Turfan
Turfan Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Deniz seviyesinden 154 metre derinde yer alan Turfan dünyadaki en derin ikinci çöküntü havzasıdır ve Çin’in en ilginç turistik yerlerinden biridir. Gobi Çölü’nün ortasında yeşil bir vaha gibi olan Turfan, yaz mevsiminde 48 derece gibi yüksek sıcaklıklara ulaşabilmekte, kışın ise 20 derecenin altında sıcaklıklar yaşamaktadır. Yağış oranı oldukça düşük olmasına rağmen yemyeşil bitki örtüsü kaynağını dağdan temin edilen sudan almaktadır. Bu sayede kavun, pamuk ve üzüm bereketli bir şekilde yetişmekte, bölgeyi şarap ve meyve diyarı haline getirmektedir. Şehir halkının çoğunluğunu Uygur etnik grubu oluşturmaktadır. 2003 yılı nüfus sayımına göre ortalama 570.000 kişinin yaşadığı Turfan, tarihi yüzyıllara dayanan antik kentlerin, Budist mağaralarının, emperyal garnizonların bulunmuş olduğu bir yerdir.
Antik Çağ’da (328-1275) adı Gaochang olan Turfan, tarihi boyunca önemli bir coğrafya olmuştur. Verimli topraklarıyla ticaretin merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bölge MÖ 1. binyıl boyunca Jushi Krallığı tarafından yönetilmiştir. Yüzyıllar boyunca farklı yönetimlerden geçmiş, zaman zaman da bağımsız dönemler yaşamıştır. İpek Yolu üzerinde önemli bir ticaret ve kültür merkezi görevi üstlenmiş olan Turfan, dinsel açıdan aktif bir bölgedir. Son 2.000 yıldır Şamanizm, Budizm ve İslam inanışlarının bölge halkına kazandırdığı hoşgörü ve sabır kültürü, çölün ortasındaki çetin şartlarda bile pozitif bir karaktere sahip olmalarını sağlamaktadır. %70 Uygur, %30 diğer etnik kökenlerden oluşan halk oldukça misafirperverdir. Turfan halen İpek Yolu döneminden kalma izlerini saygıyla korumaktadır.
Turfan eşsiz güzellikteki manzarası, bol tarihi varlıkları ve verimli tarım arazileri ile turistleri kendine çekmektedir.
Turfan Nerededir?
Turfan, Doğu Asya’da yer alan Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuzeybatısında bulunan Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi'nin güneydoğusunda konumlanmaktadır. Şehir, Shanshan ve Tuokexun ilçeleriyle birlikte Turfan Bölgesi’ne aittir.
Turfan’a Nasıl Gidilir?
Turfan’a havayolu ile ulaşmak rahat bir seçimdir ancak Türkiye’den direkt uçuş bulunmamaktadır. Urumçi’de bulunan havalimanına uçup oradan otobüs ile Turfan’a gidilebilmektedir.
Tren istasyonu ise şehre 50 kilometre mesafede, Daheyan kasabasında yer almaktadır. Daheyan’daki otobüs terminalinden ise şehre seferler düzenlenmektedir. Daheyan’dan daha yeni, daha yakın ve daha kullanışlı olan Turfan Kuzey Tren İstasyonu ise şehre 15 kilometre mesafededir ve bu istasyonda hızlı trenler hizmet vermektedir. Bu istasyondan şehre otobüs ile ulaşım yaklaşık 40 dakika sürmektedir.
Turfan’a Çin’in diğer şehirlerinden otobüs ile ulaşmak da mümkündür. Urumçi 2,5 saat, Hami 6-7 saat ve Korla da 6-7 saat sürmektedir.
Turfan’da Görülecek Yerler
Tuyugou, Turfan’ın 55 kilometre doğusunda yer alan bir kanyondur. Kanyonda yer alan başlıca çekim merkezleri; geleneksel ve kültürel öğelerin ön plana çıktığı Dinggu Vadisi, Bin-Buda Mağarası, Mazha Kabri ve Antik Kent’tir. Kente uzak konumu, gizemli atmosferi, doğal peyzaj alanı, din ve medeniyet tarihi izleri taşıması dolayısıyla Tuyugou, Batı Çin’in en gizemli yeri olarak değerlendirilmektedir. Bu açıdan daima turistlerin ilgisini çeken bir bölgedir. Resim ve fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çeken kanyon aynı zamanda Müslümanlar için de kutsal bir bölgedir. Yerli ve yabancı dünyanın çeşitli yerlerinden Müslümanlar burayı ziyaret etmektedir.
Bin-Buda Mağarası, bir zamanlar 94 mağaraya sahiptir. Şimdi ise 45 mağara bulunmaktadır. Bir zamanlar İslam ve Budizm’in kutsal toprakları olan Tuyugou Kanyonu’nunda Flaming Dağı’nın yamacında yer almaktadır. Kapsamlı tarihi ve kültürel geçmişinin yanında doğal peyzajı da oldukça büyüleyicidir. Bir araba vasıtasıyla yapılacak gezide Gobi Çölü manzarası izlenebilir. Tatlı meyveleri ve berrak suları ile kanyon ziyaretçilerine büyüleyici bir deneyim yaşatmaktadır.
10 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Astana adlı mezarlık, Turfan’a 40 kilometre mesafededir. Antik Gaochang şehrinde yaşayan halkın gömülü olduğu mezarlıkta, çoğunlukla Çince yazıtlar ve süslemelerin bulunmasından dolayı Astana’nın bir Çin mezarlığı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte mezarlıkta Moğol ve Kafkas halkını tasvir eden küçük figür ve tablolar da bulunmuştur. Tarihi ve arkeolojik değeri yüksek olan Astana Mezalığı’nı esrarengiz kılan özellikler; iki mumya, el yazmaları ve eski cenaze afiş resimlerini içeren bir dizi resimdir. Mezarlığın tarihi 200’lü yıllardan 700’lere kadar dayanmaktadır. İpek Yolu üzerinde yer alan bölge, MÖ 100’lerde Çin ve Orta Asya’dan yerleşimler almıştır. Bu nedenle mezarlarda, o dönemde yaşayan insanların gıda, giyim eşyaları, para ve ayakkabı gibi ihtiyaçlarının tasvir edildiği figürler bulunmaktadır. Bu açıdan Astana, eşsiz bir tarihi maden niteliğindedir.