St. Louis - Vahşi Batıdan Önceki Son Durak

Texas ve Tom Miks'in yaşadığı dönemlerde vahşi batıya göç eden kervanların, vagonların aylar sürecek yolculukları için yiyecek, silah, cephane, giyim gibi ihtiyaçlarını tedarik etmek amacıyla uğradıkları son durakları ve görecekleri son büyük şehir ve St. Louis, ortasından nehir geçen şehir...

Kuzey Amerika'nın en uzun, dünyanın 4. büyük nehri Mississippi, St. Louis şehrini ikiye bölmekle kalmıyor, iki eyaletin,Illinois ve Missouri'nin de sınır çizgisi. Mississippi adı, Ojibwa yerlileri tarafından konmuş ve Kızılderili dilinde "büyük ırmak" anlamında. 

St. Louis adı ise, şehir de bir heykeli de bulunan Fransa Kralı IX. Louis'den gelmekte. Şehrin batı kesimi tamamen bağımsız olduğu için özel statüde. Neden derseniz burası kızılderililerin "reservation" bölgesi.. yani, kızılderili yerleşim bölgesi.. buradaki kızılderililer kendi kanunlarına göre yaşıyorlar. 'Redskins', Kızılderililer, Kuzey Amerika'ya ilk yerleşen halk olsalar da, Avrupa kökenli Amerikalılar tarafından, kendi vatanlarından yani doğup büyüdükleri topraklardan sürülerek çok daha küçük bölgelere yerleşmek zorunda bırakılmış, büyük kısmı da soykırıma uğramışlar. Bugün artık Amerika'da hükümet tarafından tanınan ve bazı fırsat ve ayrıcalıklar (örneğin kumarın yasak olduğu eyaletlerde kumarhane işletmek gibi) elde etmiş 554 Kızılderili kabilesine bulunuyor.. Bu şehrin ekonomisi ve dolayısıyla turizmi de buradaki kumarhaneler sayesinde daha da canlanmış. 

Şimdi şehri gezmeye başlayalım.

Şehir nehrin her iki yakası boyunca kurulmuş, nehrin kıyısı yemyeşil bir park olarak düzenlenmiş. Nehre paralel uzanan cadde en yoğun turistik bölge, burada şık faytonlarla gezebilir, teknelerle nehirde bir gezintiye çıkabilirsiniz (1 saatlik tekne turu 20$). Şehrin en ilginç atraksiyonu ise yine burada bulunan, ABD'nin batıya doğru genişlemesine adanmış bir anıt kemer, Gateway Arch - Kemer. 192 metre yüksekliğindeki şehrin simgesi kemer, Amerika'daki en yüksek insan yapımı anıt. Şehri tepeden kuşbakışı görmek veya nehir ve çevresinin manzarası icin denemelisiniz. (Giriş 3$ ama tepeye yolculuk 13$.)

Kemer'in hemen yanında yer alan tarihi bina Old Court House - Eski Adliye Binası 1800'lü yılların başında inşa edilmiş. İçine girin ve müthiş kubbesini mutlaka görün, Kızılderilileri anlatan ilginç müzeyi gezmeyi de ihmal etmeyin. Bu binanın karşısında sevimli ve gülen yüzleriyle, bağımsızlıkları için mücadele veren, ilk zenci çift Scott'ların çiftin heykelini de kaçırmayın.

Forest Park - Orman Park - Amerika'nın - New York'taki Central Park'ı da dahil- en büyük parklarından. Mevsim nedeniyle yemyeşil diyemiyorum ama yoğun ağaçlara bakınca bahar ve yaz aylarında nasıl olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Park, yürüyüş, koşu, paten yapanlar, bisiklete binen, çimenlerin üzerinde güneşin tadını çıkaran insanlarla canlı ve oldukça kalabalık. 

Parkta güzel ve keyifli bir gün geçirmek icin diğer alternatifler ise;

Art Müzesi, Tarih Müzesi ve 700 den fazla galerisi, canlı demonstrasyonları ücretsiz izleyebileceğiniz Bilim Müzesi.

Hayvanat Bahçesi - Amerika'nın en ünlü ve en büyük hayvanat bahçelerinden biri, 19,000 hayvana ev sahipliği yapıyor. Tamamını gezmek her bölümde ne kadar vakit harcayacağınıza bağlı ama en az 3-4 saat zaman geçirebilirsiniz. Benim ilgimi en çok çeken bölümlerden biri penguenlerin olduğu bahçe oldu, aramızda sadece kısa bir cam vardı ve bu sevimli hayvanlara ilk kez bu kadar yakın ve karşı karşıya idim. Deniz aslanları suyun üzerine çıkıp kendilerini fazlaca göstermeseler de su altını gösteren camlı bölümden suyla danslarını izleyebildik. Sevimli yavru orangutan da bize epey maskaralık yaptı doğrusu. Sevdiğiniz hemen her hayvanı burada görebilirsiniz. (Giriş ve araba park alanları ücretsiz.) 

Botanik Bahçesi - Binlerce çeşit bitkinin sergilendiği, çeşitli festivallerin düzenlendiği, Amerika'nın sayılı botanik parklarından. Bu kente gelirseniz mutlaka gezmeniz gereken parka giriş 8 Dolar, park yeri ve çocuklara giriş ise ücretsiz. 

Bu şehirde ne yemeliyiz derseniz, bize burada İtalyan yemeği yemelisiniz deseler de biz çok otantik ve gerçek bir Meksika lokantasını tercih ettik. Şehrin ünlü baseball takımlarının maçlarının oynandığı büyük stadyumun etrafında ise sayısız blues ve jazz barları, kafe ve çeşitli restoranlar bulabilirsiniz. Meraklıları icin 'Hard Rock Cafe' de Market Caddesi'nde.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.