olan bu şehirde kışın 6 saat gün ışığı, yazın ise 21 saat gün ışığı görüyorlar.

Her yerde kredi kartı geçiyor, bu nedenle çok para çevirmeye gerek yok. Şehirde dolanırken neredeyse tüm kafelerde Fika yazdığını görüyoruz. Peki Fika nedir? Fika aslında İsveç'te kahve molalarına verilen ad. Günün herhangi bir saatinde yapılan kahve - çörek atıştrması da denilebilir.

Ayrıca geri dönüşüme çok önem veren İsveç'te, dönüştürme tesisleri büyük geldiği için çöplerin yetmediğini ve Norveç'ten çöp ithal ettiğini biliyor muydunuz? :)

Hesaplar kolay olsun diye şimdiden yazıyorum. 1 TL: 2.90 SEK. Kabaca hesap yapmak için SEK'i 3'e bölünce TL'yi bulabiliriz :)

Konaklama

  • Evet biraz pahalı. Biz en uygun yerlerden biri olan M/S Birger Jarl Hostel&Hotel'de kaldık. İlk defa gemide kalma deneyimim oldu, kamarada kalıyorsunuz, pencere yok :) 4 kişilik odaya 320 TL ödedik. Ayrıca 3 saatlik gemi turu da bu fiyatı içeriyor. Oldukça keyifliydi.
  • Couchsurfing kullanarak yerel insanlarla tanışıp onların evine ücretsiz misafir olabilirsiniz.
  • Eğer fazla kişiyseniz Airbnb’den uygun fiyata daire kiralayabilirsiniz.
  • Kalacak yerlerinizi Booking.com veya www.hostelworld.com sitelerinden bakabilirsiniz.

Haritalar & Ücretsiz Turlar

  • Gitmeden Citymaps2go ve Tripadvisor programlarını telefonumuza indiriyor, önemli ve gezmek istediğimiz yerleri haritada işaretliyoruz. Böylece internet yokken de çevrimiçi kullanabiliyoruz.
  • Gidince de şehir haritamızı alıyor rahatça geziyoruz. (Havaalanından alabilirsiniz.)

  • Ücretsiz şehir turu sayesinde her gün 10.00’da Old Town Tur, 13.00'da Söder Tur ile yaklaşık 2 saat süren, yerel bir rehber eşliğinde ilginç bilgiler öğrenerek de şehri önden bir gezebilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız

Ne zaman gidilir?

  • Şöyle söyleyeyim: Ekim'de donduk! Kışı düşünemiyorum. Yazın da tabii ki keyifli olabilir. Ancak bence burayı gezmek için kesinlikle doğru zaman sonbahar! O nasıl bir renk cümbüşüydü!

Ne yenir, içilir?

  • Bir sürü şey yiyebilirsiniz ancak Pelikan'da geyik eti ve İsveç Köftesi yemeden; Chokladkoppen'de cheesecake yemeden, sıcak çikolata içmeden dönmeyin!
  • Kanelbullar tadın.Tarçınlı ve kakuleli çörek! 4 Ekim ise Kanelbullar Günü bu arada :) 

 

  • Çok sevimli bir kafe zinciri olan Espresso House'da kahvaltı yapabilirsiniz. Ayrıca Fabrique Stenugnsbageri fırın zincirinden de sabah kahvaltınız için bir şeyler alabilirsiniz.
  • Ucuz market: Hemköp. Östermalm ve Sodermalm'de bulabilirsiniz. Lidl da işinizi görecektir.
  • 7 Eleven'da 45 SEK'e 3 sandviç alabilirsiniz.
  • Mc Donalds'da menüler 55-70 SEK. 2 normal hamburger 20 SEK.
  • Kahveler genel olarak 15-20 TL.
  • Café Gråmunken'de sıcak çikolata içebilirsiniz, alt katın ambiyansı oldukça güzel.
  • O’Connell’s Irish Pub'da canlı müziğin tadını çıkarabilirsiniz.
  • Suyu musluklardan rahatlıkla içebilirsiniz, suya para vermemek en sevdiğim!

Ne alınır?

  • Geyik ve Viking ile ilgili her şey :)
  • İlginç bir şekilde hediyelik dükkanlar burada pazar günleri de açık!

