Herkese kocaman selam,Kuşadası Gençlik Festivali'nden sonra Zeytinli Rock Festivali zamanı gelmişti, yani o beklenen ağustos ayı... Bu festivale çok sevdiğim arkadaşlarımın da gelme kararı aldığını öğrendikten sonra gün sayma işlemi başlamış bulunmaktaydı. 4, 3, 2, 1 derken vakit geldi çattı, akşamüzeri çantalar hazırlandı ve sabaha karşı yola çıkıldı.
Öncelikle biletimizi tabii ki kombine+kamp aldığımız için çantamıza koymamız gerekenleri göz önünde bulundurduk. Sizin için kendi çantamdaki eşyalarımın listesini başka bir yazıda paylaşacağım. Festivale 5 gün kala festivalin başka bir tarihe ertelenme kararı ile başbaşaydık; tabii ki bu durum bazı milletvekillerinin araya girmesi ile halloldu. 24 Ağustos'un sabah 9.00'unda alana ulaştık. Yolumuz 3 saat sürdü. Alanda arkadaşlarımızla buluştuk ve sıraya girdik. Kapı 12.00'de açılacaktı; fakat tahmin edin biz saat kaçta içerideydik? 16.00'da! Tam olarak 09.00 dan 16.00'ya kadar sıra bekledik.
Festivalin ilk günü çok sevdiğimiz gruplar vardı. Kendi adıma konuşucak olursam en sevdiğim grup olan Flört saat 17.00'de sahne alacaktı ve tabii ki çadır kurma, üst değiştirme derken Flört'ü dinleyemedim. Yine de festivali düzenleyen yapım şirketlerine teşekkürü borç bilirim bize böyle bir festival hazırladıkları için. Ülkenin bambaşka yerlerinden binlerce genç bir araya gelip müzikle birleşiyor, daha ne olabilir ki...
İlk günün akşamına gelecek olursak, çocukluk hayalim olan Selda Bağcan'ı dinleme fırsatım olacaktı. Sadece o mu? Tabii ki hayr; Büyük Ev Ablukada, Kurtalan Ekspres, Mogollar, Bülent Ortaçgil, İskender Paydaş gibi sanatçıları dinledikten sonra akşamına o güzel arkadaşlarımla dışarıya çıkıp ilk günün kritiğini yaptık. Az çok anlarım artık, festivaller sayesinde şimdiye kadar 220'ye yakın konser dinlemişim. Evet ilk günden çıkardığımız sonuç: Selda Bağcan tabii ki bir efsane ve diyecek bir şey bulamadık. Onun dışında İskender Paydaş'ın sahne performansını zaten beğenirim. En sevdiğim gruplardan biri olan Büyük Ev Ablukada'nın ilk defa bu kadar iyi bir konserini dinledim, enerji inanılmaz yüksekti.
İkinci gün sabah güzel bir kahvaltı yaparak başlayalım dediğimiz için yakındaki çarşıya doğru yol aldık. Geçen seneden bildiğim güzel bir kahvehane vardı, yer bulamadığımız için pideciye gittik. İlk etken sınırsız çay olmasıydı! 10 TL gibi bir ücret ödedikten sonra oradan ayrılıp denize girmeye gittik; daha sonrasında duşumuzu alıp konser alanında yerimizi aldık. Gecesinde Ceylan Ertem, Manga, Teoman, Duman gibi sanatçılar vardı. Bu güzel sanatçıları dinledikten sonra bazımız çadırına çekilip dinlendi; bazımızsa sabah görmekte ısrarcıydı. Gecenin yorgunluğunu sahilde denize karşı çay içerek attık; hem içimiz ısındı hem de güzel muhabbetlerimiz bizi asla yalnız bırakmadı.
Üçüncü gün sabahı aynı başladı, aramızda gene denize gidenler oldu. Bazımızsa yaramazlık yapmaya gittik daha önceki yazımı okuyan bilir içeride yaramazlık yapmıyorum; çünkü 10 TL hem de dışarıda daha tatlı bir ortam var. (Okumamışlar ve merak edenler için yaramazlık=bira içmek)
Üçüncü günün gecesinde o beklenen Athena konseri ve daha bir çok grup vardı. Festival gün dördüncü gün Şebnem Ferah, beşinci gün Hayko, Pentagram, Kurban gibi sanatçılarla devam etti durdu. Biz de her sabah kahvaltımızı yaptık, denizimize girdik, oyunlar oynadık, konserleri dinledik, yeri geldi çadırımızın önünde devam ettik muhabbetlerimze, yeri geldi festival alanının dışında...
Festivalden birkaç anıya değinmek istiyorum; gene bir önceki Kuşadası Gençlik Festivali yazımı okuyanlar bilir: Darbe gecesi tanıştıgım abiler vardı, hani bir de sahne alan arkadaşım Metin... Onlar da bu festivaldelerdi; hem de bu sefer çadırlarımızı yan yana kurduk. Güzel arkadaşlıklar, güzel dostluklar edindiriyor size festivaller; bir arada huzur içerisinde yaşamayı öğretiyor. Hani o hepimizin birbirimize düşman haline gelmeye başladığımız ülkemiz var ya; işte en kötü anda da, en iyi anda da yan yana olmayı ve birlik olmayı öğretiyor.
Birkaç küçük tiyo vereyim: Bira son gün içeride gece 12.00'den sonra 5 TL'ye düşer. Aynı zamanda festival alanındaki yemek standlarından pek ucuz olmasa da karnınızı doyurabilirsiniz. Fakat Zeytinli Rock Festivali alanı bulunduğu bölgenin merkezine yakın birçok kafe var ve oturmuş bir sistem var. Esnaflar gençlere alışık festival zamanı; onlar için adete bir rüya, hepsi yeterince hazırlıklı oluyor, yani arayıp da bulamayacağınız hiçbir şey olmaz. Dışarıda, sokakta, yerlerde, kaldırımlarda oturan binlerce genç var ve belli bir yere kadar yol taşıt trafiğine kapalı. Güvenlik kolluk kuvvetleri tarafından sağlanıyor, organizasyondan çok belediyenin azimli çalışması var. Kısa bir özet geçelim: Şimdi biz bu fetivalde ne yaptık denize girdik, çadırda kaldık,150 bin insan aynı alanda bulunduk, 80'e yakın grup dinledik, keşfettik, ögrendik, paylaştık; biz gene bir arada yaşamayı ögrendik, güzel insanlar tanıdık, sabaha kadar bira, şarap içtik, yeri geldi en çok çaya ihtiyacımız oldu, yeri geldi en çok bir pikeye, yeri geldi temiz bir tuvalete ve bir peçeteye, yeri geldi güzel bir duş aradık, yeri geldi o malum güvenliklerin kendini begenmişliklerine sinirlendik, yeri geldi içeri girmek için saatlerce sıra bekledik... Biz sevdik bu hayatı. Festivallerin hep yapılmasını istedik. Müzikle bir arada durmak bize iyi geldi. Kısacası şu ki gezin abi! Gezerek ögrenin, keşfedin, yaşamı sevin ve doğaya saygı gösterin.