Daha önce yolu düşenler mutlaka vardır. Ama bölgeye gidip de yolu düşmeyenlere tavsiye ederim. Mutlaka gidip görülmesi gereken bir antik kent Dara...
Mardin'in 30 km güneydoğusunda, Mardin-Nusaybin yolu üzerinde, Akıncılar köyünden 10 kilometre içeri girdiğinizde, Oğuz köyüne ulaşırsınız. Tarihte, Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur.
Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kenti’nin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuş. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuş.
Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir.
Tarihi ve mimarisiyle Anadolu’dan geçen tüm uygarlıkların izler taşıyan Mardin, cami ve türbeleri, kilise ve manastırları, tarihi evleri, kaleleri ve medreseleriyle, gerçek bir kültür mirası, eşsiz bir açık hava müzesi. Gece olduğunda, Suriye'nin ışıklarının göründüğü, düz alana yayılmasından ötürü bir gerdanlık gibi parlayan ve tamamı sit alanı seçilmiş olan Mardin, taş evleri, kapı tokmakları, çeşmeleri, harabeleri, kozmopolit kültürü, 1.000 yılı aşkın geçmişi, sıcakkanlı insanları, mırra kahvesi ve telkârisiyle masalsı bir kent.
İpek Yolu üzerinde, antik kaynaklarda Mezopotamya’nın Efes’i olarak tanınan Dara Antik Kenti ise, Mardin’in binlerce yıllık tarihini yansıtan, gözler önüne seren çok özel bölge.
Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için, askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuş. Yapılan arkeolojik kazılarda dünyanın ilk su barajına ait kalıntılara da rastlanmış ve oldukça geniş bir alana yayılmış.
Bölgede yaşayan halk ve çocuklar da ziyaretçiler çoğaldıkça, tarih ile ilgili hikâyeleri, destanları, şiirleri öğrenmekte gecikmemişler ve size "Buranın tarihini anlatayım mı..." diyerek yanınıza yaklaşıp, kendi masal dünyalarına göre anlatmaya başlıyorlar.
Şu ana kadar sadece %30'u gün yüzüne çıkan Dara’da, kale, köprü, su kanalları, su sarnıçları, kilise, arasta, saray, çarşı, zindan, tophane, kaya mezarları ve sivil yerleşim yapılarına ait kalıntılar ile Geç Roma Dönemi’ne dek uzanan mağara evler de yer almaktadır.
Muhteşem bir tarih ve kültür hazinesi olan Dara Antik Kenti, döneminin en hareketli modern ve güzel şehirlerinden biri iken günümüzde Mardin’de zengin tarihine doğru bir yolculuk yaşatıyor. Mardinli çocukların ve Daralı Sinan Aba rehberliğinde gezebileceğiniz Dara’yı ziyaret etmek, size Efes Antik Kenti ile kıyaslama imkânı verecek ve bir o kadar da sizi etkileyecektir.
Mezopotamya'nın Efes'i olarak bilinen Dara’nın henüz % 70’i toprak altında bulunmaktadır.