Ulaşım - Havaalanından şehir merkezine nasıl gidilir?
Bir şehri gezmenin en güzel yolu tabii ki yürümek! Bu yüzden ilk gün 32 km yürüdük. Sokaklarda kaybolmak gerçekten çok keyifli. A Zone'u için 75 dakika geçerli olan bir bileti 36 SEK karşılığında alabilirsiniz.
Havaalanından merkeze gitmek için ise çok fazla seçenek var ancak bizim tercihimiz tabii ki en ekonomik olan dördüncü seçenekten yana oldu :)

Metro Haritası için tıklayınız.

1. Arlanda Express (20 dakika)
Yetişkin tek yön 280 SEK, çift yön 540 SEK
Öğrenci tek yön 140 SEK, çift yön 280 SEK

2. Flygbussarna  (45 dakika)
Yetişkin tek yön 119 SEK, çift yön 215 SEK
Genç (8-17 yaş) tek yön 99 SEK, çift yön 179 SEK

3. Direct Commuter Train (40 dakika)
Yetişkin tek yön 170 SEK
Genç (18-19 yaş) tek yön 150 SEK. Çift yön yok.

NOT: SL Kartınız var ise 120 SEK ekstra ödeyerek de binebiliyorsunuz bu trene. SL Travel Card ise 24 saatliği 115 SEK, 72 saatliği 250 SEK.
Stockholm Pass ise 1 günlük 536 SEK, 2 günlük 716 SEK, 3 günlük 896 SEK.

4. Otobüs & Commuter Train (60 dakika)
İşteee aradığımız ulaşım! :)
Yetişkin tek yön 72 SEK, çift yön 144 SEK (Niye indirim yok anlamadım)
Genç (18-19 yaş) tek yön 40 SEK, çift yön 80 SEK.

Biz giderken yetişkin aldık, dönerken ise genç aldık. Kontrol olmadı, sıkıntı çıkmadı :) Bilet 120 dk geçerli.
Biraz ayrıntı verelim. Dışarı çıkıyorsunuz Bus Stop 5'i buluyorsunuz. 583 nolu otobüs ile Marsta'ya (son durak) gidiyorsunuz. Daha sonra ise Commuter Train ile Stockholm C'ye gidiyorsunuz. 05.11'de başlıyor, 23.41'e kadar neredeyse her 15 dakikada bir otobüs var.

5. Taksi
Maksimum 4 kişi için 675 SEK.

Biraz İsveççe?
Hiç ihtiyacınız olmayacak çünkü neredeyse herkes İngilizce biliyor :) 20. yüzyılda kabul edilen bu dilde birkaç örnek verecek olursak:
Hej: merhaba    
Hej då: güle güle
Ja: evet              
Nej: hayır
Tack (tak): teşekkürler
Var ligger.....?: nerede?
Ursäkta mig: afedersiniz
Skål!: Şerefe

Peki ya Stockholm Sendromu?
Genel olarak kötü davranılan, rehin tutulan kişinin bir süre sonra kendini rehin alan kişi ile duygusal bir bağ kurmaya ve ona karşı empati, sempati duymaya başlaması olarak tanımlanıyor. Psikolojik olarak kendini rehin alan kişiyi bir süre sonra ona çok da kötü olmayan bir şekilde davrandığında veya çok ufak bir iyilik yaptığında bunu aşırı bir iyilik olarak görüyor. Sendromun temelinde ise 1973 yılında Stockholm'de yaşanan bir banka soygunu olayı bulunuyor. Banka soyguncuları polisle 6 gün boyunca mücadele ediyor, birkaç kişi bankada rehin tutuluyor. Ve bir süre sonra rehineler ile kendilerini rehin alan bu kişilerle aralarında öyle bir bağ kuruluyor ki polisin yardımını reddediyorlar. Hatta bir kişi soyguncuları savunmakla kalmayıp, nişanlısından ayrılarak soygunculardan birinin hapisten çıkmasını beklemiş :)

Stockholm Metroları
108 km uzunluğunda 100 istasyonu ile ilk hattı 1950 yılında açılan Stockholm metroları adeta bir sanat eseri! Gezimizin bir kısmını ise metroları gezmeye ayırdık. Central istasyonunda iner inmez çok güzel bir metro manzarası ile karşılaştık! 
Biletimiz 120 dakika geçerli olduğu için önce birkaç metro istasyonu gezelim dedik. Bir kısmını ise havaalanına dönüş yolunda gezdik, böylece ekstra bilet almamış olduk.

