Ulan Batur Hakkında Bilinmesi Gerekenler

city-967513_960_720.jpg

Moğolistan’ının başkenti ve en büyük şehri olan Ulan Batur, Orta Asya bozkırlarının içinde yer alır. 1 milyonu aşan nüfusuyla Orta Asya’nın en önemli şehirlerinden bir tanesidir.Ulan Batur Moğolistan’ın kuzeyinde Tuul Nehri üzerindeki bir vadide kurulmuştur. Moğolistan için oldukça önemli olan şehir, ülkenin kültür, sanayi ve ekonomik açıdan en önemli birimidir. Bulunduğu konum itibariyle Rusya ve Çin için de önem taşımaktadır. Rus Trans-Sibirya Demiryolu ve Çin demiryolu sistemi Ulan Batur’dan geçtiğinden, oldukça önemli bir ulaşım noktasıdır.

Eski ile yeninin iç içe olduğu Ulan Batur, Moğolistan hakkında pek çok ipucu vermektedir. Ülke tarihinin hemen hemen her aşamasının izlerini bulabileceğiniz Ulan Batur kültürel ve tarihi olarak ziyaretçilerine çok şey katmaktadır. Son zamanlarda canlanan Doğu ve Orta Asya iş imkanları dolayısıyla şehir çok sayıda gezgine ve iş insanına ev sahipliği yapmaktadır. Ulan Batur 9 ilçeye ayrılmıştır. Bunlardan 7 tanesi şehirle doğrudan bağlantılıdır. Diğer 2 tanesi ise diğer ilçelere göre şehir merkezinden daha uzaktadır ve maden kasabaları olarak kurulmuştur. Ulan Batur’un doğu yakasında bulunan bu iki maden ilçeleri Nalaikh ve Baganuur’dur. Şehir nüfusunun büyük çoğunluğunun yaşadığı ilçeler ise Sukhbahatar, Songino Khairkan, Bayanzurkh ve Bayangol’dur. Ulan Batur 40 üyeden oluşan bir şehir meclisi tarafından idare edilmektedir. Şehir meclisi üyeleri ise 5 yılda bir seçilmektedir. Belediye başkanı ise şehir meclisi tarafından atanmaktadır.

16. yüzyıldan önce Moğolistan pek çok başkent değişikliği yaşamıştır. 13. yüzyılda Büyük Moğol İmparatorluğu döneminde Karakurum şehri imparatorluğun başkentiydi. 30 yıl boyunca başkentlik yapan şehir bu statüsünü günümüze kadar koruyamamıştır.

16. yüzyıla gelindiğinde ise Moğolistan Lamaizm adı verilen din ile tanışmıştır. Bu gelişmenin ardından ülkede Tibet Budizmi gelişmiş ve kalıcı manastırlar inşa edilmiştir. Bu manastırların etrafında, yerleşkeler ortaya çıkmıştır. Bu yerleşkelerin en önemlisi Zanabazar (kimi kaynaklara göre Jebstsundamba Khutuktu) adındaki yerdir. 1649 yılında Moğolistan’ın ilk manevi liderininburayı saray olarak benimseme üzerine bölgede yerleşim artmıştır. Böylece modern Ulan Batur’un da temelleri atılmıştır. Günümüzde Ulan Batur’un kuruluş tarihi olarak 1649 yılı kabul edilmektedir. Şehir merkezi zaman içinde farklı bölgelere taşınsa da 1778 yılında kalıcı olarak bugün olduğu bölgeye taşınmıştır. Şehre ilk önce İkh Khuree adı verilmiştir. “Büyük daire” anlamına gelen bu isim yerleşkenin şeklinden gelmektedir. Daha sonraları Ulan Batur adını almıştır. Ulan Batur, Moğolcada “kızıl baha” anlamına gelmektedir.

Şehirde gezerken eski ve yeni mimarinin yan yana olduğu görülür. Ulan Batur’un modern mimarisinin büyük kısmı 20. yüzyılda Rus mimarisiyle tanışması sonucu ortaya çıkmıştır. Rus mimari tarzından fazlaca etkilenen modern Ulan Batur mimarisi pek çok kültürün karışımıdır aslında. Şehirde Sovyet mimarisini, Budist tapınaklarında görülen mimari tarzları iç içe görmek mümkündür. Gandan Teglichinlen Manastırı, Choijin Lama Tapınağı ve Bogd Han Kış SarayıMüzesi en dikkate değer Budist yapılardır ve şehirdeki Budist mimarisinin en görkemli örneklerini oluşturmaktadırlar.

