Göynük Gezi Rehberi
Göynük Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Göynük, Bolu’nun bir ilçesidir. 2016 yılı sayımına göre ilçesinin nüfusu 15.371’dir. İlçe, mimarisi ile dikkatleri üzerine çekmiş ve Kentsel SİT Alanı olarak ilan edilmiştir. Çok eski dönemlere ve 20. yüzyılın başlarına tarihlenen cami, türbe, çeşme, hamam, kule ve tarihî Türk evleriyle, Anadolu’daki Türk kültür ve yaşam tarzının önemli örneklerini bünyesinde barındırmaktadır. Doğallığını ve mimarisini korumakta gösterdiği özen ile Göynük, bu sebeple birçok araştırmaya konu olmaktadır.
Göynük’ün bilinen ilk adı Koinon Gallicanon’dur. İlçede yerleşim kurmuş uygarlıklar Türk beylikleri, Bizanslılar, Romalılar, Osmanlılardır. Göynük’te yer alan köylerde birçok yazıt ortaya çıkarılmıştır. Bölge, Helenistik döneme değin Bitinya egemenliği altındadır. Ardından Roma ve Bizans tarafından yerleşim görmüş, Osman Bey tarafından ise 1292 tarihinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Göynük, mimarisi ile ender rastlanan bir şekilde korunmuş Osmanlı kasabalarındandır. 700 yıl önceye kadar tarihlenen ve halen işlevsel olan mimari yapılarıyla Göynük tarihi gelenekleri, kıyafetleri, folkloru, yöresel mutfağı ve sosyal ilişkileriyle özgün kültürünü günümüzde de yaşatmaktadır. Göynük’ün tüm yerleşim bölgesi SİT alanıdır.
Göynük’te el dokuması bez ve kumaşlar eski yaygınlığını koruyamamıştır fakat tahta oymacılığı, Kılavuzlar Köyü’nde yapılır ve günümüze kadar taşınmış bir el sanatları uğraşıdır.
Göynük, Osmanlı döneminden kalma yapısıyla koruduğu tarihi atmosferi, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, sakin, huzurlu yapısı ve doğası ile Anadolu’nun özgün yerleşimlerinden biridir.
Göynük Nerededir?
Göynük, Bolu ili sınırları içerisinde güneybatıda, il merkezine 98 kilometre mesafede yer alır. İlçenin Bilecik, Ankara, Eskişehir ve Sakarya’ya sınırı bulunmaktadır.
Göynük’te Gezilecek Yerler
Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından 1923’te inşa ettirilen ZaferKulesi, Göynük’ün simgesidir. İlçenin yüksek bir tepesinde, bölgeye hâkim bir konumda bulunan Kule, altıgen taş temel üzerine inşa edilmiş 3 katlı ahşap bir mimaridir. Zafer Kulesi’nden Göynük ve tarihî evleri rahatça izlenebilmektedir. Zafer Kulesi, Kurtuluş Savaşı’nın başarısı adına ebedi bir iz olması amacıyla inşa edilmiştir.
Sünnet Gölü, Göynük’ün 27 kilometre doğusunda yer almaktadır. Denizden 820 metre yüksek bulunan göl, Kurudağ ve Erenler tepesi arasında dar ve derin bir vadideki heyelan çukurunda oluşmuştur. 18 hektarlık alanı kaplayan göl, sessiz ve sakin doğasıyla davetkâr bir atmosfere sahiptir. Gölün çevresinde bir adet konaklama yeri vardır ve açık havada piknik yapma imkânı bulunmaktadır. Yürüyüş parkurları ve temiz havasıyla Sünnet Gölü, Göynük’te sıkça ziyaret edilen yerlerdendir.
ÇubukGölü ise Göynük’ün 11 kilometre kuzeyinde bulunmaktadır. Çubuk yaylasında doğa yürüyüşü yapmak için uygun bir nokta olan göl, tamamen doğal yollarla oluşmuştur. 15 hektarlık bir alanı kaplayan gölün çevresinde kafe, restoran ve yürüyüş parkuru bulunmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1464 yılında hocası Akşemseddin için inşa edilen AkşemseddinHazretleriTürbesi, altıgen yapıya sahip bir mimaridir. Çok sade bir yapıya sahip olan türbede Akşemseddin’in oğulları Sadullah ve Emrullah Çelebilerin ceviz ağacından sandukaları bulunmaktadır. Sandukaların kabartma süsleri, Osmanlı ağaç işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Bölgenin en özgün Osmanlı mimarilerinden biri olan Gazi Süleyman Paşa Camii, 1331 ile 1335 yılları arasında inşa edilmiştir. Cami, Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından, ahşaptan tek kubbeli, tek minaresinde tek şerefeli olarak oldukça sade bir şekilde inşa edilmiştir. 1948 ile 1960 yılları arasında yenilenen caminin özelliği, bölgedeki en sağlam Osmanlı eseri olmasıdır.
Cami ile aynı tarihte yapılan Gazi Süleyman Paşa Hamamı, travertenden kesme taşlarla, bay ve bayan kısımları ayrı olarak inşa edilmiştir. Yapı, bölgedeki en eski ve en büyük hamam olma özelliği taşımaktadır.
Ömer Sıkkın ve Tabak Dede Türbeleri de Göynük’te görülebilecek bir diğer mirastır. Tabak Dede’nin ermişlikte ileri bir mertebeye ulaştığı söylenmektedir. Ömer Sıkkın ise Hacı Bayram Veli’nin müritlerindendir ve miladi takvime göre 1475’te vefat ettiği rivayet edilmektedir.