Strazburg Hakkında Bilinmesi Gerekenler

france-2797081_960_720.jpg

Strazburg, Fransa’nın doğusunda, Almanya sınırında bulunan Alsas Bölgesi’nin en büyük şehridir. Alman-Protestan etkisi çok yoğun olarak hissedildiği için Fransa’nın diğer bölgelerinde görülmeyen bir takım hizmetler Alsas Bölgesi’nde göze çarpar. Örneğin seküler yani devletin dini kurumların işleyişine ve dini eğitime karışmadığı bir sistemle yönetilen Fransa’da din adamlarının maaşı sadece Alsas Bölgesi’nde devlet tarafından ödeniyor. Zira Alman-Protestan sistemi bunu gerektiriyor. Fransa’nın diğer bölgelerinde böyle bir uygulama yok. Bir diğer örnek olarak Alsas, Fransa’da okullarında Almanca öğrenilmesi zorunlu olan tek bölgedir. Fransa’nın diğer bölgelerinde Fransızca dışındaki diller zorunlu değil, seçmelidir. Alsas hakkında genel bilgi verdikten sonra biraz Strazburg’un tarihinden bahsedebiliriz. Zira Fransa’da Alsas’a neden bu kadar önem verildiğini geçmişte yaşananları öğrenerek anlayabiliriz.

Alsas bölgesinin 15. yüzyıldan günümüze kadar her dönemde önemli olmasının sebebi zengin maden yataklarına sahip olmasıdır. Bu yüzden Fransa da Almanya da Alsas’a sahip olmak istemiştir ve mezhep görünürdeki sebep olsa da savaşların gerçek sebebi budur. 16. yüzyılda Hristiyanlık içinde patlak veren reform hareketi ve dolayısıyla yeni Protestan mezhebi Almanya’dan Avrupa’ya hızla yayılır. İlk etkilenen Fransız şehirlerinin başında Strazburg gelir. Katolik Fransız kralı Şarlken, Protestanlığı kabul etmiş prenslerle savaşa girer. 1618-1648 yılları arasında süren 30 Yıl Savaşları bu çatışmaların sonucudur. Avrupa tarihinin mihenk taşlarından olan Westfalya Anlaşması 1648’de imzalanır ve Alsas Fransa ile Almanya (o zamanki adıyla Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu) arasında bölüşülür. Strazburg Fransa’ya kalır fakat şehir savaştan bitap düşmüştür. 1681-1697 yılları arasında çok sayıda Alman şehre göç eder ve Almanca günlük dil olarak kullanılır. Bu yüzden yeni bir hareketlenmeyi engellemek adına Strazburg’a Fransız ordusundan binlerce asker yerleştirilir. 1709-1790 yılları arasında soylu Rohan ailesine mensup Protestan din adamları Strazburg’da nüfuz elde eder. Bu yüzyılda şehirdeki Protestan nüfusu Katolik sayısını geçer. 1716’da bugünkü ABD’nin bir eyaleti olan Louisiana’ya Alsaslılar yerleştirilir. Zira Louisiana o dönemde Fransa’nın kontrolü altında idi ve ABD bir ülke olarak kurulmamış ve bağımsızlığını henüz ilân etmemişti. 1800 itibariyle Napolyon Bonapart tüm ülkede olduğu gibi Strazburg’da da değişimlere yol açar. Artık şehrin bir belediyesi, bir ticaret odası vardır. Strazburg ile adı özdeşleşen milliyetçi General Kleber aynı dönemde Alsas’ın Fransa’da kalması kadar bazı Alman şehirlerinin Fransa’ya katılmasında da rol oynar. Tütün, şarap, pamuk ve baharat ticareti ve kurulan demir yolları Strazburg’u güçlendirir.

1870’de patlak veren Sedan Savaşı Fransa’nın Almanya’ya (o zamanki adıyla Prusya’ya) yenilmesiyle sonuçlanır. Büyük hezimete uğrayan Fransa Alsas Bölgesi’ni kaybeder ve III. Napolyon Almanlar tarafından esir alınır. Strazburg kalkınmaya devam edecektir çünkü bölgeyi ele geçirmekten gurur duyan Almanlar Strazburg’u başarılarının vitrini olarak kullanır. Kaçınılmaz olarak nüfus patlaması yaşanır. 1914’te başlayacak 1. Dünya Savaşı’na kadar durum böyledir. 1918 itibariyle hezimet sırası Almanya’dadır. Galip tarafta olan Fransa Alsas’ı dolayısıyla Strazburg’u geri alır. Tohumları 19. yüzyılda ekilen antisemit (Yahudi karşıtı) hareketler 1930’larda Avrupa’nın her yerinde olduğu gibi Strazburg’da da yoğunlaşır. 2. Dünya Savaşı başladığında Naziler Avusturya kadar Alsas Bölgesi’ni de Almanya’ya bağlamakta kararlı idi çünkü ülkeler kendi içlerinde değişim geçirse de dış politikaları asla değişmez ve ilk icraatları önceki yönetimin başarısız olduğu politikaları uygulamak olur. İşte böylece Alsas yeniden Alman toprağı olur. Ancak Almanya 2. Dünya Savaşı’nın sonunda da hezimete uğrar ve Alsas’ı yine kaybeder. 1945 Avrupa için barışın sembolü olan yıldır. Bu yüzden Strazburg da Avrupa barışının temsil edildiği şehirdir. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi Avrupa kurumları Strazburg’da bulunur. Dolayısıyla Brüksel dışında Strazburg da “Avrupa başkenti” statüsündedir. Dünyada ve Avrupa’da 1945-1975 yılları arasında ekonomi alanında yaşanan “Altın Çağ” Strazburg’da da karşılığını bulmuş, şehir büyük kalkınma atılımlarını gerçekleştirmiştir. Yüzyıllarca süren düşmanlıktan sonra Avrupa Birliği’nin başlıca kurucuları olan Almanya ve Fransa Strazburg’u paylaşamadığı günleri geride bırakmış şehirde dostluk içinde beraber yatırımlar yapmaktadır.

Strazburg Fransa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Seyahatinizin ilk gününden itibaren hayran kalacağınız ve ayrılmak istemeyeceğiniz bir turizm merkezidir. Rehberimizde Strazburg hakkında geniş bilgi alabilecek böylece seyahatinizden önce şehri tanıyabileceksiniz. Size sadece Strazburg’un tadını çıkarmak kalacak.
 

Tanıtım Videosu: