Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli

Vatikan'dayız... Dünyanın en küçük ülkesi hakkındaki bilgileri başka bir yazıya bırakıp ben direkt Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli’ne geçeceğim.

Önce ulaşım hakkında bilgi vereyim; Vatikan'a A metro hattını kullanıp ottaviano durağında inerek kısa bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Biz o güne Roma'da Castel Sant'Angelo'yı ziyaret ile başladığımız için buradan Vatika'a yürüyerek ulaştık. Müzeyle Castel Sant'Angelo arası 1,2 km. Bu arada müze kısmına girişi San Pietro Bazilikası kısmından sağlamıyorsunuz, kilisenin sağından surların dışından dolaşarak ulaşıyorsunuz müzeye, yolu gösteren bir iki tabela vardı sanırım.

Gitmeden yaptığım araştırmalarda müze kapısından çok kuyruk olduğunu okumuştum, bu nedenle gitmeden bilet fiyatına ek kişi başı 4 Euro fark vererek Vatikan Müzeleri internet sitesinden online biletlerimizi aldık, girerkende sıra falan beklemedik. (http://mv.vatican.va/3_EN/pages/MV_Home.html)

Çoğu kişi gibi benim de müzeye asıl giriş sebebim Sistina Şapeli’ni görebilmekti. Aslında Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli girişi eskiden ayrıymış sonradan tek giriş yapılmış ki Sistina Şapeli için gelen müzeyide zorunlu olarak gezsin :)

Vatikan Müzeleri, Roma Katolik Kilisesi tarafından Rönesans döneminde yaptırılmış. Yüzyıllar boyunca papaların dünyanın dört bir tarafından topladığı resim, heykel, harita, arkeolojik eserler gib ürünler sergilenmektedir.

Şapele girmeden önce bütün müzeyi gezmeyi tercih ettik biz, kimi yerde kısa yoldan şapele ulaşım tabelalarını gördük aslında ama buralara kadar gelmişken tadını çıkardık. Gerçi o yoldan gitmediğimiz için emin de değilim ne kadar kısa olabilir ki çünkü gezi boyunca adeta bi labirentin içiydeydik, biraz karışık bir yer. 

Her yer görkemli her yer ihtişamlı ve muhteşem eserlerle dolu. Ama o kadar fazla ki gezmek ciddi efor istiyor, zaman yönünden de öyle yani her eserin önünde durup düşünmek ya da dikkatlice incelemek neredeyse imkansız, daha doğrusu bizim programımız için imkansızdı. Tabi bide şu var zaman ayırıp baksakta bir sanat tarihçi olmadığım için hepsinin anlamına varmam mümkün değil aklımda kalanlar ancak özel olarak ilgilendiklerim oldu.

Müze içerisinde farklı koleksiyonları barındıran bir çok bölüm var, benim zihnimde kalanlar sadece Roma dönemine ait arkeolojik eserlerin olduğu kısım, mısırdan eserlerin sergilendiği kısım, halı galerisi ve tabiki Sistina Şapeli oldu :)

Bazı eserlere ait fotoğraflar:

Roma dönemine ait eserler:

Mısır'dan gelen eserler ve mumya örneği:

Halı galerisi kısmından:

Leonardo Da Vinci’nin son akşam yemeği eserinin bir örneği

Yorulduğunuzda bu bahçede ufak bir mola verebilirsiniz.

Baktığımız her yerde bir sanat eseri, dini ve mitolojik hikâyeler içeren resimler, freskler ve heykeller var. Tabi bu kadar yoğunlukta çoğunu es geçmiş oluyoruz, bir süre sonra hepsi birbirine benzeriyor gibi geliyor insana :)

Bütün bu kısımları gezipte Sistina Şapeli'ne ulaştıktan sonra iyice yorulmuş olduğumuzu fark ediyoruz. İçerisi hayli kalabalık, bir köşeye oturup tavanı incelemeye koyuluyoruz. 


Fotoğraf alıntıdır

Şapel adını yapılma emrini veren Papa lV. Sixtus’tan alıyor. Burası tüm Katolik camiası için önemli bir yer. Katoliklerin ruhani lideri Papanın seçimleri burada yapılıyor. Kardinaller toplantısı sonucu bir papada karar kılınmış ise Sistina Şapeli bacasından beyaz duman, yok seçilememiş ve kararsızlık devam ediyor ise siyah duman yükseliyor. 

Sistina Şapeli, Katolikler için manevi öneminin yanında, büyük deha Michelangelo'nun fresklerini barındırmasından ötürü tüm dünya için de önemli ziyaret noktalarından biri.

Papa ll. Julius’in emri ile tavan freskleri Michelangelo’ya yaptırılıyor. Michelangelo kendisi artık bir heykeltraş olarak tanımladığı için  bu işi alıp yeniden ressamlığa dönmeyi hiç istemiyor aslında, fakat papanın emrini de geri çeviremiyor çünkü kendisi çok dindar, belki de cezalandırılmaktan korkuyor. Maddi durumunun iyi olmamasının da katkısı vardır sanırım. Gönülsüz de olsa kabul ediyor ancak anlaşmayı da inatla ‘Heykeltraş Michelangelo’ diye imzalıyor.

