Türkiye'nin Yeni Yüzü: Karahantepe

Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, insanlık tarihinde çok eski dönemlere kadar dayanan köklü bir geçmişe ev sahipliği yapmaktadır. Tarih boyunca pek çok farklı medeniyetin gelip geçtiği bu coğrafyada, zaman zaman bilinen tarihin yeniden yazılmasına neden olan arkeolojik buluşlar gerçekleştiriliyor. Bunlar arasında en meşhuru özellikle son zamanlarda dizi ve filmlere de konu olan Göbeklitepe. Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe’deki dikili taşlar, insanoğlunun yerleşik hayata geçişi ile beraber tapınak kültürünün başladığı yönündeki inanış revize edilmişti. Şimdiki konumuz yine Şanlıurfa’da bulunan ve Göbeklitepe’ye benzerlik gösteren Karahantepe. Yapılan çalışmalar sonucunda Karahantepe’de T şeklinde 250 dikilitaş bulundu. Tıpkı Göbeklitepe’deki dikilitaşlara benzeyen bu dikilitaşlar, büyük bir heyecana yol açtı.

Türkiye’nin Şanlıurfa ilinde bulunan Karahantepe, şehir merkezinden 46 km uzaklıkta bulunmaktadır. Arkeolojik sit alanı olan Karahantepe, Göbeklitepe’dekine benzer özelliklerde 250 adet dikilitaş ile dikkat çekmektedir. Neolitik dönemden kaldığı düşünülen bu dikilitaşlar, ülkemizde gerçekleştirilen arkeolojik buluşlar açısından ve insanlık tarihindeki önemi açısından heyecan uyandırmıştır. Karahantepe bölgesinde gerçekleştirilen ilk kazı çalışmalarına Eylül 2019’da başlandı.

1

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ile Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alınan izin ile Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında bölgedeki ilk kazı çalışmalarına başlandı. Başkan Karul yaptığı açıklamada bölgede Göbeklitepe ile aynı döneme ait olduğu düşünülen 12 nokta olduğunu ve bu noktalardan birisinin de Karahantepe olduğunu belirtti. Karahantepe’de yapılan yüzey araştırması esnasında burada bulunan dikilitaşların Göbeklitepe ile aynı döneme ait olduğunun belirlendiğini ifade eden Karul, bölgenin topografik haritasını çıkarıp jeomanyetik ölçümler de yaptıklarını ekledi.

Karahantepe’de yapılan kazılara içerisinde akademisyenler ve işçilerin de yer aldığı yaklaşık 35-40 kişilik bir ekiple eylül ayında başında başlandı. Bölgede çekilen hava fotoğraflarında dahi yüzeydeki dikilitaş sayısının 250’nin üzerinde olduğu görülüyor. Yüzeyden görülebilen dikilitaşlara göre 30 civarında özel yapının varlığından bahsedilebiliyor. Söz konusu yapılar görülebilen yapılar olup toprak altında henüz açığa çıkarılmamış olan daha fazla yapı olduğu ön görülüyor.

Göbeklitepe’de yapılan çalışmalar neticesinde burada 700-800 yıllık bir yerleşim ya da kullanım söz konusu olduğu ortaya çıkarılmıştı. İlk kazı çalışmaları sonrasında Karahantepe’nin de bu süre içerisinde bir yerde bulunduğu kesinleşmiştir. Daha uzun bir dönemi kapsayabileceği ve daha önceden başlamış olabileceği ihtimaller arasında olup kazıların ilerletilmesi ile bu sonuçlara ulaşılabileceği ön görülüyor. İki bölgenin aynı dönemde olması Karahantepe için günümüzden 11.500 yıl öncesini ifade ediyor.

2

Kazıların ilk aşamasında çıkan sonuçlar doğrultusunda Göbeklitepe ile eş dönemler olup 11.500 yıl öncesinde bölgedeki ilk avcı toplayıcı topluluklara ait kalıntılar olduğu saptandı. Bölgedeki faaliyetlerin uzun soluklu olacağını ifade eden Karul, kabaca bir hesapla kazının 15-20 yıl arası sürebileceğini söyledi. Kazılar sonucunda bölgede T biçiminde dikilitaşların yanı sıra günlük yaşamın belirtileri olan öğütme taşları gibi taşlar da bulunmuştur. Bu da bu alanda yalnızca özel yapılar değil bir köy yerleşmesi ile de karşılaşılabileceği sonucunu ortaya çıkarıyor. Uzun soluklu çalışma sürecine devam edeceklerini ifade eden başkan Karul, alanı tek bir noktadan kazmak yerine sorulara cevap bulabilecekleri farklı noktalardan kazarak çalışmayı sürdüreceklerini belirtti.

Karahantepe’de yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan kalıntılar, Göbeklitepe’yi de daha iyi anlamak açısından katkı sağlayacak. Tıpkı Göbeklitepe gibi Karahantepe de insanlık tarihi açısından büyük öneme sahip arkeolojik keşifler arasında yerini almış durumda. Söz konusu bu yapıların ülkemiz topraklarında bulunması millet olarak da sevinmemiz gereken olumlu durumlardan birisi. Oldukça heyecan verici bu keşif, Şanlıurfa’nın tarih öncesi kültürlerle gündemde kalması açısından da büyük öneme sahiptir. Tarih boyunca medeniyetlerin beşik noktası olmuş Anadolu’da, insanlık tarihinin çeşitli dönemlerine ait çok sayıda kalıntı keşfedilmeyi beklemekte. Bize düşen görev de tarihi açıdan bu denli öneme sahip olan bu yapılara gerekli özeni göstermek olacaktır.

Ramazan Abay

Yazar Hakkında

Ramazan Abay

3 yıldır içerik editörlüğü yapmaktayım. 1 yıldır bir teknoloji sitesine günlük haber girişi yapıyorum. SEO ve Office programlarına hakimim. Orta seviye İngilizce ve Arapça biliyorum.