Plzen, Bohemya’nın büyük ticaret, sanayi ve kültür merkezlerinden biridir. Şehir, genellikle “bira deposu” veya “bira şehri” olarak adlandırılmaktadır. Dünyanın en popüler bira fabrikalarından biri burada bulunmaktadır. Orta Avrupa ülkelerinden Çek Cumhuriyeti’nin güneybatısında yer alan Plzen ülkenin en büyük dördüncü şehridir. Bohemya bölgesindeki kent Prag’dan sonra bölgedeki en büyük ikinci şehirdir. Başkent Prag’a uzaklığı 90 km olan Plzen’de 170 bin civarında insan yaşamaktadır. Plzen, İngilizce ve Almancada Pilsen olarak da bilinir. 1842’de Bavyeralı bira üreticisi Josef Groll tarafından üretilen Pilsner birası adını Plzen şehrinden almış olup dünyaca üne sahiptir.
Çalkantılı bir tarihe sahip olan kent, ilk olarak 976 yılında bir gözetleme kalesi olarak tarihte yerini almıştır. 13. Yüzyılın sonlarında dört nehrin birleştiği yere kuzey yönünde bir yerleşim planı inşa edilmiştir. Kasaba satranç tahtasını andıran bir plan üzerine inşa edildi ve Gotik şehirciliğin önemli örneklerinden biri oldu. Günümüzde Çek Cumhuriyeti’nin en yüksek kilisesi olan St. Bartholomew Katedrali de bu dönemde inşa edilmiştir. 103 metre yüksekliğe sahip kulesiyle şehir merkezinde tüm ihtişamıyla duran kilise 1295 yılında inşa edilmiştir. Plzen’in tarihi yeraltı mahzenleri de Orta Çağ’dan bu yana kademeli olarak inşa edilen muhteşem yapılardır. Kuruluşundan sonra bir kasaba olarak hızla gelişimini sürdüren Plzen, 14. Yüzyıla gelindiğinde Nürnberg ve Regensburg’a giden ticaret yolları üzerinde önemli bir durak olmuştur. 1468’de kasabada bir matbaa kurulmuş ve Bohemya’da yayınlanan ilk kitap Troyan Chronicle burada basılmıştır. Sanayi Devrimi ile birlikte kentin gelişimi 19. Yüzyıl sonlarına kadar devam etmiştir. Dünyaca bilinen bira fabrikası Prazdroj, 1848’de burada kurulmuştur. 1859’da ileride ürettiği arabalarıyla tanıyacağımız Skoda Works kurulmuştur. 1918’de Çekoslovakya’nın bağımsızlığının ardından, Plzen çevresindeki Almanca konuşan azınlık bu birleşmeden mutsuz olduklarını ve Avusturya ile birleşilmesi gerektiğini söylüyordu. Bu sebeple 1933’ten sonra Adolf Hitler’in müttefikliğini yapmışlardır. 1939-1945 yılları arasında Nazi işgali sırasında Plzen’deki Skoda Works, Alman ordularına silah sağlamak zorunda kaldı. İşgal sırasında 2000’den fazla Yahudi Naziler tarafından toplama kamplarına sürülmüştür. Günümüzde Plzen’deki Yahudi cemaatinin 70 civarında mensubu bulunuyor.
Plzen göz kamaştıran mimarisiyle turistlerin ilgisini çekecek çok sayıda tarihi yapıya sahiptir. İhtişamlı yapısıyla öne çıkan St. Bartholomew Katedrali ve Avrupa’nın en büyük ikinci sinagogu olan Mağribi-Romanesk tarzda inşa edilmiş Büyük Sinagog en dikkat çeken yapıların başında geliyor. Rönesans Belediye Binası’nın yanı sıra Orta Avrupa’nın en uzun yeraltı tünellerinden biri de burada bulunmaktadır. Bir zamanlar kiler olarak kullanılan bu tünel ağları 20 kilometre uzunluğundadır. Bu ağın 800 metrelik kısmı turlar için halka açıktır. Plzen’in en meşhur destinasyonlarını oluşturan diğer yapıların başında yerel bira fabrikaları geliyor. Dünyadaki bira üretiminin büyük bölümüne ilham kaynağı olan bu fabrikaların turlarına katılmadan dönmeyin. Sadece bir saat içinde bira üretim teknolojisini tanıyacak, süreci detaylı olarak keşfedebilecek ve tabii ki hazırlanan ürünlerin tadına bakacaksınız. Plzen’i ekim ayında ziyaret ederseniz şehrin en büyük kutlamalarından Bira Festivali’ne katılabilirsiniz. Sıra dışı gezileri seviyorsanız Hotel Central’in zemin katında bulunan Korku Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Müze, 16. Yüzyılda inşa edilmiş eski zindanlardan birinde bulunmaktadır.
Plzen, serin ve ılıman bir iklime sahiptir. Yıl boyunca eşit bir biçimde yayılmış düşük yağışlara sahiptir. Nispeten düşük irtifalı arazileri sayesinde kuvvetli rüzgarlardan korunmaktadır. Yaz sıcaklıkları ortalama olarak 25 derecede seyreden kentte kış aylarında 2 ay boyunca kar yağışı görülür. Plzen’i ziyaret etmek için yılın her dönemi uygundur. Özellikle yaz aylarında turistik yoğunluk artmaktadır. Ancak ilkbahar ve sonbahar aylarında kenti ziyaret ederseniz nispeten ucuz imkanlardan faydalanabilirsiniz.
Plzen’in engebesiz yapısı şehir içi ulaşımındaki tüm sıkıntıları da ortadan kaldırıyor. Kentte her ne kadar bir metro ağı bulunmasa da troleybüsler ve tramvaylar hemen her yere sefer düzenlemektedir. Geniş bir otobüs ağına da sahip olan Plzen’de otobüsler daha çok kırsal bölgelere gitmektedir. Şehirde 24 saat kesintisiz ulaşım imkanı mevcuttur. Ekolojik ulaşıma önem veren kentte, bisikletle ulaşım ve elektrikle çalışan troleybüsler yaygın olarak kullanılmaktadır. Turistik noktalar genellikle şehir merkezinde yer aldığı için Plzen’i yürüyerek keşfetmek iyi bir seçim olabilir.
Tanıtım Videosu: