Adalar’ın Tarihi

Antik dönemde Halkın Adaları (Demonisia) olarak anılan adalar, Bizans Dönemi’ndeki keşiş manastırları sebebiyle Papadonisia olarak anılmaya başlanmıştır. Bizans tarihçisi Kedrenos’a göre İmparator II. Justin, 569 yılında adaların en büyüğünde kendisine manastır ve saray inşa ettirmiştir. Öncesinde Megale veya Büyük olarak anılan bu ada, imparatorun buraya yerleşmesi ile Prens’in Adası (Prinkipo) adını almıştır.

Konstantinopolis’in büyük surlarla koruma altında olduğu Bizans Dönemi’nde adalarda yaşayan kimse kalmamıştır. 7. ve 8. yüzyıllarda gerçekleşen Arap istilaları, İstanbul’a gerçekleşen Venedikli yağması, 1204 yılındaki Haçlı saldırısı, II. Mehmet önderliğinde Osmanlı’nın Bizanslılardan başkenti ele geçirmesi gibi olaylarla karşı karşıya kalan Adalar, bu olaylardan oldukça zarar görmüş ve tahrip olmuştur. Osmanlı egemenliğindeyken güvenli olan Adalar, İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne geçmeye çalışırken Kınalıada’da demirleyip, burayı 10 gün boyunca bombalaması sebebiyle kötü günler yaşamıştır.

Bizans döneminde Rum balıkçı ailelerin yaşadığı Burgazada, Heybeliada ve Büyükada; Osmanlı’nın son dönemlerinde Türk ve Musevi aileler ile yabancı diplomat ve iş adamlarına ev sahipliği yapmıştır. Başta Büyükada olmak üzere toplumun önde gelenleri Adalar’da yaşam kurmuşlardır. Kınalıada ise Bizans döneminde Ermenilerin yaşadığı yer olmuştur. Halen Musevi, Rum ve Ermeni asıllı Türkiye vatandaşlarının yaşamakta olduğu Adalar’da, nüfusun çoğunluğunu Türkler meydana getirmektedir.

Adalara ilk vapur seferleri 18. yüzyılda başlamıştır. Pazar kayıkları olarak adlandırılmış bu büyük kayıklar kürekle kullanılan araçlar olmuştur. 1846 yılına gelindiğinde ise küçük buharlı gemiler ulaşımı farklı bir noktaya taşımıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısından başlarında Şirket-i Hayriye’nin büyük buharlı gemileri sahneye çıkmış, Adalara düzenli seferlerle hizmet vermeye başlamıştır. Ulaşım imkanlarının bu şekilde gelişmesi, adaların nüfusuna yansımış, Adalar tatilciler ve günübirlikçiler için uğrak bir yer haline gelmiştir.

Adalar Nerededir?

Beşi büyük dokuz adet adadan meydana gelen Prens Adaları, İstanbul’da, Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda Asya kıyısında, Anadolu Yakası’nın güney kıyılarının açıklarında yer almaktadır. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedefadası’nda yerleşim varken; Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası’nda sürekli ve düzenli bir yerleşim mevcut değildir. 

Adalara Nasıl Gidilir?

Adalara vapur, motor ve deniz otobüsleri ile ulaşım sağlanabilmektedir. Yaz ve kış mevsimlerinde her gün karşılıklı olarak Şehir Hatları vapurları Eminönü, Kadıköy, Kartal ve Bostancı’dan Adalara düzenli seferler bulunmaktadır. Ayrıca İstanbul’un her iki yakasından deniz taksi çağırılarak da Adalar’a ulaşmak mümkündür.

Ada içi ulaşımda ise bisikletler önemli yer tutmaktadır. Yürümek de sıkça tercih edilmektedir.

Adalar’da Görülecek Yerler


 

Büyükada’daki Rum Yetimhanesi, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük tahta binasıdır. 1898 yılında yapılan bina, Fransızlar tarafından Prinkipo Palas isimli, Monte Carlo tarzı kumarhaneye sahip bir otel olması niyetiyle inşa edilmiştir. Sultan II. Abdülhamit’in bu tarzda bir tesise izin vermemesinden dolayı otel hiçbir zaman hizmete açılamamıştır. Daha sonra binayı banker Leonidas Zarifi’nin dul eşi Eleni Zarifi satın almış; yetimhane yapılması şartı ile Fener Rum Patrikhanesi’ne bağışlamıştır. Büyükada’yı simgeleyen, denizden de görülebilen bu yapı 1946 yılında kapatılmıştır.

Heybeliada’nın ana meydanında bulunan Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, denizcilerin koruyucu azizi Aziz Nikola’ya adanmıştır. Bizans Kilisesi’nin yıkıntıları üzerine 1857 yılında kurulan Ortodoks Kilisesi, Hacı Stefani Gaytanki Kalfa tarafından inşa edilmiştir.

Burgazada’nın en göze çarpan anıtı olan Aya Yani Kilisesi, yüksek bir silindir üzerine yerleştirilmiş kubbesiyle göz alıcı bir yapıdır. Adaların baş tapınağı olan kilisenin bugünkü hali 1899’da yapılmıştır.