Uzak Doğu'nun Paris'i: Şanghay

Çin seyahatimize, Uzak Doğu’nun Paris’i olarak adlandırılan Shangai’dan başlıyoruz. Burası büyük bir ticaret ve alışveriş merkezi. Şehir, Yangtze nehri deltası üzerinde kurulmuştur. 19. yy’da bir balıkçı kasabası iken, günümüzde dünyanın en yoğun ve en büyük liman kentleri arasında yerini almıştır.

Dünyanın 8. büyük şehri ve en büyük kargo limanıdır. Bu şehirdeki gökdelenlerin New York’takilerden fazla olduğu söyleniyor. Devasa alışveriş merkezleri, Otel kompleksleri, büyük anayol ve viyadükleri, gece kulüpleri ile tam bir megakent. Bu arada kendi kültürel miraslarını da korumayı başarmışlar.

Şanghay konaklama açısından birçok seçenek sunan bir şehir. Burada pahalı ve ekonomik oteller arasından birkaç otel tavsiyesi verilecek olursa New Harbour Service ApartmentsHalk Meydanı'na 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunan tercih edilebilecek oteller arasında. Bu otelin yanında Pudong’da bulunan ve Shanghai Uluslararsı Fuar Merkezine yakın bir konumda yer alan Holiday Inn Shanghai otelini düşünebilirsiniz. Fiyat olarak da uygun olan otel şehrin birçok turistik mekanına ulaşabileceğiniz bir lokasyonda bulunuyor. Eğer bütçeniz kısıtlıysa ve daha ekonomik otellere bakıyorsanız, şehrin en ünlü alışveriş caddesi olan Nanjing’e çok yakın bir konumda olanShanghai Fish Inn East Nanjing Road otelini düşünebilirsiniz. Şanghay’da ki diğer otel seçenekleri için istersenizburadan booking.com’a girebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.

Huangpuziang nehri şehri ikiye bölmüştür. Nehrin bir tarafı Waitan, diğer tarafı Oriental Pearl TV Pudong bölgesi ve gökdelenler.

Şehri tanıyabilmek için önce Huangpuziang nehri üzerinde bir tekne turu yapıyoruz. Nehir üzerindeki Yangpu köprüsünü, Nangu köprüsünü ve diğer birkaç köprünün altında geçiyoruz. Waitan bölgesindeki muhteşem mimari örnekleri, Oriental Pearl TV (uzakdoğu’nun incisi TV kulesi) ve Jian Mao kulesini, Pudong bölgesini ve gökdelenleri seyrediyoruz. Bu keyifli gezi bizlere görsel bir şölen yaşatıyor.

Ertesi gün eski Chenghuangmiao tapınağına gidiyoruz. Burası 15. Yy’da tipik Çin mimarisi ile yapılmış bir tapınak. Kırmızı sütunlar, kırmızı Çin fenerleri, ahşap oymalar, tütsüler, ibadet eden insanlar ve tapınağa bağış yapanların isminin yazılı olduğu kumaş bayraklarla süslenmiş etkileyici bir tapınak. Tapınağın etrafındaki sokaklarda alışveriş dükkanları ve de Çin’e özgü yemekleri yiyebileceğiniz restoranlar mevcut. Buradaki restoranların en önemlisi İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth’in yemek yediği “Nanxiang Baozi”’dur. Bu restoran yaptığı ünden dolayı her zaman çok kalabalıktır. Bu nedenle gitmek istediğiniz de mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Restoranın da adında yer alan “Baozi” kelimesi, buharda pişirilen bir Çin mantısı anlamına gelmektedir.

BuradanYu Yuan bahçelerine doğru ilerliyoruz. Bahçelere giderken geçtiğimiz dar sokağın 2 tarafında her çeşit Çin mallarının satıldığı irili ufaklı dükkanlar bulunuyor. Yerel Çin yemeği yemek isteyenler için de çok sayıda seçenek var. Açıkta satılan çeşit çeşit böcek kızartmaları da bu sokağa renk katan unsurlardan.

Yu Yuan bahçelerine sadece Yuan da denilmektedir ve “mutluluk bahçesianlamına gelmektedir. Bu bahçe 400 yıllık bir geçmişe sahiptir. Ming Hanedanlığı döneminde bakanlık yapan Han Yunduan, yine kendisi gibi bakan olan babası Han En için yaşlılığını mutlu geçirsin diye 28 yıllık bir uğraştan sonra bahçeyi tamamlamıştır. Ancak babası bahçeyi göremeden vefat etmiştir. Han Yunduan’ın ölümünden sonra ailesi ekonomik krize girmiş ve bu nedenle bahçe satılmıştır. Bahçe birkaç defa el değiştirdikten sonra Shangai Belediyesi, büyük maliyetler ile bu bahçeyi restore ettirerek turizme açmıştır.

Bahçe 6 temel bölümden oluşuyor. İçinde pek çok köprü ve kuleler mevcut. Yaklaşık 20 hektarlık alana yayılmış olan bahçeye tipik Çin mimarisi ile yapılmış bir kapıdan geçerek yemek davetlerinin verildiği bir salona geçiyoruz. Salon tamamen ahşaptan yapılmış. Çatılar ve çatı üzerindeki Dragon başlıklar, tipik Çin mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Salonun arkasındaki kayalar birbirlerine kireç ve pirinç tutkalı ile yapıştırılarak 12 metre yüksekliğinde bir tepecik oluşturulmuş.

