Fotoğrafa merak saldığımdan beri hayalim bir gün gidip Santorini’yi çekmekti. Bu sebeple Yunanistan seyahatim boyunca beni en çok heyecanlandıran durağım; bir zamanlar kayıp şehir Atlantis olduğuna inanılan ada Santorini idi.
Volkanik hareketler sonucu oluşmuş olan ada, tam bir doğa mucizesi. Adanın sunduğu manzaralar inanılmaz. Eşi benzeri yok. Bu yüzden boşuna dünyanın en güzel 10 adasından biri seçilmemiş.
Nüfusu 15 bine yakın. 500 binden fazla turist de her yıl adayı ziyaret ediyor. Santorini’ye Atina’dan her gün feribotla ulaşım mümkün. Yaklaşık 4-5 saatlik yolculuğun ardından Santorini’ye ulaşıyorsunuz.
Kaldera, Santorini
Santorini, sönmüş bir volkanın ağzında yer alıyor. Kaldera denilen ağızın bir kısmı çökmüş ve hilal şeklini almış. Ortasında ise çok değil 300 yıl önce olan bir deprem sonucu 2 ufak ada ortaya çıkmış. Adaya deniz yoluyla ulaşım hilalin açık kısmından yapılıyor. Kaldera’nın arka kısmı düzlük olduğu için bir havalimanı da mevcut. Adanın denize girilen plajları bu kısımda yer alıyor. Kamari Beach, Perissa Beach, Perivolos Beach, Red Beach ve White Beach en popüler olanlarından… Araçla ulaşımın olmadığı Red Beach’in etrafındaki dağ, toprak tamamen kırmızı. Diğer plajların ise kumu neredeyse tamamen siyah. Bu plajlara tekneler ile turlar düzenleniyor. Lavlar arasında kalmış antik şehir Akrotiri de görülmesi gereken yerlerden biri.
Kaldera’nın ortasında 300 yıl önce bir deprem sonucu ortaya çıkan ada
Volkanın ağzı Kaldera aslında Thira diye biliniyor. Santorini, Thira ile birlikte etrafındaki adaların geneline verilmiş bir isim. Başkenti Fira. Feribot seferleri yeni liman diye adlandırılan Athinios Port’a yapılıyor. Cruise gemilerinin yolcuları ise botlarla Fira’daki eski limana getiriliyor. Adayı en güzel gezme yöntemi bir araç kiralamak. Liman bölgesinde uygun fiyata biraz da pazarlıkla araba kiralanabiliyor. Dilerseniz scooter veya ATV de kiralayıp gezebilirsiniz.
Fira limanından Kaldera’nın tepesindeki şehir merkezine eşeklerle veya teleferikle ulaşım mevcut. Fira, adanın aynı zamanda eğlence merkezi. Birçok restoran ve otel de bu bölgede yer alıyor. Kayalara oyulmuş ve düzgün boyanmış evler hayranlık uyandırıcı manzaralar ortaya çıkarıyor. Adanın diğer ucunda yer alan Oia’ya göre Fira çok daha hareketli ve kalabalık.
Fira
Fira’nın biraz ilerisinde Imerovigli yer alıyor. Burası adanın en yüksek noktasında yer alıyor. Daha çok lüks oteller bu bölgede yoğunlaşmış.
Imerovigli
Imerovigli
Imerovigli
Grace Hotel, Imerovigli
Güneşin batışının en güzel izlendiği yer olan ve adanın en kuzey ucunda yer alan köy Oia (İa), Imerovigli’den 10 km uzaklıkta yer alıyor. Oia, Fira’ya göre daha sessiz ve sakin. Manzarası çok daha güzel. Mimarisi de çok iyi korunmuş. Hemen altında yer alan Ammoudi Körfezi yan yana balıkçılarıyla gidilmesi gereken adreslerden. Adanın çevresini turlayan katamaran turları Ammoudi’den başlıyor.
Oia’da gün batımı
Oia’da yunan ürünleri satan mağaza tezgâhı
Ammoudi Bay
Oia ile Ammoudi Bay arasındaki yol
Santorini’de bol bol üzüm bağları olduğundan şarapları oldukça ünlü. Fiyatları da çok ekonomik. Ada sunduğu eşsiz manzaralarla romantizm arayanların da gözdesi. Dünyanın sayılı balayı destinasyonlarından biri olarak kabul ediliyor.
Gelelim Santorini'de mutlaka uğramanız gereken restoranlara.
