Nagarkot'a yolculuk güzel başladı. :) Minibüs'e ulaştığımızda içeride yer yoktu ve bir sonraki Minibüs 1 saat sonra idi. Muavin de, "Üsttede gidiliyor atlayın" dedi. Minibüsün üzerine demirden bir çerçeve yapmışlar ve 10-12 insan da orada gidiyor. İlk başta bir treddüt ettim "len nassı olcek" diye ama sonra zıpladım minibüsün üstüne! :) İyi ki de atlamışım çok keyifli bir yolculuk oldu. Süper manzara ve doğayı, rüzgar yüzüme çarparken doya doya izledim. Tabi daracık yollar ve uçurum kenarlarını da eklemek gerek. Arada ağaç dalları ve telefon kablolarını kollamam gerekti kafama çarpmasınlar diye. :) Lunapark'ta eğleniyor gibiydim!
Nagatkor 2500 rakımda yer alan kücük bir belde. Ormalık alanda ve çok güzel manzaralara sahip. İnanılmaz konumdaki pansiyonuma yerleştim ve gece manzarasına bakıp gündüz nasıl olabileceğini hayal ettim...
Sabah 05:30 ve Himalaya'lardan güneşin doğuşunu izlemek için kalkma zamanı. Kalkıp terasa çıktım ama heryer bulutlu ve sisliydi. O da ayrı bir haz verdi. Güneş doğdu ama göremedim zira bulutlar izin vermedi. Sonra tekrar yattım ve 2 saat sonra uyanıp terasa çıktığımda...
Dünyanın çatısına bakıyordum. Gördüğüm manzara ve duyduğum heyecanı anlatmakta zorlanıyoum... Üzerimde kartallar uçuyor. Kulağımda kartal sesleri ve tüm heybetiyle Himalaya dağları karşımda. Terasta oradan oraya gidip çocuklar gibi eğleniyorum. Bulutların izin verdiği ölçüde fotoğraf ve video çekiyorum. Kaldığım Pansiyonun Masalsı bir konumu var. Bir fotoğrafını ekliyorum, bunu ben çekmedim ama. Bu manzara karşısında saatler geçirip sıkılmazsınız.
Burada 2 gün kaldım ve hiç sıkılmadım. Tertemiz havası harika doğası beni yeniledi. Yürüyüşler yapmak, kitap okuyup müzik dinlemek, dinlenmek ve yenilenmek için harika bir yer. Çok çeşitli ve uygun konaklama seçenekleri mevcut.
Yazım uzun değil ama fotoğrafların anlatmak istediklerimi anlattığını düşünüyorum. :)