Bari güney Avrupa ve Akdeniz ülkesi İtalya’nın Puglia bölgesinde yer alan küçük bir şehirdir fakat bölgenin en gelişmiş şehridir. Puglia “İtalya çizmesinin topuk kısmını” kaplayan bölgedir. Bari, Arapçada “Allah’tan gelen” demektir. Bari şehrinin tarihi merkezi bir labirent şeklindedir ve iki limanın tam ortasında bulunur. Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan Bari genç nüfusu ve turizm alanındaki potansiyeli ile gelecek vaat eder. Puglia bölgesinin başkenti olmasına rağmen turistlerin ilk durağı Bari olmasa da gün geçtikçe Bari’yi keşfeden turist sayısı artmaktadır. Bari Güney İtalya’nın gözdesi Lecce ile artık rakip haline gelebilmiştir. Turistlerin çoğu ünü duyulan Bari yemekleri için kasabaya gelir. Bari’ye turistik ziyaret dışında kültürel ziyaret amaçlı da gidilir çünkü İtalya’nın önemli operalarının sahnelendiği Teatro Petruzzelli Bari’dedir. Bari Limanı, Adriyarik’teki en çok kullanılan limandır zira buradan kalkan feribotlarla Arnavutluk, Hırvatistan ve Yunan adalarına gidilebilir. Bari’den deniz yoluyla Akdeniz adalarına ulaşım yoktur.
MÖ 3. yüzyılda Roma hâkimiyeti altına giren Bari her daim ticaret için çok stratejik bir nokta olmuştur. Barililerin ticaret dışında balıkçılık ile de uğraştığı bilinmektedir. Günümüzde hala yerli halkın önemli kısmı balıkçılık yapar. Bari 885-1071 yılları arasında yani Doğu Roma hâkimiyeti altında olduğu dönemde Slav esirlerin tutulduğu gizli bir köşe idi. Nitekim Bari Ortodoks patriğinin bulunduğu Konstantinopolis’e (bugünkü İstanbul) bağlı idi. Önce İspanya’ya hâkim Müslümanlar sonra yerel yöneticiler Bari’nin kontrolünü ele geçirmeye niyetlense de uzun soluklu olamamışlardır. Nihayetinde 1071 yılında Normandiyalılar Bari’yi ele geçirir. Bu tarih Bari için dönüm noktasıdır. Çünkü artık Ortodoks Doğu Roma’yla bağlar kopmuştur. 1087’de Aziz Nikola’nın mezar kalıntılarının Antalya’nın Demre ilçesinden Bari’ye getirilmesiyle Bari bugünkü kimliğini ve özelliklerini kazanmaya başlar. 1095’te başlayan 1. Haçlı Seferi’nin vaazı Bari’de verilir. 1. William yönetimi altında çok sönük bir dönem geçiren Bari 1220-1250 yılları arasındaki İmparator II. Frederick yönetiminde adeta parlayacaktır. 1324’te özerk bir düklük sıfatına kavuşan Bari önce Sforza sülalesi sonra Napoli krallığı tarafından yönetilir. Almanların ve Macarların da Bari’de bir dönem hâkimiyet kurduğu görülür. 17. ve 18. yüzyıllar Bari için pek parlak geçmez çünkü art arda deprem, sel, veba gibi sorunlarla uğraşılır. Fransız imparatoru Napoléon Bonaparte’ın kız kardeşi Caroline ile evlenen Fransız General Joachim Murat Bari’ye hâkim iken Bari’nin kentleşmesini ve büyümesini sağlamak için 1813’te yeni bir semt kurar ve bu semtin adı elbette Murat olur. Günümüzde Bari Vecchia Bari’nin tarihi yüzü ise Murat semti de modern yüzüdür. Murat, günümüzde Bari’nin iş ve ticaret merkezidir. Alışveriş merkezleri buradadır. Bari milli birliğini nihayet sağlayan İtalya’ya 1860’ta bağlanarak bugünkü şeklini alır, bari tren istasyonu açılır. Artık Bari sürekli olarak gelişmekte ve kalkınmaktadır. Altyapı eksiklikleri gün geçtikçe giderilmektedir. 20. yüzyılın ilk 25 yılında patlama yaşayan Bari nüfusu 5 katına çıkar. Bari’de opera salonunun, üniversitenin (Mussolini Üniversitesi) ve ticaret odasının açılması bu döneme denk gelir. Faşistlerin iktidarda olduğu dönemde Bari’nin zenginleştiği görülür. 2. Dünya Savaşı’ndaki bombalardan oldukça zarar görmesine rağmen Bari’nin barış sağlandıktan sonra ekonomide yine yükselişe geçtiği gözlemlenir. 1934’te havaalanı hizmete açılır. 1930 yılındaki ticaret anlaşmasından beri Bari en çok Balkan ve Orta Doğu ülkelerine şarap, zeytinyağı ve badem ihracatı yapmaktadır. Bari’nin günümüzdeki en büyük sorunu Balkanlardan çok fazla göç almasıdır. Bari’ye en çok gelen göçmenler Arnavutlardır.
Bari’de Puglia bölgesinin geleneksel dansı Pizzica’yı en az 1 kez izlemeden şehirden ayrılmamalısınız. İstiridye başta olmak üzere Bari’den çıkan deniz mahsullerini tatmalısınız. Lungomare kıyısı boyunca yürüyüş yapmalısınız. Puglia’dan çıkıp İtalya’nın sembolü haline gelen ve İtalyan mutfağının büyük kısmını kaplayan enfes yemeklerden yemelisiniz. Kilo almaktan endişelenmeyin mutlaka geri verirsiniz önemli olan Bari’de olmanın keyfini çıkarmak! Adriyatik Denizi’nde yüzmeyi de buradayken mutlaka deneyimlemelisiniz. Bari’nin yerel şaraplarını da yudumlamalısınız. Mercadante Ormanı’nda yürüyüş yapmalı ve bisiklete de binmelisiniz. Fizzarotti Sarayı’nı mutlaka gezmelisiniz. Unutmayın önceden rezervasyon yaptırdığınız takdirde saraya girebilirsiniz. Pinacoteca Sanat Müzesi’ne ve uzay gözlem evine gitmenizi ise şiddetle tavsiye ederiz. Bari’de bunların dışında görmeniz gereken yerler hakkında detaylı bilgiyi “Gezilecek yerler” bölümünde okuyabileceksiniz. Bari hakkında edinmek isteyeceğiniz tüm bilgiyi bu rehberden edinebilirsiniz.
Tanıtım Videosu: https://www.youtube.com/watch?v=M3sxKtqbmPQ