Gezilmesi gereken metro istasyonları! :)

  • Stockholm Centralen
  • Kungsträdgarden
  • Stadion
  • Solna Centrum
  • Tekniska högskolan

1. Gün: Metro İstasyonları - Stockholm City Hall - Nordiska Museet - Skansen - Gröna Lunds Tivoli - Abba the Museum - Vasa Museum -Skeppsholmen- Kungstagarden - Royal Palace - Gamla Stan - Chokladkoppen

1. Stockholm Belediye Binası (City Hall)

  • Her yıl Aralık ayında Nobel yemeği burada düzenleniyor. Ödül töreni ise Mavi Salon'da yapılıyor. Planda ismi Mavi Salon olarak yazdığı için mavi olarak kalıyor ancak içerisi kırmızı tuğlalardan oluşuyor.
  • Aynı zamanda Orhan Pamuk da Nobel Edebiyat Ödülünü burada almış
  • Her saat başı ingilizce tur düzenleniyor. Dilerseniz kuleye de çıkıp şehri izleyebilirsiniz.

Ücret: Nisan - Ekim arası yetişkin 100 SEK, öğrenci 80 SEK. Kasım-Mart arası yetişkin 70 SEK, öğrenci 60 SEK.

2. Nordiska Museet

  • Halk bilimi müzesi. 16. yüzyıldan itibaren İsveç tarihine, yaşamına dair izler bulabileceğiniz birbirinden farklı konuları barındıran bir müze burası.
  • Biz içeriye girmedik ancak binanın arka tarafındaki sonbahar manzarası gerçekten muhteşemdi.

Saat : Haziran-Eylül arası 09.00 - 18.00, diğer aylar 10.00 - 17.00. Kasım-Mayıs arası Çarşamba günleri 17.00-20.00 arası ücretsiz.
Ücret: 100 SEK.

3. Skansen Açık Hava Müzesi

  • 1891 yılında kurulan, dünyadaki ilk hava açık müzesi Skansen'de geleneksel bir İsveç köyü yaratılmış. İçeride çok güzel bir hayvanat bahçesi ve  akvaryum bulunuyor.  Buradaki görevlilerin kıyafetleri de hep eski döneme ait.
  • Özellikle yazın buraya yarım gün ayırarak gezmek oldukça keyifli olmalı. Yazın gittiğinizde ayı bile görebiliyormuşsunuz.

Ücret: 120 SEK. Ancak tarihe ve içerideki bölümlere göre değişebiliyor. Ayrıntılı bilgi.

4. Gröna Lunds Tivoli

  • Kopenhag'taki Tivoli Bahçesin'e göre oldukça küçük olsa da burası da eğlenceli görünüyor. Ancak mevsimden dolayı sanırım kapalıydı. Zaten bu soğukta o aletlere binmek sanırım imkansızdı :) İçeride 7 tane Roller Coaster var. Dönen salıncağa binemediğim için üzgünüm :) İçeriye giriş dışında, aletlere binmek için de para veriyorsunuz.

Ücret: 240 SEK. Fiyatlar yine değişken. Ayrıntılı bilgi.

5. ABBA Müzesi

  • İsveç'in ünlü dörtlü ABBA grubu adına düzenlenen müzede gruptakilerin kostümleri, enstrümanları bulunuyor. (ABBA grubunun en meşhur şarkısı - Mamma Mia)
  • İçeride grubun hologramı ile ABBA şarkıları söylenebiliyormuş. 
  • Buraya girmedik tabii, dışarıdan bakmakla yetindik :)

Ücret: 195 SEK. Ayrıntılı bilgi.

