Prag Gezilecek Yerler

Prag’ın iki ana meydanından biri olan Old Town meydanı şehrin kalbinde yer almaktadır. Prag’da görülmesi gereken yerlerin başında gelir ve Prag’ın en turistik noktasıdır. Senenin her dönemi çok sayıda turistin ziyaret ettiği meydanda kalabalığa hazırlıklı olmalısınız. Özellikle yaz dönemi meydanın boş olduğu bir vakit bulmak imkansızdır. Meydanın bu kadar ilgi ilgi görmesinde tarihsel önemi, ev sahipliği yaptığı değerli yapılar ve ziyaretçilere sunduğu kafe, restoran, bar, mağaza gibi olanakların fazlalığı etkilidir.

Old Town Hall (Eski Belediye Sarayı) ve üzerinde bulunan Astronomik Saat, Old Town meydanında bulunmaktadır. Eski Belediye Binası’nın içini ziyaret edebileceğiniz gibi 70 metrelik kulenin en tepesine çıkarak muhteşem Prag manzarasını da izleyebilirsiniz. Ayrıca binanın bodrum katında da nefes kesici bir yolcuğa çıkmanızı sağlayacak, Romanesk ve Gotik dönemlerden kalmış labirent şeklinde odalar, mağazalar ve evler bulunmaktadır.

Prag’ın görülmesi gereken en önemli yerlerinden birisi de Vlatna Nehri üzerinde bulunan Karl Köprüsü’dür. Old Town ile Prag Kalesi’ni birbirine bağlar. Şu anda sadece yaya ulaşımına açık alan köprü şehrin sembollerinden biridir. Oldukça ihtişamlı görüntüsüyle senenin her dönemi ziyaretçilere mükemmel bir manzara sunmaktadır. Prag seyahatinizde köprü üzerinde zaman geçirip, manzaranın tadını mutlaka çıkarmalısınız.

Lesser Town olarak adlandırılan bölgede bulunan Prag Kalesi dünyanın en büyük kaleleri arasında sayılmaktadır. Guinnes Rekorlar Kitabı’nda dünyanın en büyük antik kalesi olarak yer alır. Kalenin inşaası 9. yüzyıla dayanmaktadır. Tarih içinde Bohemya, Kutsal Roma İmparatorluğu ve Çekoslovakya devletleri tarafından kullanılmıştır. Şu anda da Çek Cumhuriyeti devlet konutu olarak kullanılmaktadır.

Josefov ismiyle bilinen Prag Yahudi Mahallesi, Old Town bölgesi ile Vlatava Nehri arasında kalmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi bir Yahudi yerleşim yeridir. Yahudilerin şehre ilk yerleşiminin 10. yüzyılda gerçekleştiği söylenmektedir. Yüzyıllar içerisinde artan göçlerden dolayı 13. yüzyılda Josefov oluşturulmuştur. 1893-1913 yılları arasında şehri, Paris’e benzer şekilde modellemek için yapılan bir girişimle bölgenin bir kısmı tahrip edilmiştir.

1344 yılında inşa edilen Aziz Vitus Katedrali, dile kolay 600 yılda oluşumunu tamamlayabilmiş muhteşem bir eser. Prag Kalesi’nin hemen içerisinde yer alıyor. Neo-Gotik ağırlıklı olmak üzere Rönesans ve Barok tarzları kullanılarak inşa edilen bu eşsiz yapı, Prag’ın mutlaka görülmesi gereken yerlerinin başında geliyor. Kraliyet mezarlarının yanı sıra Aziz Vaclac Şapeli ve “Soylu Frederick’in Uçuşu” isimli ahşap malzemeden üretilmiş pano,  oluklar, payandalar, koro bölümü ve altın taş ile kapıdaki tonozlar katedralde görülmeye değer kısımlar.

Prag’ın en popüler yerinden birindeyiz şu anda: Wenceslas Meydanı. Burası şehrin ana meydanlarından biridir ve tarih boyunca birçok gösteriye, kutlamalara ve etkinliklere ev sahipliği yapmış, milyonlarca kişiyi ağırlamıştır. Vaclav Meydanı olarak da bilinen meydan her ne kadar şimdiki görünümüne 19. Yüzyılda ulaşsa da aradan geçen yıllar bu meydana sadece şan ve şöhret katmış. Birbirinden lüks mağazalar, restoranlar ve eğlence mekânları buranın sınırları içerisinde yer alıyor çünkü.