Yemek salonundan ana salona yan yana iki koridordan geçiyoruz. Bu koridorların geniş olanı erkekler, dar olanı ise kadınlar için yapılmış. Oldukça büyük olan salon aynı anda 300 kişiyi ağırlayabiliyor. Salonun karşısında bulunan bir sahne var. Döneminde burada yaşayan aile bu sahnede opera seyrediyormuş.

Şehrin her yerindeki tabelalar hem Çince, hem de İngilizce. Gelir dağılımı orantısız. Shangai nüfusunun %5’i çok çok iyi koşullarda, %95’i fakirlik sınırının altında yaşıyor. Rehberimiz aylık gelirlerinin 10-15 dolar arasında olduğunu söylüyor.

Sokak aralarında gezerken çamaşır kurutma yöntemleri çok ilgimi çekti. Ütüye gerek kalmasın diye kamışları kazakların iki kolundan geçirerek kurutuyorlar. Sokaklar bu suretle kurutulmaya bırakılmış çamaşırlarla dolu.

Buradan Yeşim taşlı Buda (Jade Budha) tapınağına gidiyoruz. 1882 senesinde yapılan bu tapınağın içerisinde 2 adet Buda heykeli var. Bunun en önemlisi tapınağın ikinci katında bulunan beyaz yeşim taşından yapılmış olan oturan Buda. 1,9 metre yüksekliğinde ve 1,5 ton ağırlığında olan bu heykele dar merdivenlerden çıkarak ulaşıyoruz. Ancak burada çekim yapmak yasak. Duvarlardaki ahşap oymalar çok etkileyici.

Yeşim taşı Çinliler için kutsal bir taş, negatif enerjiyi aldığına inanıyorlar.

Alt kata indiğimizde ise yine beyaz yeşim taşından yapılmış mücevherler ile süslü yatan Buda heykeli var. Bu heykel daha yakın dönemde yapılmış. Üst katta kamera kullanımı yasakken burada çekim yapabiliyorsunuz.

Tapınağın bahçesine geçiyoruz. Yemyeşil bahçe içinde tipik Çin mimarisi ile yapılmış çatılar, her yerde asılı kırmızı Çin fenerleri, tütsüler, tapınağa bağış yapanların isminin yazılı olduğu kumaş bayraklarıyla tam bir bayram yerini andırıyor.

Buradan ipek işlenen bir fabrikaya gidiyoruz. Burada ipek kozalarını suyun içine atarak ipin ucunu bir mekanizmaya takıyor ve makaraya sarıyorlar. 1 kozadan yaklaşık 2.000 metre ip çıkıyormuş. Daha sonra ise bu ipekler işleniyor.

Ayrıca yine kozayı açıp, içinin çekirdeğini ve içindeki böceklerini alarak, elleri ile çeke çeke 1 yorgan büyüklüğüne getiriyorlar. Bunları da üst üste dizerek yorgan yapıyorlar. Yumuşacık olan bu ipek yastık ve yorganlar Çin’den alınması gerekenler arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Şehirde görülmesi gereken yerler arasında Shangai Tiyatrosu da bulunuyor. Bu tiyatro Shangai merkezinde 2 hektarlık bir alana kurulmuş olan 10 katlı bir bina. Doğu ve batı kültürünün özelliklerini harmanlayarak yapılmış olan bina 70 bin metrekare. Binanın çatısı ise yay şeklinde.

Tiyatronun sadece lobisi 2.000 metrekare ve bembeyaz. Dev beyaz mermer sütunlar ve iki yanındaki merdivenleri ile çok güzel bir görüntü veriyor. Tiyatroda 3 salon var. Büyük salon 1.800 kişi kapasiteli ve 3 katlı. Diğer salonlar ise 600 kişilik ve 300 kişilik.

Shangai Şehircilik ve Planlama müzesi de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. 4.000 metrekarelik alan üzerine kurulu olan 4 kattan oluşan müzenin kapladığı toplam alan 20.600 metrekare. 1998 – 2001 seneleri arasında yapılmış. 7.000 metrekarelik bir sergi alanı var.

Müzenin ana binası geleneksel Çin şehirlerinin giriş kapılarından esinlenilerek yapılmış. Müzenin çatısı da oldukça ilgi çekici. Shangai’nin sembolü olan beyaz manolya şeklinde 4 yapı var. Müzede Shangai’nin geleceğe yönelik şehir planlamaları da bu müzede sergileniyor.

Shangai’de dolaşırken aklınızda bulunmasını önerebileceğim birkaç nokta var. Bunlar; - Buradaki tuvaletlerde sifonlar yerde. Ayağınızla basarak çalıştırıyorsunuz.
-Tüm Çim mimarisi ile yapılmış olan yapıların çatılarında Dragon yer alıyor. Dragon’un cinsiyeti yokmuş.
- Shangai’deki seyyar satıcılar insanı rahatsız edecek şekilde satış yapmaya çalışıyorlar, yakanıza yapışırlarsa bırakmıyorlar.
- Tam bir taklit merkezi. Dünya markaları işportada yerlerde sürünüyor.

SHANGAI’NİN OLMAZSA OLMAZLARI:Doğu’nun incisi Kulesi (Oriental Pearl TV), Dragon figürlü çatılar, Kırmızı Çin fenerleri, YuYuan Bahçeleri, Waitan bölgesindeki binalar, Shangai Tarih Müzesi, Shangai Tiyatrosu, Shangai Şehircilik ve Planlama müzesi, Sokaklarda çerez gibi satılan çıtır çıtır böcek kızartmaları ve çay seremonisi

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.