Dil Bilmeden ve Tek Başına Yurtdışı

Merhaba arkadaşlar,

Bu notlar gezmek istediği yerler içinde ukte kalıp da, dil bilmediği için cesaret edemeyenlere yazıldı. Umarım sizi gaza getirebilirim : )

Ben ilk ve tek yurtdışı gezimi İsveç'e yaptım. İsveç'e sempatim, dinlediğim müzik gruplarından tutun (M.Akerfeldt), Zlatan'dan, dünyaya açık telefon hattından, refah düzeyinden, güzel kızlarından, patates ve balık sevgilerinden dolayı her zaman vardı. (ve bir de Kuzey ışıkları tabiki ama o ayrı konu)  

Geçtiğimiz Kasım ayında Black Friday kampanyasında ani bir gazla karar verip Stockholm uçuş bileti satın almış bulundum. Tabi nasıl vize alınır, neler yapmak gerekir? Hiçbir fikrim yoktu. Hemen ertesi gün neler yapmam gerektiğiyle ilgi konuları araştırdım.  

İlk önce pasaport çıkarmanız gerekiyor. Bunun için şehrinizdeki herhangi bir İlçe nufus müdürlüğüne başvurunuzu yapabilirsiniz. Gitmeden önce anlaşmalı banka şubesine pasaport ve defter bedelini yatırıp, dekontunu ve 2 adet biyometrik fotoğrafınızı yanınızda götürürseniz 15 dakikada işleminizi bitirir, bi kaç güne pasaportunuzu kargo ile teslim alabilirsiniz.

Ardından vize konusu var tabi. Sizin alacağınız vize türü; Turistik amaçlı Schengen vizesi olacak.

Bildiğim kadarıyla İtalya ve Almanya'ya iData adlı resmi acente, diğer Schengen ülkelerine ise özel bir acente bakmakta. 

Bunun için çok büyük korkulara/gerilmelere gerek yok. 2 Konuya önem gösteriyorlar;

Seni ülkene geri döndürecek bir sebep var mı? (Bi mesleğin? Ssk'lı bir işin? yada evin, araban? herhangi bi şey?)
Paran var mı? Bunun için de maaş bordronuz ve banka hareket dökümüzü istiyorlar  (DİKKAT: Burada dikkat edilecek konu, vizeye başvurmadan hemen önce hesabımıza yüklü para yatırmamanız)

Bu 2 madde konusunda bir endişeniz yoksa diğerleri standart forum ve evraklar zaten. İş yerindenizden ve E-Devlet üzerinden halledebileceğiniz belgeler.
Acentenin sitesine girip randevu günü belirliyorsunuz ve sonra belirlediğiniz randevu gününde ve saatinde bizzat gidip evraklarınızı veriyorsunuz. Bir de parmak izinizi.

NOT: Vize başvurusundan önce dönüş biletinizi ve gideceğiniz ülkede konaklayacağınız yeri satın almış olmanız ya da Rezervasyon yaptırmış olmanız şart.

Pasaportumuzu aldık, vizemiz de onaylandı. Şimdi yapmamız gereken belli başlı şeyler şunlar olacak;


Gittiğim ülkede, havaalanından şehir merkezine nasıl geçerim ?

Stockholm havaalanında Arlanda Expess isimli tren ile 20 dakikada şehir merkezine geçmek mümkündü fakat pahalıydı. Ben bunun yerine bizdeki Havaş'lar gibi olan Flygbussarna isimli aracı kullandım. 
Bileti nasıl aldım konusuna gelince internet sitesinden tarih seçerek ödeme yaptım. Bana qrcode şeklinde mail gönderdiler. Araca binerken bu kodu gösteriyorsunuz ve biniyorsunuz. Genelde sistem qrcode okutarak işliyor. Havaalanında kiosklardan da vezneden de alsanız size qrcode'lu fiş verecekler. İnternetten almak daha ucuza geliyor.


Gittiğim ülkede ulaşım ağı nasıl işliyor ?

Stockholm'de 3 ana metro hattı vardı. Bunlara renk vermişler Kırmızı, Yeşil ve Mavi hat. Bizdeki M1, M2 metro gibi düşünün. Onlarda da Akbil gibi kart vardı. Tek farkı bu kart günlük çalışıyor. Yani 1 günlük, 2 günlük, 3 günlük şeklinde satın alıyorsunuz. Ve satın aldığınız süre boyunce sınırsız inip-binebiliyorsunuz. Otobüslerde de geçerli.
Bu kartı internet üzerinden değil havaalanında satın almıştım. Kartın isminin Travelcard (SL ticket) olduğunu biliyordum, Havaalanında da tourist information center'larda satılıyordu. Hemen girişte bulunur bu tarz kartlar ve görselleri zaten. İçeri girip Merhaba dedim daha doğrusu "Hey" dedim İsveçce'de Hey merhaba demek oluyormuş. Ama bunu hey! şeklinde değil tatlı tatlı, yumuşak bir tonla söylemek önemli :)

Daha sonra "I want a travelcard, 3 days" dediğim de. Okey deyip hemen broşür göstererek, fiyatları işaret etti okey diyerek kredi kartımı uzattım ve hemen satın almış oldum. Bu kart sayesinde artık 3 gün boyunca dilediğimce metroya, otobüse binebilme hakkına sahip oldum.

