- 1 view
8 Aralık 2008’de açılan ve Doha’nın en önemli simgelerinden biri olan İslam Eserleri Müzesi, sahip olduğu muhteşem koleksiyonundan önce görkemli tasarımı ve mimarisiyle görenleri büyülüyor. 45.000 metrekarelik alanıyla kıyıdan uzakta yapay bir ada üzerine yapılmış olan müzenin mimarisinin arkasındaki isim ünlü mimar Leoh Ming Pei. Çin asıllı Amerikalı mimarın adını Paris’in en estetik yapılarından biri olan Louvre Müzesi’nin cam piramit kısmı, Hong Kong’daki Masal Kulesi, Boston’daki Kennedy Kütüphanesi ve daha birçok gösterişli yapıdan anımsamak mümkün.
Büyük ölçüde antik dönem İslam mimarisinden etkilenmiş olan tasarımda kendine özgü modern mimari öğeleri de görmek mümkün. Mimar Pei, bu yapı özelinde İslam mimarisini daha yakından tanımak için altı ay boyunca İslam ülkelerini dolaşmış. Ardından, eserin görkemi hiçbir zaman kaybolmasın, çevresine başka bina yapılmasın diye en başta yapılması karar verilen yer değiştirilerek yapay ada kurdurtmuş. İç ve dış cephelerin Fransa’dan çıkarılan kireç taşı ile monte edildiği yapının dışında hilal şeklinde bir dalga kıran da mevcut.
Müzenin içerisine girildiğinde mimari özelliklerinden dolayı iyi ışık oyunları karşılıyor ziyaretçiyi. 5 katlı müzenin geometrik şekiller üzerine tasarlanması da, ziyaretçide farklı etkiler yaratıyor.
Konumu ve ihtişamı ile şehre hakim olan yapının sahip olduğu koleksiyon ise dillere destan, denilecek nitelikte. İçeriğinde birbirinden değişik dokuma örnekleri, fildişi, değerli taşlar ya da el yazmaları görmek mümkün. 7. Yüzyıl ile 19. yüzyıl arasına ait el yazmaları, seramik, metal, cam, fildişi, ahşap, dokuma ve değerli taş koleksiyonları mevcut. İznik’ten örnekler de görülebiliyor.