SEA SIDE BY NOTOS RESTAURANT
Perivolos Beach’te yer alan Sea Side, Akdeniz’e özgü malzemeleri dünyanın farklı yerlerinden tekniklerle pişirip, yenilikçi biçimde sunuyor. Kendine ait plajı bulunan restoranda, plaj kısmına da yemek servisi yapılıyor. Sea Side menüsünden seçtiklerimiz Santorini salatası, kâğıtta baharatlı Feta peyniri, kızarmış peynirli ekmek, kalamar ızgara ve Fish and Chips’ti. Kurutulmuş domates, ton balığı ve tarama soslarıyla servis edilen ekmek kızartmasını çok beğendim. Her şeyden önce sunumu çok renkliydi. Bizim hamur işi kızartmalarımıza benziyordu. Kalamar da ızgara da yumuşacık ve lezzetliydi.
Sea Side Plajı
Mini kalamar ızgara ve fish&chips
Santorini Salatası
Kızarmış Peynirli Ekmek
Santorini birası olan Yellow Donkey
Sea Side Cocktail
TAVERNA KATINA
Ammoudi Bay’de yer alan restoran, Katina ve kızı Vagelio tarafından işletiliyor. Balıkları seçip, tarttırıp anında fiyatını öğreniyorsunuz. Kabul ederseniz hemen pişirilip servis ediliyor. Katina, geleneksel Yunan öğeleri taşıyan sıcak bir dekorasyona sahip. Ayrıca mutfağı, tuvaleti ve masaları tertemiz. Servis çok hızlı ve garsonlar son derece güler yüzlü. Santorini gibi bir turizm cennetinde olduğunuzu düşünüp fiyatların çok yüksek olduğunu sanmayın. Boğazdaki balıkçılardan çok daha ucuz bir hesap ödüyorsunuz. 4 kişi olarak iskorpit, ıstakoz, kalamar ve salata için 300 TL ödedik. Baklava ve kahveler de işletmenin ikramıydı. Lezzetli yemekleri ve uygun fiyatıyla mutlaka gidilmesini tavsiye ediyorum.
Taverna Katina
Taverna Katina
Taverna Katina’nın taze balıkları ve deniz ürünleri
Izgara Kalamar
Istakoz Izgara
İskorpit Izgara
CHROMATA UP STYLE HOTEL
Imerovigli’de yer alan Chromata Up Style Hotel şimdiye kadar kaldığım en güzel otellerden biriydi. Üst sınıf lüks hizmet anlayışıyla hizmet veren bir butik otel. Manzarası ise baş döndürücü. Her yer bembeyaz. Sadece deniz ve gökyüzü ile infinity havuzu mavi. Odalar mağaraların içine yapılmış. Her odanın kendi balkonu var. Sabah kahvaltısını herkes kendi odasının balkonunda yapıyor. Sessizliğin hâkim olduğu muhteşem Kaldera manzarasına karşı kahvaltı keyfi inanılmaz. Her oda da binlerce müziğin yüklü olduğu ipodlar ve dockları mevcut. Ayrıca otele giriş yaptığınızda size özel cep telefonu da veriliyor.
Chromata Up Style Hotel
KISSING FISH:
Oia’da dolaşırken karşımıza çıkan bu dükkânda, ayaklarınızı soktuğunuz içi su dolu küplerde bulunan özel balıklar ayaklarınızdaki ölü deriyi temizliyor. Türkçesi “öpen balıklar” olan bu ilginç deneyimi yaşamak istedik. Sahibi Gioatta, bazı balıkların özelliklerinden bahsetti. Aslında bu tedavi yönteminin Anadolu’dan çıktığını ancak dünyaya Çinlilerin tanıttığını söyledi. Balıklar ölü deriyi temizlediği gibi, kan dolaşımını hızlandırıyor, akupunktur etkisiyle tüm vücutta rahatlama etkisi yaratıyor. Yanlış anlaşılmasın, balıklar ölü derinizi yiyip karınlarını doyurmuyor. Deriyi koparıp atıyorlar. Düzenli olarak kendi yemleriyle besleniyorlar. Küplerdeki su ise sürekli UV ışınlarıyla temizleniyor. İlk ayağınızı suya soktuğunuzda elektrik çarpmış hissine kapılıyorsunuz. Bir süre sonra gerçekten rahatlama hissi her yerinizi kaplıyor. Yorulan ayaklarınız için denemenizi tavsiye ederim; 10 dakikası 15 Euro.
Kissing Fish