Anlaşma 1508’de imzalanıyor ve 31 Ekim 1512’de Sistina Şapeli tavan freskleri açılıyor.

Aşağıda şapelle ilgili paylaşacağım fotoğraflar internetten alıntıdır, içeride fotoğraf çekmek yasak, açıkçası bizde zorlayıp yasağı delmek istemedik. Michelangelo gibi bir dehanın eseri bu freskler, hepimize ait bir dünya mirası.

Michelangelo Sistana Şapeli tavanının orta şeridi boyunca 9 resimde yaradılış hikayesini ve Eski Ahit’ten hikayeler anlatır.


Fotoğraf alıntıdır

(Sağdan başlayarak) İlk resim ışık ve karanlığın ayrılışı, ikinci resim güneşin ve ayın yaradılışı, üçüncü resim göğün ve suların ayrılışı, dördüncü resim ademin yaradılışı


Fotoğraf alıntıdır

Beşinci resim havvanın yaradılışı


Fotoğraf alıntıdır

Altıncı resim ilk günah ve cennetten kovulma


Fotoğraf alıntıdır

Yedinci resim nuh’un kurbanı


Fotoğraf alıntıdır

Sekizinci resim Nuh tufanı


Fotoğraf alıntıdır

Dokucuncu resim Nuh’un sarhoşluğu


Fotoğraf alıntıdır

Yukarıda tarihsel şekilde yer alan bu sıralamayı Michelangelo tersten resmetmiştir, yani Sistina Şapeli’ne girişte ilk görülen resim Nuh’un sarhoşluğu’dur.

Kıyamet Günü freski:


Fotoğraf alıntıdır

Sistina Şapeli’nin giriş kapısının bulunduğu duvarda tavana kadar uzanan devasa boyutta bu freskin yapımına 1436'da başlanır ve 1541'de tamamlanır. O yıllarda Michelangelo'nun niyeti bir an önce Roma'ya dönüp ll. Julius ait mezar anıtını artık bitirmekti. Ancak öyle olmadı, Papa lll. Paulus Kıyamet günü freskine ait eskizleri görünce yakından ilgilendi ve derhal bir bildiri yayımladı. Michelangelo artık papalık sarayının başmimarı, heykeltraşı ve ressamıydı., ilgilenmesi gereken iş ise; kıyamet günü freski idi.

Freskin merkezinde Hz. İsa ve Meryem yer alır. Etraflarında ise havariler, azizler ve insanlar... Burada İsa’nın el işaretleri ile insanları cennete ve cehenneme gidecekler şeklinde ayırması resmedilmiştir. Resimdeki hemen hemen her figürün hareketli olmasıyla, o günün tüm telaşı ve koşuşturması açıkça gözler önüne serilmiştir.

 
Fotoğraf alıntıdır

Kıyamet Günü freskinin yukarıda kesitinde Michelangelo’nun kendi suretini resmettiği düşünülüyor. Michelangelo'nun yüzünü resmettiği çizim derisi yüzülerek öldürülen Aziz Bartolomeus'tur. Mahşer günü freskinde kurtulanlar arasında yer alan azizin bir elinde uğradığı işkencenin aleti varken diğer eliyle yüzülen derisini tutar.

Hayal edin bir adam 3-4 yıl boyunca iskele üzerinde koca bir tavanı nasıl boyuyor, sizce boyarken ne kadar da mutlu kalabilir?

Bu dönemde Michelangelo’da pek mutlu kalamıyor zaten. İşi isteksiz olarak kabul ettiğini yukarıda bahsetmiştik. 1509 yılında erkek kardeşine yazdığı mektupta nasıl zor bir durumda kaldığını anlatıyor:

"Burada büyük bedensel cefalar çekiyorum, devasa dertlerle boğuşuyorum ve tek bir dostum yok, olmasını da istemiyorum, hatta ağzıma bir nokta yemek koyacak zamanı dahi bulamıyorum."(kaynak:minisanat dizisi-Michelangelo)

Vatikan Müzesi ve Sistina Şapeli gezisini bitirdiğimizde üzerimizde güzel bir işi başarmış olmanın mutluluğu vardı ancak onca sanat eserini bir arada görmüş olmanın yarattığı kültür patlaması ciddi şekilde yordu beynimizi :) Bence Roma’ya kadar geldi iseniz "amann canım Roma zaten enfes, müzeye de vakit ayırılır mı" demeyin mutlaka görün, pişman olmayacaksınız!

Tuğba CEBECİ BENLİ

Yazar Hakkında

Tuğba CEBECİ BENLİ

hayat gezince güzel.. bide sevince..en güzeli de sevdiğinle gezince :)