6. Vasa Müzesi

  • Stockholm'un en etkileyici yerlerinden birisi, biraz uzun bir yazı olacak ancak kesinlikle okumaya değer! :)
  • 17. yüzyılda Avrupa'da bir imparatorluk haline gelen İsveç, bir filo inşa etmek ve ihtişamını güçlendirmek ister. Döneminin en büyük ve en gelişmiş donanımlı kalyonlarından Vasa, 2 yılda inşa edilir. 150 kişilik tayfası bulunan gemi toplamda 450 asker taşıyabilmektedir.
  • Gemi gösterişli bir törenle suya indirilir. Tören rüzgarlı bir güne denk gelmiştir. Yüzmeye başladıktan 3 dakika sonra güçlü bir rüzgar kalyonu savurur ve gövdenin sola yatmasına sebep olur. Gemi tayfası güç bela dengeyi sağlamıştır ki, sert bir rüzgar gövdeyi bu sefer de sağa yatırır. Kalyon tehlikeli bir şekilde dengesini kaybetmiştir ve tören için açık duran top çıkışları denize batarak geminin hızlıca su almasına neden olur. Geminin görkemli suya indirme töreni, 20 dakika içinde Stockholm sularına gömülmesiyle hüsranla sonuçlanır. Üst katlardakiler kaçmayı başarırken, en alttaki 40 denizci su boşaltma çalışmaları sırasında kaçacak vakit bulamaz ve boğularak can verir. Daha sonradan bu denizciler kahraman ilan edilir.
  • Gemi battıktan sonra sudan çıkarılmak istenir; fakat 17. yüzyılda bu büyüklükte bir kalyon için daha önce böyle bir işlem hiç yapılmamıştır. Hasar verme endişesiyle bu çalışma yapılamaz.
  • 17. yüzyılda üretilen gemiler, suya indirilmeden önce 30 kişinin bir uçtan bir uca koşmasıyla test edilirdi. Vasa için de aynı deneme yapılırken geminin olması gerekenden fazla yana yattığı tespit edilmiş. Fakat fazla büyük olması ve ağırlık yüklendiğinde bu etkinin azalacağı düşüncesiyle üzerine gidilmemiştir. Bu ihmalin üstüne, kalyonun yüksekliğine oranla daha dar gövdeli tasarlanmış olması ve ağır topların daha üst katta konumlandırılmış olması geminin batışını kaçınılmaz hale getirmiştir.
  • 1956 yılına gelindiğinde mevcut teknolojiyle gemi yüzeye çıkartılmak istenir fakat nasıl yapılacağına bir türlü karar verilemez. Halka ve komşu ülkelere danışılır. Önerilen yöntemler arasında bütün gemiyi pinpon topuyla doldurmak bile vardır :) Sonuçta su çekme yöntemine karar verilir. Bu yöntemde, geminin altına destekleyici çelik teller geçirilerek geminin içindeki su borularla çekilir ve kalyon yavaşça yükselir.
  • Gemi kurtarıldığında herkes hayretler içinde kalır. 300 yıldan fazla süredir batık halinde bulunan gemi, kuzey denizinin tuz oranının az olması ve soğuk olması sayesinde neredeyse olduğu gibi durmaktadır. İşlemelerdeki detaylar bile çok fazla hasar görmemiştir. Normalde savaşlarda hasar görüp batan veya sökülerek değerlendirilen 17. yüzyıl gemilerinden Vasa, bu beklenmedik hadise sayesinde günümüze kadar gelebilmiştir.
  • Batıktan çıkartılan kalyon, bir süre kıyıda sergilendikten sonra, müzeye alınması kararlaştırılır. Şu an Stockholm'de bulunan konumuna yüzdürülerek getirilir, ardından bulunduğu yerin suyu kurutularak çevresine müze binası inşa edilir. Battığı dönemde İsveç kraliyetine büyük zarar yaratan kalyon, günümüzde her yıl katbekat fazlasını İsveç ekonomisine turizm geliri olarak kazandırmaktadır.

Saat: Haziran-Ağustos 8.30 - 18.00, Eylül-Mayıs 10.00 - 17.00
Ücret: Yetişkin 130 SEK, öğrenci 100 SEK. Ayrıntılı bilgi.

7. Skeppsholmen

  • Geleneksel Stockholm Caz Festivali bu adada gerçekleşiyor.
  • Bol bol spor yapanları görüyoruz burada, sonbahar ise ayrı bir güzel görünüyor
  • Modern Sanatlar Müzesi ve Uzak Doğu Eski Eserleri Müzesi bu adada bulunuyor.

8. Kungsträdgarden

  • Söylemesini en çok sevdiğim yer :)) Burası şehrin en güzel yerlerinden birisi bence, ortada büyük bir park ve alan bulunuyor. Biz orada iken ise kış festivali ve buz pisti vardı.