Bu ev dans ediyor. Hem de kelimenin gerçek anlamıyla. Prag sınırları içerisinde yer alan bu evin adı: “Dans Eden Ev”. İsminden de anlaşılacağı üzere evin dıştan görünümü partnerinin kollarında sallanan kadın bir dansçıyı andırıyor. Ünlü dans çifti Fred Asteire ve Ginger Rogers’ın adıyla da anılan bu ilginç yapı, 1945 yılında Amerikan ordusu tarafından gerçekleştirilen hava saldırısı sırasında yıkılan eski bir yapının yerine 1992-1996 yılları arasında inşa edilmiş. Mimari ise dünyaca ünlü daha bir çok yapıda imzası bulunan Frank Gehry.

Prag’ın en renkli duvarını görmek ister misiniz? Sözlerimizi abartı bulabilirsiniz fakat bir gün yolunuz Prag’a ve sonrasında Mala Strana bölgesindeki John Lennon Duvarı’na düşerse ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. John Lennon duvarı, kaba hatları ile insanların grafitiler ve Beatles şarkılarının şarkı sözleri ile doldurduğu nostaljik bir anıt duvar. Şayet John Lennon Duvarı’nı görmezseniz, Prag’a gelmiş sayılmazsınız.

Prag denildiği zaman akla gelen ilk isim kimdir? Tabii ki Franz Kafka. Şehrin abartısız her sokağında, her kafesinde mutlaka ondan bir ize rastlarsınız. Fark ettiğiniz her ayrıntıyla yüzünüze yayılan gülümseme, sizin ünlü yazara bir selamınızdır. Franz Kafka Müzesi, Prag'da Vltava nehrindeki Karl ve Mánes köprüleri arasında bulunan ünlü yazara adanan müzedir ve en güzeli selamı bu müze vermektedir aslında.

Prag gezilecek yerler listesinde kuşkusuz yer alması gerekenlerden biri de TYN Kilisesi’dir. Tamamıyla gotik tarzda bir kilise olan bu eşsiz yapının inşası biraz uzun sürmüş ve zahmetli olmuş. İnşasına 14. Yüzyılda başlanmasına rağmen ancak 1511 yılında bitirilebiliyor. Zamanında şehre gelen yabancılar için inşa edilen bu yapı, bugün sahip olduğu güzellikleri ile turistlerin de göz bebeği. Kilisenin kuleleri yaklaşık 80 metre uzunluğunda.

Prag’ın en değerli müzelerinden Ulusal Müze’deyiz şimdi de. Bu müze Prag gezilecek yerler listesinde kesinlikle ilk sırada yer alıyor. Müze 1890 yılında Josef Schulz tarafından tasarlanmış. Müzenin hemen girişindeki rampa kısmı bir hayli dikkat çekiyor. Girişin dikkat çekmesinin ana sebebi alegorik figürlerle süslü olması. Ulusal Müze’de mineraloji, arkeoloji, nümizmatik ve tabiat tarihi temalı koleksiyonlar görülebilir.  Müze içerisinde Çek bilim adamı, yazar ve sanatçıların büst ve heykellerinin olduğunu da özellikle belirtelim.

Prag, her ayrıntısıyla romantik, tarihi ve sanat dolu olabiliyor. Prag gezinizde şehrin en kültür sanat dolu yerini, yıllara ve olumsuzluklara meydan okumaktan asla vazgeçmeyen Ulusal Tiyatro’yu görmeyi ve burada bir gösteri izlemeyi ihmal etmeyin. Ulusal Tiyatro, bugün Çek kültür hayatının mihenk taşlarından biri. Her hafta çok sayıda kültürel bir aktivite düzenleniyor.  Binanın mimari ise oldukça güzel ve görülmeye değer.

Strahov Manastırı, Prag gezilecek yerler listenizin en uhrevi noktalarından biri olabilir. 1140 yılında Prag'ın en önemli yerlerinden Petrin Tepesi’nde kurulan manastır, Prag geziniz esnasında size eşsiz bir deneyim yaşatacak. 1258 yılında yaşanan yangın nedeniyle zarar gören bina sonrasında barok tarz kullanılarak yenilenmiş ve 1738 yılında kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalsa da sadece manastır olarak kullanılmaya devam etmiş. Manastırın en değerli bölümü olan Strahov’da Ulusal Edebiyat Müzesi’nde ülkenin en eski cilt eserler bulunuyor.  

Prag gezilecek yerler listesinde sırada Prag’ın bir zamanlar üzüm bağları ile ünlenen tepesi Petrin var. 1825 yılında halka açılan ve o yıldan bugüne sayısız yerli, yabancı turisti kendisine hayran bırakan Petrin Tepesi, temiz havası ve eşsiz manzarası ile şehrin en güzel yerlerinden biri. Tepenin içerisinde aynı zamanda Aynalar Labirenti ve Açlık Duvarı gibi görülmeye değer yapı ve eserler bulunuyor. 1891 yılında hizmete alınan füniküler aracılığıyla bu bölgeye ulaşabiliyorsunuz.