Konaklayacağınız Yere Giriş

Bakın bu önemli. En çok muhattap olacağınız insan burdaki görevli olacak. Yanınıza, daha önceden yapmış olduğunuz rezervasyon çıktısını mutlaka alın. Gittiğinizde selam verip, "I have a reservation" derseniz ve çıktısını verirseniz o anlar. Çok konuşursa ve anlamazsanız "Sorry, I don't speak English yada My English is Bad" demeniz gerekebilir.

Size bu konuda tavsiyem, Google'ın Translate uygulamasını cep telefonunuza yüklemeniz ve İngilizce dilini çevrimdışı da kullanılacak şekilde indirmeniz olacak.
İnternet bağlantısı varken Sesli çeviri özelliği de kullanılabilir oluyor.

Yurtdışında mobil internet nasıl kullanılır ?

Türkiye'deki hattınızı yurtdışında da kullanmanız mümkün bunun için gerekli ayarları yapmanız yada tarife değişikliği yapmanız gerekebilir. Müşteri hizmetlerinizi arayarak bilgi alabilirsiniz.
Fakat bunu yapmak yerine indiğiniz ülkede yeni bir hat almak daha ucuza gelebilir. Ben Arlanda havaalanına indiğimde Pressbyran isimli marketten yeni bir hat satın aldım. İçeriye girip, selam verip (hey) I want a mobil internet. I want a simcard" diyerek derdimi ifade etmeye çalıştım. O da bana hemen broşür çıkartarak. 2 gb, 3gb, 5gb gibi seçenekleri ve fiyatları gösterdi. 2gb olanını seçtim. Kredi kartımı uzattım ve satın altım. Simkartı telefonuma taktım, verdiği fişte yazılı olan rakam ile aktif ederek internetimi de kullanmaya başladım. Stockholm'deki 4 günümde bana 2 gb internet yetti.

Ana konular bunlar arkadaşlar, gerisi artık gezmek, tozmak. Ben bir de Stockholmpass isimli müze giriş kartı almıştım. O da aynı mantık. İnternet üzerinden kaç günlük istiyorsanız onu satın alıyorunuz, size mail ile qrcode gönderiyorlar. O kod ile geçerli olan müzelere gidip, kapıda önce selam verip, sonra "I have a Stockholmpass" diyerek qrcode'u okutmanız yeterli. Bu sayede Bot turuna bile katıldım. Söylenenleri anlamasam da bot turu da keyif vericiydi.

"I want a" kalıbını hemen hemen her yerde kullanabilirsiniz arkadaşlar.

Restorana gidip, "I want a menu" diyerek menu isteyebilir. Çat pat menüden anlayabilir (patato-patates, fish-balık, beef-sığır eti). Yada bildiğiniz bir şeyi direkt isteyebilirsiniz. "I want a kottbullar, please"

İnternet kullanmak önemli, konum servislerini kullanmak, telefonunuzdan yerinizi yönünüzü görmek çok önemli.
Metro haritasını görselini telefonunuza kaydedin. İstasyonları, bulunduğunuz konumu ve bindiğiniz metronun sırada hangi istasyona gideceğini takip edebilirsiniz.

İlk kez yurtdışına çıktım ve ilk gittiğim ülke İsveç oldu. İyi ki de İsveç'e gitmişim diyorum. İnsanları o kadar tatlı o kadar yardım sever, o kadar güler yüzlü ki. Surat asan, sizi tersleyen bir tek kişiye denk gelmedim.
Fotoğralarımı çekerken insanlardan rica ettim hepsi isteğimi çok kibar karşıladı (Excuse me, Can you take my photo?)  bunun dışında yanımda tripod götürmüştüm. İnanın çok işimi gördü. Mükemmel açılar yakıladım. Tavsiye ederim. Ucuz bir şey alsanız da yeter de artar.

Kızları gerçekten çok güzel, sarışın, renkli gözlü ama bunlar turistlerin çok olduğu yerlerde "Gamla Stan"da değil de daha iç bölgelerde bulunuyor.Djurgarden tam bir doğa cenneti. Yazın tekrar gelmek isterdim. Bir de Skansen açık hava müzesini gezemedim. Onu da gezmek isterdim.

İsveç'e gelmişken metal müzik dinlemeden olmazdı tabii. Gittim ve yerel gruplardan birkaç tanesini dinledim. Çok çok iyiydiler. Onlar için sıradan olan bu işi (hem de ücretsiz) bizde adam akıllı yapan grup yok inanın.

Umarım yazım sizi cesaretlendirmiştir. Ben de en kısa zamanda tekrar yurtdışına çıkmayı planlıyorum, dil bilmeden, yalnız.

İyi gezmeler diliyorum