9. Royal Palace - Kraliyet Sarayı

  • 12.15 te yapılan nöbet değişim törenlerini izleyebilirsiniz.

Saat : Ayrıntılı bilgi.
Ücret: 160 SEK.

10. Gamla Stan (İsveççe Eski Şehir anlamına geliyor)

  • Stockholm'un kalbi, nam-ı diğer Old Town (eski şehir merkezi). 3000 kişi burada yaşıyor. Bir Brugge kadar olmasa da buradaki evler de oldukça güzel. Gecesi gündüzü, dar sokaklarını gezmesi oldukça keyifli bir bölge. Her yıl burada Christmas Marketi kuruluyor.
  • Hızlıca söyleyince Gangnam Style'a benziyor :)
  • Burada çok fazla çeşitte hediyelik eşya bulmanız mümkün.
  • Ana meydan olan Stortorget ise Danimarka Kralı 2. Christian döneminde yaklaşık 100 İsveçli soylunun idamına sahne olmuş, idam edilen kişilerin kafaları 3 gün boyunca bu meydanda kalmış. Stockholm Katliamı olarak bu olayda çevre sokakların  dahi kana bulandığı söyleniyor.
  • Ve şehrin birçok yerinden görünen, diğer Avrupa şehirlerindeki kiliselerden farklı olan: Tyska Kyrkan (Alman Kilisesi). 1571 yılında yapılan bu kiliseye giriş ücretsiz.
  • Etkileyici bir ön cephesi bulunan Riksdag (Parlamento Binası) da yine bu bölgede bulunuyor. 1971 yılından beri tek meclisli bir yapısı bulunan İsveç Parlamentosu'nda 349 üye bulunuyor.
  • O kadar çok müze var ki Stockholm'de, vaktiniz kalırsa bu bölgede bulunan Royal Cain Cabinet Müzesi'nde dünyanın her yerinden getirilmiş para örneklerini de görebilirsiniz.
  • Prästgatan (Hell Alley) ise ölmeden önce son dinlenme yeri olarak geçiyor :)

11. Nobel Müzesi

  • Alfred Nobel ve Nobel ödülleri ile ilgili tüm görselleri bu müzede bulabilirsiniz.
  • Kimlerin hangi dallarda, hangi buluşlarda ödüller aldığını da bu müzede görebiliyorsunuz.

Saat: Yazın 09.00 - 20.00, kışın 11.00 - 20.00. Ayrıntılı bilgi.
Ücret : Yetişkin 100 SEK, Öğrenci 70 SEK. Salı günleri 5-8 arası ücretsiz.

12. Chokladkoppen

  • EFSANE! Sırf buraya cheesecake yemek ve kocaman kasede sıcak çikolata yemek için bile gelinir. Sabah gelip kahve + kanelbullar da yapabilirsiniz :)
  • İçerisi salaş ancak çok hoş, şanslıysanız yer bulursunuz.

13. Östermalm

  • Hemen koşa koşa benzetmeyi severiz biz. Bu da bizim Nişantaşı :)
  • Şehrin gece hayatının attığı noktalardan birisi bu bölge.

Ne uzun gündü değil mi? Güne 5'te başlayınca akşama kadar sanki 3-4 gün geçirmiş gibi olduk. Ama değdi! Çünkü bir sonraki gün hava yağmurlu görünüyordu. Gezebildiğimiz kadar gezmeliydik. Vee gemimizde yani otelimizde kalmaya doğru yola çıktık! Güzel bir deneyimdi :)

2. Gün: Fotografiska – Stockholm Sodra Sokakları – Ericcson Globe – 3 saatlik gemi turu – Södermalm sokakları – Sofia Kyrka – Pelikan (Geyik eti,İsveç Köftesi)

1. Fotografiska Fotoğraf Müzesi

  • Birçok ünlü fotoğrafçının fotoğrafları burada sergilenmiş aynı zamanda birçok ustalık dersleri de burada verilmiş.
  • Tarihine göre farklı sergilere denk gelebilirsiniz
  • En üst kattaki kafede bir şeyler yudumlayarak da şehri seyredebilirsiniz. Çok güzel olduğu söyleniyor, ancak biz gitmedik :)

Saat: Pazar Çarşamba arası 09.00-23.00, Perşembe Cumartesi arası 09.00-01.00. Ayrıntılı bilgi.
Ücret: Yetişkin 120 SEK, öğrenci 90  SEK. Sadece kredi kartı ile ödeme yapılıyor. (Olmayan ne yapacak acaba)

2. Sodra Theater

  • Söderledstunneln Caddesi'nin sol tarafında sokaklarda güzel güzel kaybolduk! Sonbaharın en güzel olduğu parkları gördük.