Ulan Batur’da yaşayan yerli halk şehri ziyarete gelen gezginlere karşı oldukça sıcakkanlı ve yardımseverdir. Ziyaretçilerle sohbet etmeye, kültürel paylaşımlarda bulunmaya oldukça açık olan Ulan Batur halkı seyahatiniz sırasında sizlere oldukça yardımcı olacaktır. Ulan Batur nüfusunun bir kısmı şehir merkezinde yaşarken büyük çoğunluğu “ger bölge” olarak adlandırılan ve merkezden uzak bölgelerde yaşamaktadır. Bu bölgelerdeki yerleşim genellikle iki metre yüksekliğindeki ahşap çitlerle çevrili bir ya da daha fazla müstakil evlerden oluşmaktadır. Bu evler ise aslında Orta Asya’ya özgü büyükçe ve oldukça kalın olan çadırlardan oluşur. Bu çadırlara ise “yurt” adı verilir. Bu bölgelerin pek çoğu ne yazık ki sistemli bir su tesisatına sahip değildir. Yurtların su ihtiyacı kamusal kuyulardan taşınarak sağlanır. Yine ortak kullanma açık olan hamamlar da vardır. Yurtlarda kanalizasyon sistemi de yoktur. Yerleşkenin bir bölümü bu yüzden tuvalet çukurlarına ayrılmıştır. Yurtların ısıtması ise çadırın tam ortasına kurulan büyük sobalarla sağlanmaktadır. Sadece ısıtma için değil yemek pişirmek için de kullanılan bu sobalar maalesef hava kirliliğinin en önemli nedenidir. Sobalar sadece ger bölgelerindeki yurtlarda değil şehir merkezindeki evlerde de kullanılıyor. Ulan Batur’daki evlerin %92si ısınma ve mutfak için soba kullanmaktadır. Bu durum şehirde önlenemez bir hava kirliğine neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 yılındaki verilerine göre Ulan Batur dünya şehirleri arasında en kirli havaya sahip 2. şehirdir.

Ulan Batur’da oldukça sert bir karasal iklim yaşanmaktadır. Kış mevsimi uzun sürer ve sıcaklıkların -40lara kadar düştüğü görülür. Bu çetin kış şartları dolayısıyla şehrin civarında bulunan nehir ve göller yılın uzun zamanı don olur. Çetin kış şartları yaz mevsimi geldiğinde hafiflese de sıcak havalar çok uzun sürmemektedir. Yaz mevsimi kısa ve sıcak geçmektedir. Uzun ve fazlaca soğuk geçen kış mevsimi dolayısıyla Ulan Batur dünyanın en soğuk başkenti olarak bilinir.

Bu çetin iklim koşulları şehirdeki tarım faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Ulan Batur halkının en önemli geçim kaynağı hayvancılıktır. Hayvancılığın yanı sıra şehir son yıllarda gösterdiği gelişmelerle şirketlerin ilgisini çekmektedir. Moğolistan’daki şirketlerin %65’i başkent Ulan Batur’da toplanmıştır. Moğolistan’daki en eski üniversite olan Moğolistan Halk Üniversitesi de Ulan Batur’da bulunmaktadır. Şehirdeki genç nüfusun büyük çoğunluğunu bu üniversitede okuyan öğrenciler oluşturuyor. Genç öğrenci nüfusunun Ulan Batur’un kültürel yanına olan katkıları oldukça büyüktür. Moğolistan’ın ekonomik, kültürel, siyasi ve daha pek çok açıdan merkezi olan Ulan Batur ziyaretçilerine göz kamaştırıcı bir seyahat imkanı sunuyor.

Ulan Batur, Türk tarihi ve edebiyatı açısından oldukça önemli olan Göktürk Yazıtları’nın da bulunduğu coğrafyadır. Üç yazıttan oluşan Göktürk Yazıtları’ndan Bilge Kağan ve Kültigin Yazıtları, Ulan Batur’a 400 kilometre uzaklıktaki Orhon Vadisinde, Tonyukuk Yazıtı ise Ulan Batur’a 100 kilometre uzaklıktaki Bayançotko bölgesindedir. Bilge kağan ve Kültigin yazıtlarının hemen yanında Orhon Müzesi kurulmuştur. Yazıtların orijinal halleri müzede sergilenmektedir.

Tanıtım videosu: https://www.youtube.com/watch?v=IXgb_mk4SQI