Schilthorn - Piz Gloria: 007 James Bond

Söz konusu İsviçre  olunca durum biraz da zirvelerden zirve beğen oluyor.

Interlaken bölgesi biliyorsunuz ki Avrupa’nın yüksek zirvelerine de ev sahipliği yapıyor. 4.158 metre yükseklikteki Jungfrau Dağı, 4.107 metre yükseklikteki Mönch Dağı ve 3.970 metre yükseklikteki Eiger Dağı işte hep bu bölgede. Jungfrau-Aletsch Koruma Bölgesi aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Top of Europe: Jungfrau

Interlaken’ı ziyaret edenlerin en yoğunlukla ziyaret ettiği yer ise “Top of Europe” olarak anılan Jungfrau Dağı. Adının anlamı “genç kız” ya da “bakire” olarak çevrilen dağ, Avrupa’da teleferikle ulaşılabilen en yüksek nokta. Buraya yine Interlaken’dan tren ve teleferik kullanarak çıkabiliyorsunuz. Tepedeyse sizi türlü aktiviteler karşılıyor. Yaz aylarında farklı, kış aylarında farklı alternatifler var ama duyduğuma göre en ilgi çekici aktivitelerden biri kar üzerinde zipline’mış.

Jungfrau'da bir Buz Sarayı

Tepede aynı zamanda bir de Buz Sarayı var. Biz bundan yaklaşık 2 sene önce yaptığımız Zermatt gezimizde Matterhorn Glacier Paradise’ı ziyaret etmiş ve çok da fazla etkilenmiştik. Aslında buradaki Buz Sarayı'nı da görmek istiyorduk ama zaman kısıtlı olunca biz Jungfrau’yu bir sonraki sefere bırakıp 007 James Bond filmlerine mekan olmuş Schilthorn Piz Gloria’ya gitmeyi tercih ettik.

Schilthorn Piz Gloria

Tabii ki başlangıç noktamız yine Interlaken Ost. Buradan ilk olarak trenle yaklaşık 15-20 dakika süren bir yolculukla Lauterbrunnen’e ulaştık. Bu bölgede de konaklama alternatifleri ve birkaç kafe bulunuyor.

Yürüyüş Severlerin Favorisi: Lauterbrunnen

Lauterbrunnen daha çok yürüyüş rotalarını sevenler tarafından tercih edilen bir bölgeymiş. Interlaken deniz seviyesinden 567 metre yüksekteyken Lauterbrunnen 796 metrede.

Bu da demek oluyor ki yukarılara çıkmaya başladıkça üzerimize kalın bir şeyler almamız gerekecek. Çünkü daha burada bile hava değişimi kendini hissettirdi.

Bu arada söylemeden geçmek olmaz. Interlaken bölgesinde hizmet veren trenlerin büyük çoğunluğunda sehpalar üzerinde bölgenin haritası var. Böylelikle hem seyahat edip hem de nerede olduğunuzu çok daha net bir şekilde kavrayabiliyor, bir sonraki gün gideceğiniz yere karar verebiliyorsunuz.

Evet gelelim Lauterbrunnen’e… Ulaşım ağını öyle güzel kurmuşlar ki. Trenden indiğimiz gibi belki 30 belki 40 metre yürüdük ve otobüs durağındayız. Buradan zirveye çıkmak için Stechelberg Teleferik İstasyonu’na gideceğiz. Yol yaklaşık 15 dakika kadar sürecek. Biz de dedik ki: “Hadi güzel fotoğraflar çekeriz otobüsün en arkasına oturalım.” Oturduk da. Ama bir baktık ki arkamıza römork tarzı bir bölüm daha eklendi. Dolayısıyla bizim çekmenin hayalini kurduğumuz fotoğraflar da hayal oldu.

Ama buna rağmen yol boyunca gördüğümüz manzaralar bizi mest etmeye yetti.

Sarp kayalardan dökülen şelaleler, yemyeşil doğa ortasındaki ahşaptan yapılma evler, minik çiftlikler, çimlerde otlayan inekler, yürüyüş yapan turist grupları, bisikletçiler… Tam olarak pastoral bir ortam…

Yolda bir de helikopter pisti gördük. Burası aslında çevrede helikopter turu yapan bir merkez... Fiyatlar her ne kadar epey yüksek olsa da bu sarp kayaların arasından helikopterle yükselmek ve Alp dağlarının tepesinde dolaşmak için değeceğini düşünüyorum.

