Havaların mevsim normallerinden iyi olduğu Mart ayında hafta sonu İstanbul’dan uzaklaşmak istemiştim. Arkadaşlarla dağ evi konseptinde anlaştık. Şömine, doğa ve sessizlik…
İstanbul’a yakın olması sebebiyle Abant bizim için uygundu. Ama dağ evi bulmak zulüm oldu. Günlük kiralık dağ evi bulamadık. Bulduklarımızın ise aynı resimler ve aynı kişi isimleriyle farklı şehirlerde kiralama ilanları olduğunu gördük. Araştırdığımızda da dolandırıcılığının çok olduğunu öğrendik. Mecburen pansiyon/otel tarzı bir yere gitmek zorunda kaldık. Fiyatlar oda ve kişi başı olduğu için günlük kiralamanın çok üzerine çıkıyordu. Biz de müstakil bir evi olan Abant Dere Pansiyon'u tercih ettik.
İstanbul-Bolu yolu gayet iyi. Yolda bir problemle karşılaşmadık. Tabi yol üzeri dinlenme tesislerinde mola vermeden yolculuk bitmez. Yaklaşık 2,5 saat sonra Abant’a vardığımızda Abant Milli Parkı yolunda sağlı sollu tesisler gördük. Akşam yapacağımız mangal alışverişini yaptıktan sonra pansiyona yerleştik.
Küçük bir nehir, boylu boyunca orman içinden devam ediyor. Nehir kenarında sucuk-ekmek satan seyyarlar ve piknik yerleri bulunuyor. Akdaş sucuğu bölgede meşhurdur. Nereye gitsek bu sucuk markasıyla karşılaştık. Bazlama içerisinde sadece mangal sucuk yemek için bile Bolu'ya tekrar gidebilirim.
İlk gün Abant Milli Parkı’nda yürüyüş ve akşamı pansiyonumuzun bahçesinde mangal keyfinden sonra konaklama planladık. Pazar günü ise günübirlik turları örnek alarak Mudurnu, Sünnet Gölü, Çubuk Gölü ve Göynük rotasını izleyerek İstanbul yollarına düştük.
Abant Milli Parkı’na araba ile giriş ücretlidir. Fakat içerisinden Mudurnu mevkine doğru transit geçiş yapacaksınız ücret ödemenize gerek bulunmuyor. Daha önce geldiğimde göl donmuştu. Şimdi ise hava yürüyüş için çok uygundu. Balık tutanlar, ata binenler, faytonla gezenler…
Dağların üzerinde oluşmuş krater ve birikinti gölünün çevresinde yükseklik 1700 metreye kadar çıkmaktadır. Çevresinde çam, köknar, kayın, meşe, kestane, gürgen, kavak, yabanıl meyve ağaçları bulunmaktadır. Doğanın renkleri adeta resim kadar canlı ve karışık.
Göl çevresindeki yürüyüş yolu 7,5 km’dir. Durmadan yürümek yorucudur. Eşofmanlarınızı giyip fotoğraf makinenizle geziye çıktığınızda havanın temizliği yorgunluğunu hissettirmiyor. Ama o kadar acıkıyorsunuz ki sucuk molası vermeden olmuyor!
İstanbul’dan gelmemiz sebebiyle ve temiz havanın etkisiyle yorgunluk erkenden etkisini gösterdi. Kendimizi ikinci güne hazırlamamız zaman aldı... Bu iki gün ne yaptık? Fotoğraflar daha çok şey anlatıyor sanırım: Mudurnu-Göynük-Abant Foto Galeri
Daha önce ki yıllarda da kış aylarında Abant'ı ziyaret etmiştim. Kış ayları da ayrı bir görsel şölen: Abant Foto Galeri
Farklı ülkeler ve şehirler için: Tatiliyet Gezi Rehberi