Belçika; Flaman bölgesi, Valon bölgesi ve Brüksel Başkent bölgesi olmak üzere üçe ayrılır. Brugge, ülkenin kuzeyindeki Flaman bölgesinde bulunur. Bölgenin resmi dili Flemenkçe olduğu için Brugge’de genel olarak Flemenkçe konuşulur. Brugge, çikolataları, dantelleri, biralarıyla ve en önemlisi Orta Çağ’dan kalma mimarisi ve sandal turuna çıkılan kanallarıyla ünlüdür. Öyle ki, kanallarının güzelliği ve turistik değeri sebebiyle, Brugge “Kuzeyin Venedik’i” olarak bilinir.
Brugge’de nüfusun çoğu Flamandır bu yüzden Brüksel gibi bir metropolün aksine sokaklarda iki dille yazılan panolar olmadığı gibi halkın çoğunluğu da Fransızca konuşmaz. Almanca, ülkenin sadece Almanya sınırındaki bölgesinde konuşulduğu için Brugge’de Almanca konuşan kişi sayısı da yok denecek kadar azdır. Turistler için bu yüzden İngilizce iletişim kurmak daha pratiktir. Kamusal alanda Fransızcayı ve Almancayı görmesek de hukuksal alanda her zaman üç dil kullanılır. Zira ülkenin üç resmi dili vardır. Brugge’ün tarihsel anlamda en önemli özelliği Hollandalı tacirlerin eski zamanlarda odak noktası olmasıdır. Brugge eski çağlarda, bulunduğu coğrafyanın en önemli ticaret merkezi idi. Brugge, Avrupa tarihinde, 13. yüzyıldan itibaren menkul kıymetler borsacılığının geliştiği ilk şehirdir.
Brugge’de kışları çok sert geçse de bahar ve yaz aylarında havanın ısınmasıyla turistlerin en çok merak ettiği ve ziyaret ettiği Avrupa şehirlerinden biridir. Brugge şehrinin eğitim alanındaki en önemli özelliği “College d’Europe” yani Avrupa Koleji isimli üniversiteye ev sahipliği yapmasıdır. Bu üniversite sayesinde şehrin genç nüfusu artmıştır, bu yüzden şehir her daim canlı ve hayat doludur.
Brugge’de birçok müze ve kilise bulunmaktadır. Flaman Bölgesi’nin diğer büyük şehri Gent’te daha çok Protestan kiliseleri ağır basarken Brugge’de Katolik kiliselerine rastlanır. Brugge sokaklarında gezerken kendinizi Orta Çağ’da yaşıyor gibi hissedersiniz çünkü mimarisi olduğu gibi korunmuştur. Öyle ki, hala Orta Çağ’daymışsınız gibi meydanda at arabaları ve faytonlar bile görürsünüz ancak atların insanların sefası için yaz sıcağında eziyet çekmesine müsaade etmeyecek turistler bu faytonlara binmezler.
Etimologlar Brugge isminin Eski Felemenkçe’de “köprü” anlamına gelen “brugga”dan geldiğini düşünmektedir. Brugge’e ilk olarak M.Ö 1. yüzyılda Romalıların ayak bastığı ve istila ettikleri, Monapi şehrini korumak amacıyla Brugge’e sur inşa ettiği tespit edilmiştir.
Brugge’de ilk yerleşimin M.S 9. yüzyılda olduğu tespit edilmiştir. O dönemde Vikingler şehri ele geçirmeye çalışıyor ve yerlileri tehdit ediyorlardı. 11. yüzyıl itibariyle şehir Viking tehdidine sonsuza dek galip geldi. 1300 yılında Brugge’ün bulunduğu bölge Fransa’nın sınırları içine girdi. Fransa Kralı IV. Phillipe, nam-ı diğer Yakışıklı Phillipe, Bruggelülere yüksek vergiler ödetince halk ayaklandı ve tepki olarak şehirdeki tüm Fransızları öldürdü. Şehir hızla bir ticaret merkezi halini aldı ve en çok İngiliz, İsveçli tacirleri çeken şehirde Avrupa’nın modern anlamda bilinen ilk borsası oluşmaya başladı.
Hayat standartları yükseldiği için 16. yüzyıl itibariyle şehir nüfusu 100.000’e çıkmıştı. Ancak yıllar içinde başka ticaret ve liman şehirlerinin gelişmesiyle Brugge etkisini kaybetmeye başladı. Zamanla 200 bin civarına çıkan nüfus 1907 yılında 50 bine düşmüştü. Artık bir hayat öpücüğüne ihtiyacı olduğu görülen şehir, kanalları ve köprüleriyle yeniden inşa edilince cazibesini geri kazandı.
Günümüzde Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri olan Brugge turizmdeki gücünün yanı sıra 1907’de kurulan ve merkezden 16 km uzakta olan Zeebrugge Limanı sayesinde ticaret alanındaki gücünü korumaktadır. 1. Dünya Savaşı’nda Alman işgaline giren şehir 1918’in son aylarında neredeyse hiçbir zarar görmeden özgürlüğünü geri kazanmıştır. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi işgaline giren Brugge’ü Kanadalı birlikler esaretten kurtarmıştır.
Brugge’ün mimari tarihine imzasını attığı en önemli yapısı 13. yüzyılda inşa edilen ve 48 zilden oluşan çan kulesidir. “İlk Dönem Flaman Resmi” ismiyle bilinen resim tarzının ilk eserleri 15. yüzyılda Brugge’de görülmüştür. Mayıs 2017 itibariyle yaklaşık 120 bin nüfusu olduğu belirlenen şehrin 2 büyük futbol takımı ve 30 bin kişi kapasiteli bir stadı bulunmaktadır.
Yaklaşık 14 bin hektarlık alanı kaplayan Brugge, 2000 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almış olup, 2002 yılında Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiştir. Onlarca müzesi, geniş park alanları, ünlü meydanları, her sene organize edilen festivalleriyle Brugge yerli ve yabancı turistlerin en popüler destinasyonlarından biri olmaya devam ediyor.