“Zonguldak’ın derin toprakları altındaki servet-i madeniyye ne kadar kıymetli ise, bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar kıymetli bir vilayetimizdir.” -Mustafa Kemal Atatürk.
Ata’mızın da söylediği gibi Zonguldak yalnızca zengin ve derin topraklarıyla değil, tüm özellikleriyle ülkemizin önemli şehirlerinden bir tanesi. Öyle ki; Roma döneminden Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, tüm zamanların en önemli liman kentlerinden bir tanesiydi. Bunun yanı sıra gölleri, plajları, tabiat parkları ve mağaralarıyla bir doğa harikası. İşte bu sebeple birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Zonguldak, Batı Karadeniz’in en gözde şehri. Ancak biz bu yazımızda Zonguldak denince akla gelen ilk şey olan “kömür ve madencilik”ten bahsedeceğiz.
Hatırlar mısınız bilmem, çocukken resimli haritalardan şehirlerin nesi meşhur onlara bakardık. Parmağımızı Zonguldak’a getirdiğimizde gördüğümüz şey bir taş kömürü resmi olurdu. Biz büyüdük, haritalar değişti. Ancak Zonguldak ve simgesi hiç değişmedi. Hâlâ kömürün ilk adresi Zonguldak. Kentin en önemli gelir kaynaklarından olan taşkömürü madenciliği, Zonguldak’ın adeta genlerine işlemiş, bunu hayatın her alanındaki izlerden görmek mümkün. Şehrin topraklarının ne denli verimli olduğunu buradan anlayabiliriz. Bizler evlerimizde sıcacık yaşarken o kömürlerin ne zorluklarla çıkartıldığını zaman zaman unutsak da, Zonguldak Maden Müzesi bize bunu hatırlatıyor.
Kömür Deneyim Ocağı
Türkiye’nin ilk ve tek Taşkömürü Maden Müzesi olma özelliğini taşıyan bu yer Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2016 yılında açıldı. Müzeyi gezmeden önce hemen yanındaki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Eğitim Ocağı’ndan bahsetmek istiyoruz. Gerçek bir maden ocağı olan bu yerde 1890-1937 yılları arasında üretim yapıldı. Yıllar boyunca kara elmas burada gün yüzüne çıkartıldı. Burası İkinci Dünya Savaşı sırasında hava saldırı sığınağı olarak bile kullanıldı. Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran ocakta önceleri işçilere maden eğitimi veriliyordu. Şimdilerde ise maden asansörü simülasyonu ile kömür deneyim ocağı olarak ziyaret ediliyor.
Kömürü ve tahkimatları ile olduğu gibi korunan ocak, kömürün kalbine doğru çıktıkları yolculukta ziyaretçilere duygu dolu anlar yaşattığı için “Yaşayan Müze” olarak da anılıyor. Tur şirketlerinin de burayı programlarına dahil etmesiyle birlikte, ocak kentin en önemli turistik noktalarından biri haline geldi.
Sanayi şehri Zonguldak’ın kömürü ne şartlarda elde ettiğini görmek için burayı ziyaret edebilirsiniz. Kafanızda baret, ayağınızda çizme varken maden işçilerinin yerin metrelerce altında neler hissettiğini anlamak kaçınılmaz. Kömürün yalnızca bir maden olmadığını, emek ve alın terinin bir göstergesi olduğunu, o kapkara ve basık ocakta görebilirsiniz. Halihazırda yaşayan bir sektör olan ve aslında Zonguldak kentini var eden madenciliğin kente katkılarını ve yarattığı izleri görebilmek için bu maden ocağını ziyaret etmeyi lütfen unutmayın. Sizin için iyi bir deneyim olacak.
Zonguldak Maden Müzesi
Gelelim Zonguldak Maden Müzesi’ne. Müzenin bulunduğu alana girdiğinizde sizi ilk olarak Maden Şehitleri Anıtı karşılayacak. Karşınızda duran bu anıtta, Zonguldak taşkömürü havzasındaki maden işyerlerinde iş kazası sonucu yaşamını yitiren maden şehitlerinin isimlerini göreceksiniz. İlk şehidimizi 1875 yılında vermiş olmamızın acısını oracıkta hissedeceksiniz. Maden işçilerini yâd ettikten sonra yol üzerinde ilerlerken tarihi posta aracı, buharlı lokomotif, demiryolu kontrol ve bakım aracı gibi bazı teçhizatları göreceksiniz. Müzenin içine girdiğinizde iki katlı teşhir salonu sizi bekliyor olacak. Birinci kattaki fuaye alanında ziyaretçi bekleme bölümü, video tanıtım odası, eski tren maketleri ve antik eşya sergisi bulunuyor. Bunların dışında etrafta madencilik ile ilgili fotoğraf kolajları mevcut. Fuaye alanındayken size 10 dakikalık Zonguldak tanıtımı yapılır, sonra kömürcülük hakkında tarihi ve teknik bilgiler verilir. Ardından müzenin ikinci katına çıkarsınız. Bu katta dönemin teknolojisine ait araç ve gereçleri göreceksiniz. Vitrinlerde iş güvenliği ve topoğrafya ile ilgili malzemeler, eğitim kitapları sergileniyor. Üçüncü kata çıktığınızda ise kömürün kok türevlerini, fosilleri ve kömürün oluşumunun nasıl gerçekleştiğini anlatan metinler göreceksiniz.
Müzenin iç sergi kısmında 1820’li yıllardan günümüze kadar gelen gazete ve arşiv belgelerini okuma fırsatı buluyorsunuz. Okuduğunuz haberlerde madenciliğin gelişimini açıkça görebilirsiniz. Bunun dışında etrafta taşkömürünün çıkartılmasını adım adım gösteren minyatürler bulunuyor. Ayrıca maden işçilerinin çalışma ortamının birebir oluşturulmuş halini ve işçi figürlerini göreceksiniz. Maden patlatma araçlarını ve domuz damı gibi sığınak yapılarının sergisini gezebilirsiniz. Sergide özellikle çocukların ilgisini çeken gerçek ve ödüllü bir pasta mevcut. Bu heykel pasta, madencilerin yaşam öyküsünü simgeliyor. Tüm bunları ücretsiz bir şekilde gezebilmeniz mümkün.
Zonguldak Maden Müzesi eser tanıtımından çok “madencilik teması” çerçevesinde düzenlenmiş bir yer. Böylece Zonguldak’ın doğal güzelliklerinin yanı sıra en önemli turizm noktalarından bir tanesi olmuş durumda. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist bu anlamlı müzeyi ziyaret ediyor.
Zonguldak taşkömürü madenciliği Türkiye’nin ekonomisinde büyük bir rol oynuyor. Kömür havzası zenginliği sayesinde ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Zonguldak’ın bu özelliğini her şekilde görmek istiyorsanız yalnızca Maden Müzesi’ni gezmekle yetinmemelisiniz. Şehirde bu alanla ilgili daha pek çok şey var. Bunlar:
- Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi,
- Üzülmez Lavuarı,
- Üzülmez Vadisi,
- Üzülmez Müessesesi Sanayi Tesisleri,
- Türkiş’in Üzülmez Atölyesi,
- Rombaki Köşkü (Atatürk’ün Zonguldak ziyaretinde konuk edildiği yer),
- Kok Fabrikası,
- Gökgöl Mağarası.
Endüstriyel Mirasın Korunması İçin Atılan Önemli Adımlar
BAKKA (Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı), Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın katkılarıyla Zonguldak şehri turizme kazandırılmaya çalışılıyor. Madenciliğin tüm ayrıntılarını görebilmemiz ve maden işçilerinin değerini anlamamız için Zonguldak Maden Müzesi’ni gezmeli, gerekli bilinç seviyesine ulaşmalıyız.
Eee, ne demiş Orhan Veli:
Siyah akar Zonguldak’ın deresi,
Yüz karası değil, kömür karası;
Böyle kazanılır ekmek parası.
Türkiye’nin ilk ve tek maden müzesi olan Zonguldak Maden Müzesi’nin önemli bir misyonundan daha bahsedeceğiz son olarak. Tüm dünyada, özellikle de Avrupa’da gün geçtikçe önemi artan Endüstri Mirası kavramı, temel olarak sanayi kültürünün tarihsel, sosyal, teknolojik ve bilimsel değere sahip bir bellek unsuru olarak tanımlanıyor. Kent için önemli bir turizm potansiyeli barındıran alanların işlevselleştirilmesi ve kent belleğine katkıda bulunur hale getirilmesi için tüm dünyada, özellikle de Avrupa’da başlatılan yeni projelerle de bu durum destekleniyor.
Bu farkındalık çalışmalarından hareketle yola çıkan ve günümüze kadar ulaşan ikonik endüstri yapılarını kent yaşamına kazandırarak endüstri kentlerini markalaştırmayı amaçlayan Avrupa Endüstri Mirası Rotası-ERIH (European Route of Industrial Heritage), tam 30 ülkede 300’ün üzerinde üyesi bulunan bir iş birliği ağı. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansının ve Zonguldak Valiliğinin öncülüğünde ERIH’e kabul edilmesi bu anlamda oldukça önemli çünkü Türkiye’den ERIH’e üye olan yalnızca iki lokasyon bulunuyor. Türkiye’nin ilk ve tek maden müzesi olan Zonguldak Maden Müzesi’nin bu ağa kabul edilmesi hem madencilik hafızasının korunması hem de Zonguldak’ın çok amaçlı bir jeoparka dönüşmesi için önemli bir adım. Biz de bu konuda ülkemizde gerekli farkındalığın artmasını ve Zonguldak’ın buna öncülük etmesini umuyoruz.
Zonguldak Kömür Jeoparkı
Jeoparklar, bölgelerin sahip oldukları doğal ve jeolojik mirasın korunarak yerel kalkınmaya katkıda bulunan, sınırları belli olan coğrafi alanlar. Bir bölgenin jeopark olarak işaretlenmesi hem doğa turizminin gelişmesine katkıda bulunuyor hem de şehrin markalaşma sürecinde önemli bir mihenk taşı görevi görüyor. UNESCO çatısı altındaki Küresel Jeopark Ağı’nda bugün 44 ülkeden yalnızca 161 jeopark tanımlanmış durumda ve bunlardan yalnızca biri bize ait (Kula-Salihli Jeoparkı). Şimdi ise ne mutlu bize ki böylesi önemli bir ağda yer almak için çok güçlü bir adayımız daha var.
Zonguldak, başta taşkömürü varlıkları olmak üzere sahip olduğu doğal, kültürel, endüstriyel ve jeolojik miras unsurlarıyla dev bir jeopark olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Avrupa’da ve Asya da sayılı yerde bulunan taşkömürü ve içinde yataklandığı 350 milyon yıllık karbonifer kayaçları, Zonguldak’ı bir jeoparkta bulunması gereken nitelikler bakımından son derece güçlü bir konuma getiriyor.