3. Ericcson Globe

  • Sırf merakımızdan epey yakınına gittik buranın :) Çok bir esprisi olmasa da burası İskandinavya'nın en büyük arenası.

4. Gemi Turu

  • Biz kaldığımız otelin/geminin fiyatına dahil olan bu tur sayesinde 3 saat boyunca Stockholm'un dışındaki evleri ve doğayı da görme fırsatı bulduk. Yağmur hafif de atıştırıyordu bizim için bu yüzden çok güzel oldu. İçeride dart bile oynadık :)

5. Södermalm-Sofo-Götgatan

  • En sevdiğim bölge! Skinnarviksberget Monteliusvagen tepesinden Stockholm'u izleyin, ara sokaklarda saatlerce kaybolun.
  • SoFo, "South of Folkungagatan". Şehrin en cool bölgesi, çeşit çeşit kahve dükkanları bulmanız mümkün. Buranın ismi Londradaki SoHo'dan geliyor. Modanın merkezi!

 

  • Götgatan, 1.6 km uzunluğundaki pubları ile meşhur olan bir cadde! Burada, 25-30 farklı çeşit pub ve restoran bulabilirsiniz. 1644 yılında ismi Grindgatanmış sonrasında ismi modernleşerek Götgatan olmuş :)

6. Sofia Kyrka

  • Stockholm'un en beğendiğim yerlerinden birisi, hem kilise hem de çevresini gezmek oldukça keyifli. Yazın hava güzelken bir de önündeki çimlere yayılmak eminim ne keyiflidir.

7. Pelikan

  • E İsveç'e gelip de İsveç köftesi veya geyik eti yemeden olur mu? Tabii ki olmaz. Biz şanslıydık yer bulduk ama siz yine de rezervasyon yapmadan gitmeyin. Evet biraz pahalı ama Stockholm'e gelmişken denemeden dönülmez. Muhakkak denemelisiniz!
  • İsveç Köftesi: 198 SEK, Geyik Eti: 325 SEK, Soğuk içecekler: 37 SEK, Şaraplar:  80-90 SEK.

Yapmadan Dönmeyin!

  • Vasa Müzesi'ni gezmeden,
  • Gondolen'e çıkıp şehri tepeden izlemeden,
  • İsveç Köftesi yemeden,
  • Metro istasyonlarını gezmeden,
  • Skansen'e gitmeden (hava güzel olduğunda-yarım gün),
  • Tivoli'de eğlenmeden (açık ve hava güzel olduğunda-yarım gün),
  • Gemi turu yapmadan (şehirden uzaklaştıkça evler ve doğa muhteşem),
  • Gün batımını izlemeden (hava güzel olursa :)),
  • Stockholm'un 4 ana meydanını (Hötorget, Sergels Torg, Stortorget, Jarntorget) gezmeden,
  • Cheesecake yemeden ve sıcak çikolata içmeden dönmeyin!

İsveç’e özgü bu kadar yiyeceği sayıp Lingon berry (Türkçe dağ kızılcığı olduğunu duydum) unutmak olmaz. Tatlı-mayhoş-ekşi arası bir tadı var. Yukarıda da saydığım yemeklerin pek çoğunun yanında tabağınıza iliştiriliyor. Bence yemeklere de hoş bir tat veriyor. Bunun yanında reçellerini de görmeniz mümkün.

Ekip iyi olunca gezmesi de keyifli oluyor! Oldukça keyifli bir hafta sonu gezisiydi bizim için. Haydi size de iyi gezmeler!

Ezgi Demiralp

Yazar Hakkında

Ezgi Demiralp

Gezmeyi,yazmayı,fotoğraf çekmeyi seven! Gezmek,keşfetmek gerçekten virüs gibi! Bir bulaştı mı, kurtulmanız çok zor oluyor.