Çalışan veya okuyan tüm herkesin yakındığı ortak sıkıntı stres ve sorumluluklarımız. Özellikle kentsel bölgelerde yaşayanlar gün boyunca gürültü ve çevre kirliliğine maruz kalıyor. Trafik başta olmak üzere beton yığınlarının arasında oldukça kirli bir hava soluyoruz. Bu sağlıksız durumdan kaçmak ve kısa süre de olsa günlük hayatın tüm olumsuzluklarından uzak kalabilmek için en iyi tercihlerden biri kamp yapmak. Gittikçe yeşile hasret kaldığımız son zamanlarda özellikle İstanbul’da yaşayanların bir haftasonu da olsa kaçabileceği en güzel kamp alanlarını sizler için derledik.
Sülüklü Göl – Bolu
Yaz ayları haricinde gece sıcaklıklarının bir hayli düşük olduğu bu bölgenin aynı zamanda vahşi hayvanların arasında olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Özellikle bölgede en çok rastlanan vahşi hayvan boz ayı. Ek olarak geceleri yoğun bir sivrisinek bulutunun içinizde kalmanız da mümkün olabilir. Bu konuda kamp yapacak kişilerin ekstra önlemler alması gerekiyor. Bunun haricinde bölgedeki vahşi hayvanları avlamak ve gölde balık tutmak yasak. Herhangi bir ücret isteyen ve güvenlik hizmeti gibi hizmetler veren bir kuruluş bulunmuyor. Ancak doğal park kabul edilen bu bölgede kamp yapmadan önce Mudurnu ilçesine kaç kişi ve ne kadar süre kalacağınız hakkında bilgi vermeniz daha sağlıklı olur. İstanbul ile Bolu'ya bağlı Sülüklü Göl arasındaki mesafe yaklaşık 200 kilometre. 3 saat kadar süren yol Akyazı’ya kadar otoban, sonrasında da 30 kilometre kadar asfalt ve ardından toprak yol olarak devam ediyor.
Pürenli Yaylası - Düzce
İstanbul’dan yola çıkanların Ankara otoyolunu kullanarak ulaşabileceği Pürenli Yaylası, Düzce’nin Gölyaka ilçesinde yer alıyor. Gölyaka’ya vardıktan sonra 1400 metre yüksekliğinde bulunan bu yaylaya tırmanmanız lazım. Mükemmel güzellikteki bu yeşil düzlük günlük hayattan kısa süre olsa da kendinizi izole etmeniz için paha biçilemez bir fırsat. Bölgede Efteni Gölü ve Güzeldere Şelalesi adında iki doğal güzellik daha bulunuyor. Pürenli Yaylası’ndan yolu geçen bu doğal güzellikleri de mutlaka ziyaret etmelisiniz. İmar izni bulunmaması sayesinde doğallığını koruyan bölge gençlik kampları tarafından da mesire alanı olarak tercih ediliyor. İstanbul’da yaşıyor ve hafta sonu bir kaçamak yapmak istiyorsanız Pürenli Yaylası seçenekleriniz en üst sıralarında yer almalı. Çok sık ziyaret edilmemesi nedeniyle gidiş yolu biraz karışık olabilir. Öncelikle Düzce Gölyaka’ya ulaşmalısınız. Ardından Güzeldere Şelalesi’ne gidişi gösteren tabelaları izlemelisiniz. Şelaleye gelmeden önce sağa tam dönüş yaparak toprak bir yola gireceksiniz. Hafif bir eğimle bayır yukarı yol aldığınızda kısa bir süre sonra dört yol ayrımına geleceksiniz. Burada sola dönerek Pürenli Yaylası yönünde ilerlemeniz gerekiyor. Yaklaşık 5-6 kilometre ilerlediğinizde Pürenli Yaylası’na ulaşmış olacaksınız. İstanbul’dan bölgeye ulaşım yaklaşık üç saat sürüyor.
Yenice Ormanları - Karabük
Kamp için tercih listenize ekleyebileceğiniz bir diğer seçenek Karabük’ün Yenice ilçesine bağlı olan Yenice Ormanları. Doğayla iç içe kalmak ve bununla birlikte şelale ve göl gibi doğal güzellikleri gezmek istiyorsanız bu seçenek sizin için en ideal seçenek olabilir. Oldukça geniş bir arazi olan Yenice Ormanlarının içerisinde 15 yürüyüş bölgesi, 7 bisiklet turu parkuru ve 5 kamp alanı bulunuyor. Diğer seçeneklere göre İstanbul’a biraz daha uzak olsa da doğayla iç içe olmak isteyenlerin bu bölgeyi mutlaka ziyaret etmesi gerekiyor. İstanbul’dan Yenice Ormanları’na ulaşım yaklaşık dört buçuk saat sürüyor.
Acarlar Longozu - Sakarya
Kamp seçeneklerinizden bir diğeri olan Acarlar Longozu, Sakarya'nın Karasu ilçesinde yer alıyor. Dünyanın en büyük ikinci longozu olan Acarlar Longozu, hafta sonu kaçamağı yaparak metropol hayatının tüm baskısından kendinizi izole etmeniz için ideal bir yer. Oldukça geniş araziye sahip olan longoza girişler ücretsizdir. İstediğiniz zaman bölgeyi ziyaret edebilir ve istediğiniz kadar kalabilirsiniz. Ancak bölge koruma altında olan bölgeler arasında yer aldığı için imar izni bulunmuyor. Bu da kamp yerine otel konaklaması yapmak isteyenlere bölge sınırları içerisinde kalacak bir yapının bulunmadığı anlamında geliyor. Ancak bu sayede doğallığını koruyan bölgenin 4 mevsim çadır ile kamp yapmak için en iyi seçeneklerden biri olduğu söylenebilir.
İğneada Longozu - Kırklareli
İğneada Longozu, orman, akarsu ve deniz üçlemesinin birleştiği nadir longozlardan bir tanesi. Bölge Kırklareli‘nin Demirköy ilçesine bağlı bulunuyor. Özellikle İstanbul’a çok yakın oluşu ve bulunduğu konum nedeni ile sık sık ziyaret edilen bölgeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Karadeniz’e kıyısı olan longoz bölgesinde sıcaklık oranlarının sene içine dağılımı da oldukça kamp için uygun. Giriş için herhangi bir ücretin talep edilmediği İğneada Longozu’na istediğiniz zaman gidebilirsiniz ve istediğiniz kadar kalabilirsiniz. Temiz su kaynaklarının bulunması ve korunmakta olan geniş ve yeşil arazi size tüm sorunlarınızı unutturacak cinsten bir yer. Bölgeye İstanbul’dan gidilen yol şehir içi trafiğe rağmen yaklaşık üç saat sürüyor. Bölge koruma altında olduğu için sınırlar içerisinde otel ve benzeri yapılar bulunmuyor. Eğer kamp yerine otelde kalmayı düşünüyorsanız bölgenin çevresindeki otelleri tercih edebilirsiniz.
Ballıkaya Tabiat Parkı - Kocaeli
Son seçenek olarak İstanbul’a en yakın bölgeler biri olan Ballıkaya Tabiat Parkı'nı seçtik. Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan bölgeye İstanbul’dan ulaşım sadece bir saat. Her mevsim kamp yapmaya uygun olan bu doğal sit alanı özellikle kamp tutkusuna yeni ayak basanlar için ideal bir seçenek. Oldukça geniş olan bu parkın giriş bölgesi piknik yapacaklara ayrılmış durumda. Tabii bu bölgede kamp da yapabilirsiniz. Tuvalet ve su ihtiyaçlarını karşılayabileceğiniz bir alan olmasına karşın insanlarla iç içe olmak sizi kamp yapmaya iten günlük hayatın karmaşıklığından kaçma idealinize ket vurabilir. Ancak üzülmeyin, çünkü parkın da tek kamp bölgesi burası değil. Dik yamaçlar ve büyük kayalardan oluşan alanda sadece biraz yorularak kimsenin bulunmadığı kampa uygun bölgeler bulmanız mümkün. Park girişinde çadır kuracaklar için çadır başına olacak şekilde 15 Lira ödeniyor. Bunun haricinde yaya gelenler için ek olarak giriş ücreti alınmazken, arabası ile gelenlerden günlük olarak 12 Lira ücret alınıyor.