Stechelberg Teleferik İstasyonu

Sonunda Stechelberg İstasyonu’ndayız. Burada kısa bir bekleyişin ardından yaklaşık 30-40 kişi kapasiteli bir cable cara binip, yavaşça manzaranın üzerine doğru yükselmeye başlıyoruz. Biz yükseldikçe sanki manzara daha da güzelleşiyor. Biraz önce uzaktan gördüğümüz şelalelere yakınlaşarak geçiyoruz yanlarından.

İkinci durak: Gimmelwald (1363 metre)

Aşağıya baktıkça evler, insanlar, araçlar küçülüyor ve ikinci istasyon Gimmelwald’a varıyoruz. Gimmelwald, Stechelberg ve Mürren arasında, deniz seviyesinden 1363 metre yükseklikte yer alan ufak bir köy.

Yavaş yavaş yükseliyoruz: Mürren (1638 metre)

Burada kısa bir bekleme sonrası bir sonraki istasyon Mürren’e doğru hareket ediyoruz. Yükselmeye devam ettikçe ısı düşüyor ve sis artıyor. İşte o an Murat’la birbirimize “Bu sis hiç olmadı ama...” dercesine bakıyoruz. Artık 1638 metrede Mürren’deyiz.

Birg Teleferik İstasyonu (2677 metre)

Mürren’de inip başka bir teleferiğe geçiyoruz. Yaklaşık 10 dakika daha çıktığımızda vardığımız yer 2677 metredeki Birg İstasyonu. Artık üşümeye başladık. Çünkü o kadar da hazırlıklı gelmemiştik açıkçası. Birg’e geldikten sonra etrafta flora ve fauna da farklılaşmaya, ağaçlar iyice azalmaya başlıyor.

Veee Schilthorn Tepesi – Piz Gloria (2970 metre)

Buradan sonra artık zirveye bir 300 metremiz falan kaldı. Oraya da teleferikle çıkıyoruz ve ulaştığımız yer Schilthorn’un Tepesi – Piz Gloria. Deniz seviyesinden tam 2970 metre yüksekteyiz. Vardığımız noktada çok güzel bir merkez var ve 4 kattan oluşuyor. İlk vardığımız nokta -2. kat, yani teleferiğin ulaştığı alan.

James Bond Dünyası'na giriş

Buranın bir üst katında artık James Bond dünyası ile tanışmaya başlıyoruz. Çünkü bu bölge 007 James Bond filmlerine mekan olmuş. Dolayısıyla da bu katta burada çekilen filmlerin ve sahne arkalarının gösterildiği bir sinema salonu yer alıyor. Burada Murat’la oturup gösterilenleri izliyoruz. Böylece o macera ve aksiyon dolu sahnelerin ne zorluklarla çekildiğine tanık oluyoruz.

Yine aynı katta yer alan 007 James Bond Dünyası bölümündeyse filmde kullanılan bazı unsurların sergilendiği alanı görüyoruz. Burada aynı zamanda bir helikopter ve içinde de simülasyon var. Murat’ı bu bölümden ayırmakta epey uğraştım açıkçası.

Biraz ilerisinde başka bir kar aracı ve hedef oyunu var. Bu bölüm hem bizlere hem de çocuklara hitap ediyor. Biz özellikle burada 007 James Bond ve Bond Kızları konseptli tuvaletlere bayıldık.

Buraya gelmişken bahsettiğimiz yerlere mutlaka girin!

Ve bir üst kat. İşte tam bu katta kafe, hediyelik ürün mağazası ve de manzara terası var. Teras 360 derece. Harika yapılmış ve eminim ki açık havada manzara da harikadır. Ama maalesef bizim şansımıza sisten neredeyse burnumuzun ucunu bile göremedik. O nedenle terasta da fazla vakit geçirmedik.

En üst katta ise yine filmde de mekan olarak gördüğümüz restoran var. Oldukça şık olan bu restoranın özelliği 360 derece dönüyor olması. Eminim  burası da teras gibi açık havada çok keyiflidir. Çünkü siz masanızda otururken sürekli manzara değişiyor. Ancak dediğim gibi biz gittiğimizde maalesef sisten dolayı her yer bembeyaz görünüyordu.

Bu arada restoranın fiyatları Interlaken merkezindeki restoranlarla kıyaslandığında çok fahiş değil, hatta çok yakın. O nedenle programınıza bu keyifli yolculuk sonunda müthiş manzara eşliğinde hoş bir yemek ekleyebilirsiniz.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni